İSTANBUL (DHA) - Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin İstanbul İl Teşkilatının iftar programına katıldı.

Yeşilköy WOW Otel'deki programda konuşan Bahçeli, "Büyük Türk düşünürü Yusuf Has Hacip, insan için faydalı 3 şeyden bahsetmiştir. Bunlardan birincisi, erdem, ikincisi, utanma, üçüncüsü ise doğruluktur. Yine büyük düşünürümüz, asırlar öncesinde yöneticilerin akıllı, bilgili, adil, soylu, haya sahibi, yumuşak huylu, merhametli, gözü tok, sabırlı, alçak gönüllü ve sakin tabiatlı olmalarını tavsiye etmiştir. Tam da bugüne uyacak şu derin ikaz ve tespiti yaşadığı dönemde dile getirmiştir. 'Doğru yap, doğru söyle, doğruyu gizleme ancak gammaz olma, dedikodu yapma'. Temiz olan kendini temiz tutar. Temiz olanlar temizleri tutar. İstanbul, tertemiz vicdanlara emanet edilmelidir. İstanbul, şaibesiz, şüphesiz, lekesiz, iradeyle yükselebilecektir. Erdemden uzaklaşmış, utanma duygusundan mahrum kalmış, doğruluğu kaybolmuş, siyasi ihtiras sahiplerinin, Balasagunlu Yusuf'un hikmet dolu duyuş ve seslenişinden ders alması beyhude bir avunmadır" dedi.

"VATAN, BAYRAK, MİLLET SEVGİSİNDE ERİYENLER CUMHUR İTTİFAKI İLE GELECEĞİ KAVRIYOR"

"Bir yanda erdemli olduk, diğer yanda engelleri aştık. Bir yanda sukut kadar kimsesiz diğer yanda çığlık kadar hür olduk" diyen Bahçeli, "Bir yanda mazlumların umudu diğer yanda zalimlerin korkulu rüyası haline geldik. İnançlarımızdan taviz vermeden, iddialarımızın sancağından tuttuk. Şükürler olsun ki her rüzgara yelken açacak kadar tarihsel yörüngemizden kopmadık. Her gürültüyü pabuç bırakacak kadar özümüze yabancı düşmedik. Cumhurla cumhuriyeti kaynaştıran, hak ile haklıyı buluşturan, milletle milliyetçiliği kucaklaştıran, tarihsel ve yüksek bir şuurun bugünkü temsilcileriyiz ve de yolumuza Cumhur İttifakı olarak devam ediyoruz. Ne mutlu bizlere ki gönülleri birleşenler 'Cumhur İttifakı' diyor. Haktan, hakikatten, halktan yana olanlar Cumhur İttifakı ile doğruluyor. Vatan, bayrak, millet sevgisinde eriyenler Cumhur İttifakı ile geleceği kavrıyor. Allah aşkıyla yanan yürekler Cumhur İttifakı ile umutlanıp, ufuk ötesine bakıyor. Özellikle ve önemle ifade etmek isterim ki bu iftar sofrasında özlemlerimizi paylaşıyoruz. Bu iftar sofrasında dua ve dileklerimizi seslendiriyoruz. Bu iftar sofrasında hayrın, hasenatın, hasbiliğin, haysiyetin, millete hadim olmanın dilini konuşuyoruz. Bu iftar sofrasında kalp gözüyle bakıyor, muhabbetle dokunuyor, manevi arınma ve kurtuluş için Cenab-ı Allah'a el açıyor, hep birlikte niyaz ediyoruz. Ramazanın yardımlaşmanın ve dayanışmanın daha da gün yüzüne çıktığı, açların doyurulduğu, fakir fukaranın elinden tutulduğu 11 ayın sultanı bir ay olduğunu aktaran Bahçeli, "Birbirimize yakınlaşmamız, vicdan muhasebesi yapmamız için bu ayın sağladığı manevi imkanlara hem bağlılık göstermeliyiz hem de değer vermeliyiz. İlahi rahmet kapılarının ardına kadar açık olduğu bu kutlu ayda tuttuğunuz oruçların, yaptığınız ve yapacağınız tüm ibadetlerin Cenab-ı Allah katında makbulünü ve kabulünü diliyorum. Sahurla iftar arasında geçen zaman süresi içinde oruç ibadetinin hakkını tüm uzuvlarımızda, tüm varlığımızla, tüm adanmışlığımızla vermeyi temenni ediyorum. Çünkü ağzın oruçlu kalması kadar kalbin de gözün de elin de niyetli olmasının çok önemli görüyorum" diye konuştu.

