Merhaba Aysel, seni tanımlamak için hangi mesleği söylesem az kalır gibi geliyor. Son olarak Yasak Elma’da seni izledik. Öncelikle güzellik merkezinden oyunculuğa evrilen süreç nasıl gelişti?

- Merhaba. Aslında mesleğim, okuduğum ve mezun olduğum bölüm Uluslararası işletme. İşletmecilik, mezun olduktan sonraki kariyer hayatımda hep vardı, en son çok yakın arkadaşımla beraber kurduğumuz Beautylab’e kadar evrildi ve aslında hala rutin olarak yaptığım bir iş. Oyunculuksa bu zamana kadar ertelediğim ama aklımın kenarında kalmış bambaşka bir dünyaydı. Kendimi bildim bileli güzel sanatlara meraklıyımdır ve hayatımın bu döneminde oyunculukla ilgili eğitimim devam ederken ilk iş denemelerimi yaşadım. Zaten Bakü’deyken okul ile eş zamanlı 7 senelik piano-müzik eğitimi aldım. Lise ve üniversite yıllarımın bir kısmını İsviçre’de geçirdim. 

O yıllarda okuduğum okulda profesyonel dans eğitmenleriyle vals, tango ve modern dans gibi birçok dalda dans hazırlıklarım olmuştu. Lisans eğitimi için taşındığım Londra’daysa yan ders olarak tiyatro eğitimi aldım. Sonraki yıllarda evlendikten sonra eşimle İstanbul’a taşınmaya karar verdik.  2015 senesinde anne oldum ve o senelerde oğlumun bakımıyla ilgilendim. Beautylab kuruluş ve iş devamı olurken oyunculuk tekrar hayatıma girmiş oldu. 

Bakü, İsviçre, Londra… Birçok ülkede yaşadın. Mesleki değişiklikler miydi?

- Değişiklikler hem mesleki hem eğitimle ilgili oldu diyebilirim. Bakü doğduğum büyüdüğüm, ilkokul yıllarımı geçirdiğim, ilk müzik eğitimimi aldığım, eşim Tengiz’le tanıştığım, evlendiğim ailemin hala yaşadığı ve her sene muhakkak gittiğim büyülü bir şehir. İsviçre de benim için çok özeldir. Oradaki ilk senem kolay değildi. Her tatil sonrası okula döndüğümde ilk birkaç gün zor geçiyordu. İlk kez ailemden ayrı kalıyordum ve onları çok özlüyordum. Onlar için de kolay olmadığının bilincindeydim bu yüzden onlara hissettirmemeye çalışıyordum. En büyük şansım kardeşimle beraber olmamdı, bir birimize hep destektik ve hep en yakınımdı. Londra’da okuduğum dönem daha olgunlaştığım zamanlardı. İyi ki hayatımda o dönemler oralarda geçmiş, benim için unutulmaz ve güzel hatıralarla dolu günlerdi.  

Bu ülkelerden en çok hangisine kendini ait hissettin?

- İsviçre’nin yeri ayrıdır çünkü dünyanın birçok ülkesinden farklı insanlarla tanıştım, farklı kültürler hayatıma girdi. Çok sevdiğim yakın arkadaşlarımla orada tanıştım. Okulumuzun çok katı kuralları vardı. Ancak orada şahit olduklarım, öğrendiklerim sadece eğitim ile sınırlı değildi. Bol bol seyahat etmek fırsatım oldu. Hayata dair sanırım en çok bu dönemlerde tecrübeler kazandım. Londra kendimi büyütmeme sebep oldu. Hem eğitim alıp hem de arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirme fırsatım oldu. Her dönem için farklı evlerim oldu ancak kendimi ait hissettiğim yer kendi vatanım Bakü ve şu an yaşadığım ikinci vatanım İstanbul. 

Şuan ünlü isimlerin akın ettiği bir güzellik merkezin var. Beautylab’ı nasıl kurmaya karar verdin?

