Merhaba sevgili okuyucular,
Bugün sizlere gelişimden,üretimden,teknolojiden bahsetmek istiyorum.
Geçmişten çok farklı an ve olayları yaşadığımız bugünden ve çok daha farklı gelecekten bahsedeceğimi.
İnanmanın,çalışmamın,üretmenin,inovasyonun kıymetini idrak edeceğiz.
Dünya değişiyor,yetişen çocuklar değişiyor,donanımlar,algılar bambaşka bir hal alıyor.
Bugün Türkiye'de 50 yaş üstü jenerasyon internet ile bağı olmayan bir Facebook hesabı kullandığında başarılı bir gözle baktığımız jenerasyon.
Bir de 35 üstü ne teknolojiden uzak ne de tam anlamıyla içinde olan bir jenerasyon bulunmaktadır.
Fakat şu anda gelen ''Z''jenerasyonu var ki işte onlar tüm dengeleri bozacak nitelikte yetişiyor.
Artık meslekler,iş planları ve olanakları,mekanlar her şey farklılaşıyor.Bu bizim ülkemizde her ne kadar dünya hızını yakalayamıyor olsa da takip etmiyor diyemeyiz.
Bugün bir çocuk sınıfta sadece kendi öğretmenini değil,elindeki tabletlerle sınıftaki kameralar yardımıyla 4 ayrı sınıfı izleyebiliyor.
Artık şirketlerin binasına,istihdam oranına göre ciro ve kurum büyüklüğünü belirleyemiyorsunuz.
Artık her şey yazılım !
Microsoft,Facebook,Twitter,Google,e-bay ve daha niceleri bir yazılım üzerinde en az insan gücüyle çok büyük cirolar yapabiliyorlar.
Bizim ülkemizde bu gelişime,değişime ayak uydurmuş,kendisine inanan,büyük teknolojik hamlelerde yapacağı yüksek hacimli üretken binlerce gencimiz var,fakat hangisine ne kadar imkan sağlayabiliyoruz !
Kendi topraklarında bu imkanı bulamayan,projelerini anlattığı zaman karşılarında boş bakan vizyoner gençler soluğu Amerika'da alması bizi hiç şaşırtmamalı gerekir.
O kadar farklı bir dönem yaşıyoruz ki ; tüm dinamikler,tüm bildiklerimiz anlık değişebiliyor.
Bu değişime ayak uydurmak zorundayız.
Bakın hayatımıza Endüstri 4.0 diye bir şey girdi.
Her yerde duyuyoruz.
Fakat ne kadar anlayabiliyoruz.
Endüstri 4.0 ve ya 4.Sanayi devrimi diyebiliriz.
Veri alışverişlerini,çağdaş Otomasyon sistemlerini ve üretim teknolojilerini ifade eden kollektif bir terim aslında.
Bu bir devrimdir.
Nesnelerin internetini,internetim sunduğu hizmetleri ve siber-fiziksel sistemlerinden oluşan bir değerler bütününü anlatıyor.
İlk sanayi devrimi (1.0) su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemleri ile ortaya çıktı.
İkinci sanayi devrimi (2.0) ile elektrik gücünün yardımıyla seri üretim tanıtılmıştı.
Üçüncü sanayi devriminde (3.0) ise dijital devrim, elektroniklerin kullanımı ve BT (Bilgi Teknolojileri)'nin gelişmesiyle üretim daha da otomatikleştirildi.
Şimdi dördüncü sanayi devrimi (4.0)'ı yaşayacağız.
Gençlerin bugün gördükleri meslek ileride onları yapacakları meslekler olmayacak.
Bugünün çocukları şu an hiç görmedikleri mesleklere sahip olacaklar.
Ebeveynler çocuklarının ne kadar Özgür bir dünyada olduklarının bilincine varmaları gerekmektedir.Onlarda çocukları için bunun farkında varmaları ve tüm dünyanın bunu kabul etmesi çok önemlidir.
Çocuklara öyle bir Özgürlük anlayışı verebilmelisiniz ki ;
Önce yükse bir ahlak anlayışı,hiç ümitsizliğe kapılmayaca başarabilme duygusu,motivasyon ve çalışmanın,emeğin,alınterinin şüphesiz başarıyla buluşacağı duygusu aşılamaktan bahsediyorum.
Artık yazılım,algoritma,donanım çağındayız.Maalesef Türkiye'de ki eğitim sistemi iyi kurgulanamadı.Bu anlattıklarımın uygulanamayacağı özürlü bir sistemin içerisindeyiz.
Bu yazılım çağına ayak uydurmak isteyen,kedine donanım katmak isteyen gençler diyor ki ;
Burası Türkiye !
Eski köye yeni adet getiremeyiz.
Böyle gelmiş,böyle gider.
Bu olamaz bu bizi çok üzüyor,
Ülkenin geleceği,gençlerin geleceği açısından bu çok korkutucu bir şey.
Fakat ben de gençlere diyorum ki
Hiç denediniz mi ?
Bir şeyleri değiştirmeye aday oldun mu ?
Başarmak için elinden geleni yaptın mı ?
Tutku ve azimle büründün mü ?
Çabuk vazgeçiyoruz.Hemen pes ediyoruz.Çok az sorguluyoruz.
Bundan 15 yıl önce olan enerji şirketleri,hükümetleri deviren,politikaya yön veren,yer kabuğunu oyan dev markalar bugün yoklar.
Bir kaç zeki ve girişimci genç,donanımlı beyinler onları yok ettiler.
Bas bas bağırabiliriz.Artık yazılım var yazılım !
Bu konu uzar gider ben sadece bu hafta bir farkındalık yaratmak istedim.Şimdi de size Bu örnek verdiğim zeki ve donanımlı gençlerden şu an da Amerika'da Silikon vadisinde projelerine devam eden 9 Türk Genciyle sizi tanıştıracağım.