"İSTANBUL, TÜRKİYE'NİN ÖZETİ, TÜRK VATANININ ÖVÜNCÜDÜR"

"İstanbul, Türkiye'nin özeti, Türk vatanının övüncüdür" diyen Bahçeli, "Bu kent, bir tarih, bir şuur, bir dua, bir dilek, kutlu bir müjdedir. O müjde ki alemlere rahmet olarak inmiş efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa'nın mübarek dudaklarından insanlığın hafızasına rahmet damlaları gibi dökülmüştür. O müjde ki İstanbul'un fethedileceğini, asırlar önce cihana tebliğ eden kerametin ilanıdır. Yedi tepesiyle, camileriyle, çeşmeleriyle, hanlarıyla, hamamlarıyla, saraylarıyla, surlarıyla, şadırvanlarıyla, kültürüyle, görgüsüyle her köşesinde tarihin yaşadığı, ecdadımızın izinin bulunduğu İstanbul'un hak eden ve ehil ellerce yönetilmesi geldiğimiz bu aşamada hayat memat meselesidir. Unutmayınız ki İstanbul'u fetheden kahraman hünkar bir Türk'tür. Fethe memur edilmiş yiğit askerler Türk milletinin kudretidir. İstanbul'un fethi dünyanın istikametini değiştiren, çağ açıp çağ kapatan muhteşem bir millet başarısıdır ve İstanbul dünyanın en büyük Türk kenti unvanını almıştır. Bu aziz şehrimizi fetheden Fatihimiz Sultan Mehmet Han'a, fethin manevi kılavuzu Akşemseddin Hoca'ya, fetihte görev alan tüm kahraman ecdadımıza bu vesileyle Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.

"MARTIN SONU BAHAR DİYORLARDI, DEMOKRASİNİN KARA KIŞINI YAŞATTILAR"

Bahçeli, şöyle konuştu: "Sorarım sizlere, Türk milletinin gururu, gıpta edilecek kıymeti olan İstanbul boyunduruk altına nasıl girecektir? İstanbul'un kaderi terör örgütlerinin, yani Haçlı yedeklerinin tasallutuna nasıl havale edilecektir? Kandil çetesi, Pensilvanya şebekesi nasıl olup da İstanbul'da söz geçirecekler, Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini hangi yetkiye dayanarak etkileyebileceklerdir? Bin yıllık kardeşliğimizin celladı, milli varlığımızın düşmanı bu hıyanet ortaklarına inanan, umut bağlayan vicdan sahibi tek bir insanımız olabilecek midir? İstanbul böylesi bir zillete onay verebilir mi? İstanbullu kardeşlerim böyle bir rezalete olur diyebilir mi? Terör örgütleri demokratik güç birliğinden bahsediyor. PKK'lı caniler devamlı açıklamalar yapıp Ekrem İmamoğlu'nu övüyorlar. Ağız birliği etmişler, CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan adayına destek mesajları paylaşıyorlar. Neymiş, çok güzel şeyler olacakmış. Yerin dibine batsın sizin güzeliniz. Çirkinlik ne zamandır güzel olarak görülüp değerlendiriliyor? Biliniz ki, çirkin görünür, güzel bürünür. Kundaktaki bebeklere kurşun atılırken de güzel şeyler mi oluyordu? 19 Nisan'dan bugüne kadar 12 vatan evladı şehit düşerken de çok güzel şeyler mi yaşanıyordu? FETÖ çok güzel şeyler olacak diyor, CHP de papağan gibi aynı şeyi tekrarlıyor. Martın sonu bahar diyorlardı, demokrasinin kara kışını yaşattılar. Bir CHP milletvekili, 'Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok sayan darbeyle buluşmaz mı?' diyecek kadar millet düşmanı haline gelebilmiştir. Darbe çağrısı büyük bir suçtur, hesabı mutlaka sorulmalıdır. İyiyi kirlettiler, güzeli lekelediler, kısacası değerlerimize kast ettiler. İşte zillet budur, işte rezalet bu kadar küstah ve cüretkardır"

"BİR MAĞDUR VARSA O İSTANBUL'DUR"