- Beautylab’i eskiden beri tanıdığım arkadaşım ve ortağım Hülya ile kurduk. O, İstanbul’a yeni taşınmıştı ve beraber bir iş kurmak istiyordu. Ben Türkiye’de daha önceden yaşamanın ve çalışmanın verdiği tecrübelere, arkadaşımın da tırnak uygulamalarında olan ürün bilgilerine sahipti. Böylece birikimlerimizi ortaya koyarak, tamamen güven üstüne kurulu bir işe başladık. Şirketi kurduktan sonra lokasyon arayışına geçtik. Aradığımız yer, her kesin yoldan geçerken göreceği yer değil de, daha özel, butik bir yerdi. Sonunda Akatlar, Beşiktaş’ta mekanı bulduk ancak istediğimiz gibi gerekli uygulama odaları ve mimari için 6 aylık bir tamir tadilat işleri gerekliydi. Biz de o dönem boyunca yapılacak uygulamalar, ürünler ile ilgili araştırmalar yapmaya başladık. 

Kendimiz uzman olmadığımız için uygulama yapmayacaktık ama yine de eğitimlere katıldık, kullanacağımız ürün içeriklerini öğrendik. Çalışacak olan uzmanlarla görüşmeler yapıyorduk. En sonunda Eylül 2018 de ilk şubemizi açtık. İlk zamandan beri çok severek, sabırla ve emek vererek çalıştık. Gelen misafirler memnuniyetlerini kendi arkadaş, tanıdıklarıyla paylaştıkça büyümeye başladık. Sosyal medyanın da etkisi var tabii, ancak bahsettiğim sadece ünlü isimlerin paylaşımları değil. İnsanlar gerçekten tanıdıkları birilerinde uygulamaları gördüğünde ve ya tavsiye aldığında kendileri de denemek istiyor. 

Farklı sektörlerden birçok ünlü isim bizi tercih ediyor ancak bizim için bütün danışanlarımız değerlidir, bunu bizi tercih edenler bilir. Randevu sistemiyle çalışırız bütün uygulamalarımızda çünkü çoğu işlem uzun zaman alıyor. Herkesin zamanı değerli bundan dolayı kimsenin zamanını çalmak istemiyoruz. Ben yaşadığım tecrübelerden buna inanıyorum eğer işini severek, iyi yaparsan başarı kaçınılmaz oluyor. Bizim iş ekip işi, bizimle yeni açıldığımızdan beri çalışan uzmanlarımız var, ekibe yeni katılan çalışma arkadaşlarımız da kısa sürede uyum sağlar. Bizim için işyerinde sevgiden önce saygı gelir. Bütün Beautylab ekip, çalışma arkadaşlarımıza buradan teşekkür etmek istiyorum.

Son olarak ikinci şubenizi açtınız. Büyümeye devam ediyorsunuz?

- Aslında bize sık sık, farklı bölgeler ile ilgili franchise teklifleri geliyor. Bizim işin başından beri hedefimiz İstanbul’da hep kendimizin başında duracağımız yer ve ya yerler olmasıydı. Bu yüzden de ikinci şubemizi de Anadolu yakasında açmaya karar verdik. Yine lokasyon ile ilgili araştırmalara başladık. Çoğu insan cadde taraflarında açmamızı beklerken biz yine insanların kalabalık olduğu değil, daha özel, kendi ruhu, enerjisi olan bir yer beğendik. Kanlıca’da ikinci dereceli tarihi eser bir köşkte yerimiz. Kanlıca iskelesine yürüme mesafesinde oldukça huzurlu bir bölgede yerleşiyor.  İç kısmına izinle, zarar vermeden mimari değişiklikler uygulayarak geçen Mart ayında da orayı açtık. Akatlar şubemizde olduğu gibi Kanlıca şubemizde de bütün tırnak uygulamaları-kalıcı oje, protez tırnak, cilt bakımı, lazer, kirpik uygulamaları, kalıcı makyaj bulunmaktadır. 

