Her prenses doğduğunda, kınından keskin bir aşk çıkar.

Sevdayı yastık,

Güveni yorgan yapıp,

Dayanır boğazına,

Her nefes alış verişi, bir başkaldırıdır.

Her başkaldırı, yeni benliği simgeler.

Kahramanı sen olduğun,

Yeni bir tarih yazılır.

“Bilirsin ki eşitlik ve oy dediğin, inanmadan sana verilen,

Sanayi devriminde sana ihtiyaçları olduğu içindir.”

İhtiyaçları olmadığı zaman,

Seni yine senden kaçırıp,

Kimsesizler mezarlığında ayin için hazır beklerler.

Korkarlar.

Senin naiflik derecenin simetriği,

Başkaldırıdır.

Dönüşümdür.

Geleceğimizdir.

“Naif ve estetikliğin, kanından sütüne geçişi

Ve memenden akan süt;

Yüreğini sıktığın zaman,

Güneş gibi parlayan arınmış,

Hıncın,

Suskunluğun,

İnadın,

Bir çağdaşlık devrimidir.

Her prenses doğduğunda, kınından keskin bir merhamet çıkar.

Eşitlik ve özgürlük için,

Cinsiyetçi yaklaşımı,

Yüreklerde kurulan darağacında mahkûm etmek için,

Mücadele edeceğin,

“Kan sızıntısı” olan tanıdık biridir.

Bazen eş,

Bazen dost,

Bazen kuralların kınından çıkarıp,

Kaderimize sapladığı,

Müebbette mahkûm etmemiz gereken anlayıştır.

Her doğum gününde;

Her kız çocuğu bu şafağın sökmesi ile boğazına dayanmış bir kılıcı hisseder.

Bu kılıç kimi zaman;

“Toplumun gelenek dediği, görenekte bilenmiş”

Canlı canlı gömmek için,

Bazen kılıç annen,

Bazen baban,

Bazen uğruna ölebileceğin yârin,

Bazen toplum,

“Seni nefessiz bırakarak sevgisi ile zehirleyerek öldürebilecek.”

Cümleleri kulağına fısıldayarak,

Hipnotize edip,

“Ölüp dirilecek ya da yaşar iken öleceksin.”

Babası kızına ; “Her şafak sökmesi, senin doğum günün…” dedi.

Endişe ve korku sarmalı ile “meta” olman için,

Kendi hemcinslerin gülerek,

Severek,

Kızarak

Ve bir kahkahada seni saklayarak,

“Toplumun gelenek dediği görenekle bilenmiş”

İnsanımsıların önüne atacaktır.

“Ölüp dirilecek ya da yaşar iken öleceksin.”

Birileri varmış,

“Hiç kimseler yokmuş oyununda,”

Boşlukla dövüşeceksin,

Ama bilmelisin ki;

Sen çoğalabilirsin,

Mitoz bölünmelere sahip düşlerin var.

“Seni senden almak için,”

“Mahallenin, Toplumun gelenek dediği görenekle bilenmiş” 

"edersiz, edepsiz apoletlileri,”

Hoyrat ve de 

Küstahlar,

Hak iddia edecek,

Korkmayarak,

“Kendi gençliğinden kalan düşleri klonlayarak”  karşılarına dikilmelisin.”

Ve can evlerinden vurmalısın,

 “Öngörünün mevziisinin,” çağlar boyu sürmesinin nedeni;

Özgürlük ile bellenmiş,

Herkesten dokuz ay on gün fazla deneyim,

Ve paylaşıma sahip olduğun içindir.

“Genetik geçişin ise,

Sevdayı yastık,

Güveni yorgan yapıp,

Sevdiğinin üstünü örtmendendir.”

“Gülüşün; mutluluk denen kapının arlanması için,

Karamsarlığın maymuncuğudur.”

Bilmelisin ki; “Tek şansın vardır.”

Kader dediğimiz şey,

Seni;

Örseleyerek

Veya severek

Dizlerinin üstüne çöktürmeden önce,

“İyi niyet denen prangaların sayısı” kadar güçlü,

“Ağırlığı kadar şiddetli” yere sermeye çalışacaktır.

Kurtuluşumuz;

“Sevdayı yastık,

Güveni yorgan yapıp,

Üstümüzü örtmekten geçer...”

Unutma,

“Gülüşün; mutluluk denen kapının arlanması için,

Karamsarlığın maymuncuğudur.”

Saygıyla…

(“BPW gönüllülerine” kabul etmeleri dileği ile  “KADIN HAKLARI ve CİNSİYET EŞİTLİĞİ” Çalışmalarından dolayı yazımı ithaf ediyorum.)