Bahçeli, "Güroymak'a Norşin dersek ne çıkar diyecek kadar siyasi çürüme yaşamıştı. Şu kepazeliğe bakar mısınız? Sözde sanatçısı aynı havada, komedyeniaynı tarzda, şarkıcısı aynı hizada, iş adamı aynı üslupta. Bunların güzeli İstanbul için ucubedir. Bunların güzel dedikleri İstanbul'un uçurumudur. Elbette dünya bunlara güzel, elbette işleri tıkırında, dümenleri yerinde. Yedikleri önünde yemedikleri arkalarında. Bir elleri yağda, diğer elleri balda. Birellerinde cımbız, diğerinde ayna, umurlarında mı bunların dünya?" Sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul'da geçim kavgası veren,çileye göğüs geren, nice zorluğa direnen mazlumlara baksınlar da ibret alsınlar, adamlık öğrensinler, insanlık görsünler. Be hey alçaklar, ihanetin nesi güzeldir, kötülüğün neresi güzel olacaktır? 'Her şey güzel olacak' bayağı sözü ve batışın şifresiyle, FETÖ'nün değirmenine su taşıyanlar, PKK'nın kanlı silahından tutanlar, Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürenler surda gedik açmak için çırpınsalar da ant olsun başaramayacaklar. Bunlara taviz vermeyeceğiz. Bunlara teslim olmayacağız. Bunlara boyun eğmeyeceğiz. Diyor ya şair; Mehmet'im, sevinin, başlar yüksekte/ Ölsek de sevinin, eve dönsek de/ Sanma bu tekerlek kalırtümsekte/ Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir/ Gün doğmuş, gün batmış, ebedbizimdir. CHP'nin adayı tutturmuş bir mağduriyet, sürekli konuşuyor. Mağduriyet edebiyatına kanacak, sahte mağdur pozlarına inanacak asla yoktur. Çünkü hukuksuzluğun mağduriyeti olmaz. Usulsüzlüğün mağduriyeti olmaz. Yolsuzluğun mağduriyeti asla olamaz. Bir mağdur varsa o İstanbul'dur. Bir mağdur varsa oda 16 milyon İstanbullu vatandaşımdır. Açık seçik söylemek lazımdır ki, 31Mart'ta sandığa gölge düşmüştür. 31 Mart'ta milli iradeye leke sürülmüştür. 31Mart'ta PKK-FETÖ destekli karanlık eller devreye girmiştir. Kürt kökenli kardeşlerim, inanıyorum ki, bu oyuna gelmeyeceklerdir. Kökeni, yöresi, anasının dili ne olursa olsun, İstanbul'da ekmeğinin peşinde olan, geleceğinin derdiyle dertlenen hiçbir vatandaşım zilletin tuzağına kapılmayacaktır" dedi.

"HAYATLARI YALAN, SİYASETLERİ RİYADIR"

Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: "Unutmayınız ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri aynı zamanda geleceğimizin seçimidir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri Cumhur İttifakı'nın onur mücadelesi, Türkiye'nin beka meselesidir. İstanbul iftiharımızın mihveri, istiklal haklarımızın mektebidir. Bu aziz kenti hukuksuzluklara rehin bırakamayız. Bu aziz kenti ihanet senaryolarına, sandık yolsuzluklarına kurban veremeyiz. 31 Mart'ta İstanbul'un önü kesilmek için hesap üstüne hesap yapılmıştı. İstanbullu kardeşlerimizin iradeleri gasp edilmek için tezgah kurulmuştu. Sahada kazanamayanlar, sandık oyunlarına teşebbüs etmişlerdi. Sonuç itibariyle İstanbul seçimlerine şaibe karıştığı netleşmiş, teyit edilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu, yapılan itirazları görüşerek 6 Mayıs 2019'da oy çokluğuyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine ve 23 Haziran'da tekrar yapılmasına karar vermiştir. Söz konusu kararın temyiz edilme ihtimali imkansızdır. 123 sandıkta 42 bin oyda sorun olduğu tespit edilmiştir. Bu rakam en son aşamada iki aday arasında, 29 binden 13 bin 729'a kadar gerileyen oy farkının üzerinde kaldığından, yani seçim sonucunu etkileyeceğinden, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin hukuken yenilenmesi mecburiyet halini almıştır. İlk başta Sayın Binali Yıldırım aleyhine oy farkı 29 bindi. İtirazlar ve tekrar sayımlar neticesinde oy farkı düşe düşe 13 binlere kadar gerilemiştir. Şayet tüm sandıklar sayılmış olsaydı bu farkın tamamıyla ortadan kalkacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Peki bu hırsızlığı Kılıçdaroğlu niye görmemiştir? Niye itiraf etmemiştir? Niye kabullenmemiştir? Keyfileri yetti mi, hak, hukuk, adalet; işlerine gelmedi mi ihanet, cinayet, vesayet, darbe. Hayatları yalan, siyasetleri riyadır. CHP Genel Başkanının aklı başında mıdır? Yoksa paraşütle gelip icazetli şekilde yürüttüğü görevi nihayetinde kendisini buhrana mı sürüklemiştir? Tutsak alındıysa söylesin kurtaralım, tehdit altındaysa imdat desin yardımına koşalım. Aksi halde bilsin ki, ihanettedir, diptedir, tarihin karanlık sayfalarına adını şimdiden yazdırmıştır. Bize hodri meydan diyen yandan çarklı CHP sözcüsü neyin kafasını yaşamaktadır? Oy çalan her şeyi çalar. Sandıkta hile yapan İstanbul'un istikbalini karartır. Oy hırsızlarını bulup adalete teslim etmek en başta sorumlu makamda bulunanlar için namus ve haysiyet borcudur."