Ufak dokunuşlar büyük fark yaratır. Kadınların güzellik merkezlerine olan ilgisini nasıl yorumluyorsun?

- İnsan kendine değer vermeli, değer verince kendini sevince ve kendiyle mutlu, barışık olunca etrafını da mutlu ede biliyor. Biz kadınlar da bakımlı olunca bu bize pozitif enerji veriyor. Ben buna neredeyse her gün şahit oluyorum. Uygulamadan çıktıktan sonra sadece tırnaklarının bile bakımlı, kalıcı ojeli ve 2-3 hafta kullana bileceği durumuna bakıp, mutlu bakışlarını yakaladığımda ben de motive oluyorum. Dediğiniz gibi ufak dokunuşlar ama yapılan doğal bir ipek kirpik bile uygulamayı sevenleri her gün göz makyajı yapmaktan kurtarıyor. Bunun gibi diğer bütün bakımlar bizi mutlu eden işlemler. 

Cilt bakımı hizmetleriniz var. Pürüzsüz, lekesiz bir cilt mümkün mü? “Özellikle belirli bir yaştan sonra”

- Cildimizi etkileyen birçok faktör var, hem içten yediklerimiz, içtiklerimiz gibi, hem de dış etkenler var, hava kirliliği, cildi temiz tutmama gibi farklı etkiler çok. Genetiğimiz de bu işin başka bir etkisi doğal olarak. Cilt bakımı hizmetlerimiz bütün cilt tipleri için var her iki şubemizde de. Cildin bakımı evde de olmalı çünkü kimse her gün cilt bakımına gitmez, zaten uygulanmaz da. Bunun için en önemli olan cildi temiz tutmak ve korumak. Cildimiz yaz kış güneşe maruz kaldığı için mutlaka eğer derimizi, cildimizi uzun vadede korumak istiyorsak güneş koruyu ürünleri günlük makyajımıza eklemeliyiz. Sabah yaptığımız makyaj hafif, ağır ve ya hiç yapılmamış bile olsa akşam mutlaka cildimizi uyumadan temizlemeliyiz. Temizlik sonrasında da cilt tipine, yaşına göre günlük bakım ürünleri, gözaltı kremi, nemlendirici serum ve krem cildimize uygulanmalı. Eğer bu günlük rutini yaparsak sadece ayda bir kere klasik cilt bakımı yetecektir. Eğer farklı cilt problemleri varsa tabi ki bunu uzman kararıyla farklı bakımlar ve farklı aralıklarla bakım süreleri belirlenip tedavi edile bilir.

Daha çok hangi hizmetlerinizle biliniyorsunuz?

- Sanırım en çok tırnak uygulamalarıyla tanınıyoruz. Manikür sonrasında kalıcı oje üzerine yaptığımız tırnak dizaynları, kişiye özel çizimler tercih ediliyor. Tırnak yeme problemi olanlar için protez tırnak işlemleri en yeni tekniklerle tırnağa zarar vermeden yapılıyor. Bazı insanlarda bu işlemlerin tırnağa zarar verir düşüncesi var ne yazık ki. Kalıcı oje ile aksine uzamayan tırnaklar uzar, daha bakımlı olur. Biz bütün kalıcı oje kullanılacak uygulamalarımızda tırnak katı koruyucu jel base kat kullanırız.  İşlemi çıkarmak istediklerinde mutlaka uzman tarafından uygulanmalı çünkü işlem makineyle yapılıyor ve eğer uzman olmayan biri işlemi yaparsa işte o zaman ojeyi çıkarırken tırnağa da zarar vere bilir. Saç uygulamalarımız da çok tercih edilmekte, hatta ilk açıldığımızda kuaför bölümümüz yoktu. 