 

1-Eren Bali



Tek dersliği bulunan bir köy okulunda okumuş Eren Bali, bugün dünyanın önde gelen şirketlerinden toplamda milyonlarca dolar yatırım alan undemy isimli internet sitesinin kurucusu ve CEO’su. Eren Bali’nin Silikon Vadisi’nde kurduğu “Udemy”, internet üzerinden birçok farklı alanda binlerce dersin verilebildiği bir platform.

2-Emrecan Doğan



Emrecan Doğan, Slikon Vadisi'ndeki ilk zamanlarında Amazon Kindle’da ürün geliştirme müdürlüğü yapmış. Milyonlarca insana daha iyi bir kitap okuma deneyimi sunmak üzerine çalışmalarda bulunan Ar-Ge takımın başındaki iki Türk yöneticiden biriymiş. Eşi ise o sıralarda TOEFL çalışıyormuş. İşte tam da o an bir sınav hazırlık uygulaması yazmaya karar vermiş. Secore Beyond'un doğuşu böyle olmuş. İlk 6 ayda Amerikan üniversitelere giriş sınavına (SAT) hazırlanan 200 bin kadar lise öğrencisi bu uygulamayı her gün kullanmaya başlamış.Bugün 121 ülkeden binlrce öğrenci, ABD’de üniversiteye girebilmek için Secore Beyond’u kullanmakta.

3-Veysel Berk



Veysel Berk’in yazdığı, bir iOS uygulaması olan Wallit, kapsama alanınızda bulunan “sanal duvar”lara Facebook/Twitter gibi sosyal medya hesaplarınızla veya anonim olarak seçtiğiniz kullanıcı adı ile yorum yapmanızı, resim ve video göndermenizi sağlıyor. Ancak işin güzel kısmı şu; bunu yapabilmek için orada bulunmanız gerekiyor. Veysel Berk'in Wallit'i Apple Store’da tam 110 ülkede “önerilen uygulama” olarak öne çıkarılmış.