"CUMHUR İTTİFAKI 23 HAZİRAN'DA YENİ BİR FETİH RUHUYLA BAŞARIYA ULAŞMALIDIR"

Bahçeli, "İstanbul seçimlerinde bazı sandık kurullarının teşkilinde buna riayet edilmemiştir. Yüksek Seçim Kurulu da kanunun açık hükmünün çiğnenmesinden dolayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenilemeye hukuki zaruretten gerek ve ihtiyaç duymuştur. Karar doğrudur, maşeri vicdana uygundur. Yanlış hesap YSK'dan dönmüştür. Açıktır ki, seçim sonucunu etkileyecek herhangi bir usulsüzlük tespiti seçim iptalini gerektirecektir. Aynı nedenden dolayı, mesela CHP'nin başvurusuyla Artvin Yusufeli'yle Mersin Gülnar'da seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir. Bir başka polemik konusu ise şudur: Tek bir zarf içinde, kullanılan dört oydanüçünün geçerli olup birinin iptal edilmesini mantıklı ve tutarlı bulmayanların ya idrakleri tıkalı, ya da maksatları arızalıdır. Peki CHP niye rahatsızdır? Niye tehlikeli bir dile kayış göstermiştir? Kılıçdaroğlu'nun tahammülsüzlüğü, demokrasi hazımsızlığı, hukuk tanımazlığı neye işarettir? YSK'nın kararına karşı nefret diline sapan CHP Genel Başkanı alenen suç işlemiştir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi yönünde oy kullanan YSK'nın yedi üyesini isim isim sayarak hayasızca hedef göstermiştir. CHP Genel Başkanı kontrolden çıkmıştır. Telaşlıdır, paniğe kapılmıştır, suçüstü yakalanmıştır. Müessif Çubuk olayıanlaşılan düşünme melekelerini kaybettirmiştir. YSK'nın kararını beğenmeyebilirler.Hatta tenkit de edebilirler. Bu en demokratik haktır. Ancak hakaret edemezler, hedef gösteremezler, müfterilik yapamazlar, kötü söz söyleyemezler. YSK'nın kararını tasvip edip etmemek başka, ağır saldırı ve tahrip yüklü yakıştırmalar bambaşkadır.Türkiye'de CHP'nin hukuku biteli çok olmuştur. Üstünlerin hukukuna son verilmiştir. Yüksek yargı hiç kimsenin arka bahçesi değildir. Yüksek yargı hiç kimsenin oyuncağı olamayacaktır. Benim yargım senin yargın, benim hakimim senin savcın diye bir şey olmaz, olamaz.YSK'yı sivil darbeyle suçlamak, ihanetle yaftalamak, hukuk cinayeti işledi demek ahlaksızlıktır, izansızlıktır, cezai sonucu olacaktır. YSK üyelerine çete, taşeron, satılık adamlar iftirası büyük bir bühtandır. Kılıçdaroğlu anayasa ve yasaları çiğnemiştir. Bu şahıs kendine güveniyorsa, yüreği yetiyorsa, cesareti varsa, dokunulmazlığının kaldırılması konusunda TBMM'ye müracaat etsin de görelim, alnını karışlayalım. O zaman geldiğinde dokunulmazlığının kaldırılmasına ilk oyu şahsen ben vermezsem namerdim. İşlemiş olduğu suçlardan dolayı da yargı önüne çıkmasına seve seve hizmet etmezsek gök girsin kızıl çıksın. CHP,demokrasinin karşısındaki odaktır. CHP'nin, adaletin karşı cephesidir. Zillet Türkiye'nin başındaki püsküllü beladır. Cumhur İttifakı 23 Haziran'da yeni bir fetih ruhuyla başarıya ulaşmalıdır" dedi.

Bahçeli, "Başarmak zorundayız. Başka seçenek tanımıyoruz, çünkü gemileri yaktık. Kirli oyunları bozmalıyız, İstanbul'u abluka altına almak için çırpınanları şaşkına çevirmeliyiz. Tecrübeyse aranan, adamlıksa gözlenen, çalışkanlıksa görülmek istenen doğru isim Sayın Binali Yıldırım'dır. Birikimse arzulanan, devlet ve siyaset ahlakıysa beklenen, doğru adres Sayın Binali Yıldırım ve Cumhur İttifakı'dır" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim