Osmanlıda Cuma vaazı, günümüzden farklı olarak namaz bittikten sonra verilirdi. Önce hutbeler Arapça okunur, ardından Cuma namazı eda edilir ve sonrasında vaizler vaaza başlarlardı.

Her camide Cuma namazı kılınırsa da İstanbul halkı daha çok selatin camileri tercih ederdi. 17. Yüzyıla kadar 7 adet olan selatin camisi, zamanla 33’e çıkmıştır. Ayrıca bu camilerin dereceleri vardı. Örneğin protokolde birinci sırada Ayasofya Camii geliyordu.

**

Ölümün Bile Güzel Olduğu Günler

Eskiden komşularımızdan biri vefat etse birkaç gün tarlalara gidilmezdi. Yas günlerinde bir şey ekilmez, ekilse bile yeşermeyeceğine inanılırdı. Cenaze günü mahallede adeta seferberlik başlardı. Ateşler yakılıp sular kaynatılır, cenaze yıkanırken hep birlikte ağlanır hep birlikte cenaze defnedilirdi. 

Mezar dönüşü de acılı aile yalnız bırakılmazdı. Evlerden yemekler taşınır, semaverler kaynatılır, çaylar demlenirdi. Uzaklardan gelen misafirler bölüşülürken yas evinde çocuk bırakılmamasına dikkat edilirdi. Amcalar, teyzeler çocukları alır ve birkaç gün misafir ederek yas ortamından uzaklaştırırlardı. 

İnanın dostlarım; acıların paylaşılması konusunda herkes çok samimiydi. Öyle ki evlerde on gün boyunca radyo ve televizyon açılmaz, en masum bir eğlenceye dahi meydan verilmezdi. Üniversite okurken bir hocamız milleti şöyle tarif etmişti:

“Aynı kandan olanlar değil, birlikte ağlayıp birlikte gülenler millettirler.”

**

Uzun Yaşamanın Sırrı

Tarihimizin yetiştirdiği en büyük doktorlardan biri kabul edilen İbni Sina’ya göre hastalıkların birçoğu çok yemekten ileri geliyordu. Bu yüzden de ünlü doktorumuz, sofradan doymadan kalkmayı öneriyordu.

“Uzun Yaşama Sanatı” kitabının yazarı Luigi Cornaro’ya göre de, uzun ve sağlıklı yaşamak için yapılacak tek şey az yemektir. Ayrıca günlük 400 gr. bir insan için yeterliymiş. 

Bir düşünsenize sevgili dostlarım; herkes bu kadar yese ve geri kalanını bölüşse, dünyada açlık diye bir şey olur muydu?.. 

***

Not: Bir süreliğine siz kıymetli okuyucularımdan müsaade istiyorum. Allah nasip ederse Eylül ayında görüşmek dileğiyle…