Danışanlarımızın isteği üzerine saç ile ilgili bütün uygulamalar yapılmakta. İpek kirpik, kirpik ve kaş lifting uygulamaları da çok sevilmekte her iki şubemizde de. İpek kirpikte mesela ürünlerimiz hep doğaldır ve sadece siyah renk olarak kullanılmaz, koyu ve açık kahve ipek kirpikler saç rengine göre uygun kadınlara inanılmaz yakışıyor. Farklı tarzları olanlara renkli ipek kirpikler de uygulanmakta, mor, yeşil, lacivert ve ya kırmızı gibi.  Kalıcı makyaj uygulamaları da farklı yaşlardan danışanlarımız tarafından tercih edilmekte. Dudak renklendirme mesela illa belirgin ve ya kırmızı ruj sürülmüş gibi seçilmiyor bazıları çok doğal kendi dudak rengi gibi istediklerinde sonuç şahane oluyor. Cilt bakımlarını da açıldığımızdan beri gelen danışanlarımız düzenli aralıklarla gelirler. Bizim cilt bakımı için 2 saate yakın süre gerekiyor. Kişiye özel zaman ayırıp gerekli temizlik, bakımlar,  maske sonrasında yüz ve boyun masajıyla bakım tamamlanır. 

Hem başarılı bir iş kadını hem anne olarak dümdüz bir yol varken önünüzde oyunculuk hayatınıza girmiş. Bu sizin hayatınızın bir yol ayrımı mı?

- Beni yakın tanıyanlar bilir oyunculuk çocukluğumdan beri hep ilgi alanımda olduğunu bilir. İzlediğim filmler, dizilerde her zaman bütün ekibi araştırır, notlar alırdım. Mesleğimi seçerken seçimim bu yönde olmadı ama ilgim de asla azalmadı. Dediğiniz gibi hayatım tam da rutininde devam ediyordu hem evde hem de işte. Ben hayatımıza giren kimsenin sebepsiz girmediğine inananlardanım, her tanıştığımız, gördüğümüz ve ya bir şekilde yolumuzun kesiştiği kişilerin bir anlamı olduğunu düşünürüm. Bir gün Beautylab’ e sevgili yönetmen Neslihan Yeşilyurt geldi. Bizi tercih ediyordu ve onunla sohbet sırasında içimde kalmış bir oyunculuk hayali olduğunu ve bunun için doğru yolun ne olduğunu sordum. Kendisine bir işi yaparsam en iyi şekilde yapmak istediğimi anlattım ve tavsiyesini dinledim. Kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum, çünkü beni tanıdığım için çok şanslı hissettiğim Bahar Kerimoğlu’na yönlendirdi. Onunla bireysel olarak başladı ilk oyunculuk çalışmalarım.

 

Bu arada kendime böyle bir yol seçtiğimi eşim, ailem ve çok yakın arkadaşlarım dışında kimse bilmiyordu. Belli bir süre çalıştıktan sonra Bahar hoca beni sevgili Rabia Sultan Düzenli’nin audition atölyesine yönlendirdi. Geçtiğimiz Mart ayıydı oradaki kurs zamanında da canım hocam Melek Öztürk’le tanıştık. Haziran ayında da yine hocalarımın yönlendirmesiyle sevgili Saim Güveloğlu’nun atölyesine katıldım. Orada da oyunculuk ile ilgili farklı bakış açısıyla çalışmalar yapıyorduk. Benim hayatımda uzun zamandır istediğim, seçtiğim bir yol. Ben yol ayırımı diye nitelendirmiyorum. Evet, bazen zorlukları oluyor ama şimdilik hem derslerime, çalışmalarıma hem de Beautylab için aynı anda zaman bulabiliyorum. İnsanın ortağının arkadaşı olması büyük avantaj çünkü biz en başından beri bir birimizi idare etmeği çok iyi biliyoruz. 