4-Devrim Yaşar



Devrim Yaşar bünyesinde 100 binlerce yazılımcı barındıran Koding’i kardeşi Sinan ile birlikte iki yıl önce kurmuş. Bulut tabanlı yazılımgeliştirme platformu Koding hem bağımsız geliştiricilere, hem şirketlere hem de üniversiteler başta olmak üzere çeşitli eğitim kurumlarına hitap ediyor. Siz bir yazılım geliştirmek istediğinizde bunu bu platformda belirtiyorsunuz daha sonra Koding bünyesindeki yazılımcılar tekliflerde bulunuyor ve siz de size en uygun gelen teklifi kabul edip en etkin şekilde yazılımınız yaptırabiliyorsunuz.

5-Kerim Baran



Hepimizin bildiği Yonja’nın kurucusunun Kerim Baran olduğunu biliyor muydunuz? 1999 yılından bu yana San Francisco’da yaşayan Kerim Baran büyük şirketlerde yöneticilik görevleri de gerçekleştirmiş. Şimdi ise ABD’nin en büyük güneş enerjisi ekipmanı dağıtıcılarından biri olan CivicSolar’ın sahibi. Baran, enerjinin geleceğinin Güneş'te olduğunu savunuyor.

6-Selçuk Atlı



Selçuk Atlı, ‘semantik web’in kurucusu olan Dr. James Hendler ile beraber çalışmalar yürütmüş. Kurucusu olduğu SocialWire’ın fikri de bu çalışmalar esnasında ortaya çıkmış. SocialWire genel olarak e-ticaret sitelerinin Facebook üzerinde dinamik ve kişiselleştirilmiş ürün reklamları oluşturmasını sağlayan bir reklam platformu. Müşterileri arasında ABD’nin önde gelen e-ticaret siteleri yer alıyor. Ayrıca Selçuk, 2012 yılında Endeavor tarafindan “Uluslararası Etkili Girişimci” seçilmiş.

7-Aykut Karaalioğlu



Aykut Karaalioğlu Mobile Action'un kurucusu. Mobile Action, Silikon Vadisi’nde kurulmuş mobil reklam ve pazarlama konusunda çözüm sunan bir servis. Karaalioğlu’nun şirketinin müşterileri arasında Ebay gibi dünya devleri var. Mobile Action, mobil uygulamaları hedef kitlelere ulaştırmayı amaç edinmiş bir şirket bu sayede geliştiricilere de keşfedilme ve yaygınlaşma konusunda çok ciddi yardımcı olmakta.

8-Burç Şahinoğlu



Teknolojiyle ilişkisi NewYork’tayapay zeka projeleriyle başlayan Burç Şahinoğlu, 2003’de İstanbul’a gelmiş fakat İstanbul’un kendisine uygun olmadığını anlayıp 2011 yılında San Francisco’ya yerleşmiş. Silikon Vadisi’nde, seçtiğiniz uzman kişilerin dinlediklerine göre müzik listenizi sürekli güncelleyen YouTube entegrasyonlu platform Hivebeats’i kurmuş. Şahinoğlu aynı zamanda CratePlayer’da teknoloji başkanı.

9-Mustafa Emre Kazdağlı



Kazdağlı, 2010 yılında mevcut sosyal ağlarla günlük yaşamda karşılaştığı olayları çevresindeki insanlarla nasıl paylaşabileceğini düşünmeye başlamış. Fikrini o sırada Stanford’da doktorasına devam eden arkadaşı Mehmet Ozan Kabak’a, ve Boston Üniversitesi’nde doktorasına devam eden arkadaşı Alp Artar’a anlatmış. İkisi de ilgilenince birlikte bu proje üzerine çalışmaya başlamışlar. 2012’de Silikon Vadisi’nin merkezi Palo Alto’ya taşınmış ve üç arkadaş burada Stringer Labs’ı kurmuşlar. Burada, sana konum olarak yakın tanımadığın kişilerden de haber almanı sağlayan bir sistem olan Stringer'i yaratmışlar.