Oyunculuğu gerçekten sevdiğinizi yapmak istediğinizi, kendinizi oraya ait hissettiğinizi ne zaman anladını

- Oyunculuk eğitimim Melek hocayla ve çok sevdiğim diğer hocam Kudret Sabancı’yla halen devam etmekte. Kurstayken sadece kamera önü oyunculuk öğrenmiyorsunuz.  Orada tanıştığım, çok iyi anlaştığım ve muhtemelen uzun seneler boyunca da arkadaşlığımızın devam edeceği kişilerle tanıştım. Orası bizim için aile gibi güvenilir bir yer. Sanırım bu mesleği de hakkıyla yapmak istediğimi ders sırasında, keyifli çalışmalar sırasında anladım. Biz sahnelerimizi çalışırken çok severek yapıyoruz bu işi, performanslarımızı sergilerken hocaların yorumları bize çok şey katıyor. Bazen hiç düşünmediğimiz bir bakış açısıyla bizi aydınlatıyorlar. Ben şanslıyım ki çalışmalarımı biz öğrencilerini ailesi gibi gören hocalarla beraber yapıyorum. 

Oyunculukla ilgili kendinize belirlediğiniz hedefler neler?

- Oyunculukta hedeflerim aslında diğer mesleklerde de olması gerektiği gibi, önce çalışarak emek vermek, sonrasında inandığım işi en iyi şekilde icra etmek. İşini iyi yaparsan güzellikler illa gelir seni bulur. Çok yakın zamanda ilk dizi deneyimimi Yasak Elma dizisiyle yaşadım. Benim için unutulmaz bir deneyimdi, sevgili yönetmenine, bütün oyuncu arkadaşlara, ekibe teşekkür ediyorum. Benim için hedeften ziyade kendini geliştirmek ve çalışmak önem taşır. Her hangi bir yolda hırsla bir hedefe gitmek değil de seçtiğim yolda işimin hakkını vermek, kalp kırmadan, gerekli mesafeyi koyarak benim için doğru olduğunu düşündüğüm yolda ilerlemek hedefim. 

Hayatınızın her döneminde köklü değişiklikler yaşamışsın. Bugünkü Aysel’e bu değişiklikler neler kattı?

- Değişimler taze kan getirdiği için bana hep iyi gelmiştir. Vizyon gelişimi ve daha ileriye yönelik bakış açısı edinmem açısından değişimler hayatıma çok şey kattı. Eğer bugün daha özgüvenli, kendi ayakları üzerinde dura bilen ve ne istediğini bilen ve doğru bildiklerimi açıkça söylemekten çekinmeyen hür bir karakter edinmişsem bunların hepsini değişimlere borçluyum. 

Özellikle günümüzde kadınların çalışma hayatı, kadınların farkındalık yaratan eylemleri gündemde. Başarılı, ilham hikayelerine ihtiyacımız var. Senin için başarı nedir?

- Başarı aslında doğrudan yana durmaktır benim için. Ya sevdiğimiz işi yapmamız gerekir ya da yaptığımız işi sevmeyi öğrenmemiz. Böyle prensiplerle yaşayan insanların başarısız olma ihtimali olamaz bence. Erkek egemen toplumda yaşadığımız için hemcinslerimin başarısı beni her zaman daha çok mutlu ediyor açıkçası. Bizim güzellik merkezinde de saç uzmanımız haricinde bütün çalışma arkadaşlarımız, uzmanlarımız hep kadın. 

Danışanlarımızın da birçoğu kadın oluyor. Zaten ben işim gereği sürekli kadınlarla beraber olup onları gözlemleme şansım oluyor. Birçok dalda başarılı iş kadınlarıyla tanıştım ve hepsiyle gurur duyuyorum. Kadın dayanışmasının gerekliliğine inanıyorum. Bir birimizi tüm farklılıklarımıza rağmen sevmeli ve değerimizi önce kendimiz bilmeliyiz. Bana göre başarı varılması gereken bir yer değil, bir serüvendir. Severek yaptığın seni mutlu eden bir işi yaparsan başarı gelir ve kalıcı olur. Hiçbir işte hele ki oyunculukta ben oldum, eğitimim bitti diye bir son olduğuna inanmıyorum. Ben muhtemelen hayatım boyunca çalışmaya, kendimi geliştirmeye devam edeceğim.