NEW YORK

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Seçimlerden hemen sonra bizler ekonomik reformlara odaklanacağız. Adli reformlar, demokratik reformlar yani toplumun yapısal dönüşümünü sağlayacak reformlar yapacağız. Bu sayede daha iyi bir vizyon sahibi olacağız" dedi.

Davutoğlu, DEİK ve Goldman Sachs ev sahipliğinde Plaza Hotel'de düzenlenen 7. Türkiye Yatırım Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin G20 dönem başkanlığını aldığı geçen yıl, dünya ekonomisinin işsizlik, finans sistemindeki dalgalanmalar gibi sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Açık bir vizyon, güçlü bir siyasi irade ve dünyada yaşananlara tutarlı bir yaklaşımla tüm sorunların aşılabileceğini dile getiren Davutoğlu, gerçekçi olmak ama kötümser olmamak gerektiğini belirtti. Avantajlar kadar zorlukların, potansiyel kadar risklerin de görülmesinin önemine işaret eden Davutoğlu, Soğuk Savaş döneminden sonra dünya ekonomik düzeninde bazı önemli dönemler yaşandığına vurgu yaptı. Bu dönemler arasında saydığı Soyvetler Birliği'nin çöküşü, 11 Eylül saldırıları, 2008'deki küresel ekonomik kriz ve Arap Baharı'nın küresel düzende yarattığı sonuçlara değinen Davutoğlu, Arap Baharı döneminde Ortadoğu'da demokrasinin desteklenmediğini, dört yıl önce Batı standartlarında demokrasiye ulaşma umudu olan gençlerin sokaklarda olduğunu, bugün ise bölgede kaos yaşandığını ifade etti.

Türkiye'nin bütün komşularını refah içinde ve zengin birer ülke olarak görmek istediğine dikkati çeken Davutoğlu, 10-20 yıl önce Atina, Kahire, Bağdat, Şam gibi kentlere, bölgesel başkentler olarak birer cazibe merkezi halinde yaklaşıldığını anlattı. Başbakan Davutoğlu, "Bugün bu şehirlerin büyük bir kısmı güç kaybediyor. Atina gibi çok kadim bir şehir, Yunanistan'daki kriz nedeniyle aşağıya doğru gidiyor. Kahire bütün cazibesini kaybetti. Şam, neredeyse çöktü. Bağdat, bölündü. Yükselen ve Avrupa'da bir yıldız olarak ortaya çıkan bir şehir kaldı, İstanbul" diye konuştu.

Etrafında kırılgan ülkeler bulunan Türkiye'nin gücünü demokrasiden, genç nüfusundan ve bulunduğu coğrafyadan aldığını bildiren Davutoğlu, İstanbul'un 2 milyar insana erişim sağlanabilecek bir kapı haline geldiğini söyledi. İstanbul'dan çıkacak bir hızlı trenin Selanik'e, Belgrad'a gitmesiyle bu kentlerin birbirleriyle tekrar bağlanacağını kaydeden Davutoğlu, yatırımcılara "İstanbul'a baktığınızda Türkiye'nin geleceğini görebilirsiniz" diye seslendi.

"1 Kasım'da belirsizlik olmayacak"

Davutoğlu, İstanbul'u dünyanın en cazibeli finans merkezlerinden biri haline getirmek istediklerine dikkati çekerek, "Roma imparatorluğu döneminde 'Bütün yollar Roma'ya çıkar' derlerdi. 'Bütün boru hatları, yüksek hızlı trenler, bütün uçuşlar ve bütün para İstanbul üzerinden gitsin' diyoruz. Bu coğrafi kaderdir ancak Bağdat, Şam ve Kahire'nin de aynı avantajları vardı. O zaman ne eksikti? Eksik olan demokrasi, hukukun üstünlüğü, vizyoner liderler ve güçlü siyasi irade" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de son iki yılda dört seçim yapıldığını anlatan Davutoğlu, New York'taki temasları sırasında Türkiye'ye döndüğünde başlatacağı seçim kampanyasını da düşündüğünü belirtti. 7 Haziran öncesinde 81 ile gittiğini, bu kez de en az 40 ile gitmeyi hedeflediğini aktaran Davutoğlu, "Şimdi ikinci turu yapacağım. Bu sefer umarım son olacak. Demokrasi, güç kaynağıdır. Hiçbirinizin bu seçimin Türkiye için bir yük olduğunu düşünmesini istemem. Kasım ayının 1'inde bir belirsizlik olmayacak, bizim geleceğimiz için bir belirlilik kaynağı olacak" değerlendirmesini yaptı.

Davutoğlu, Türkiye'nin en istikrarlı ve krize en rahat yanıt verebilen ekonomilerden biri olduğunun altını çizerek, Türk ekonomisinin kısa vadeli ekonomik şoklara, dalgalanmalara hazır olduğunu söyledi. Bu tür şokların, mali yapılarında büyük dengesizlik, bankacılık sistemlerinde sıkıntılar olan ve ihracat piyasaları çeşitlendirilmemiş ülkeleri etkilediğini kaydeden Davutoğlu, Türk ekonomisinin mali yapısının sağlam olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin yüzde 0,7 olan bütçe açığını yüzde 0,5'e düşürmeyi, 2017'de de artıya geçmeyi hedeflediklerini bildiren Davutoğlu, "Disiplinliyiz, bu disiplini ne olursa olsun devam ettireceğiz ve hiçbir zaman için popülist ekonomik politikalar uygulamayacağız" diye konuştu.

"Ekonomideki güzel göstergeler devam edecek"

Davutoğlu, bankacılık sektörünün de şoklara dayanaklı olduğunu, bu sektörde hiçbir risk olmadığını belirterek, ihracatın artması için ihraç piyasasının ve mallarının çeşitlendirilmesinin önemine dikkati çekti ve Türkiye'nin bunu başardığını ifade etti. Çeşitlendirmenin ihracat için bir teminat anlamına geldiğine vurgu yapan Davutoğlu, büyümede de en az yüzde 5-6'ların hedeflendiğini söyledi.

Davutoğlu, dünya ekonomisindeki değişimlere Türk ekonomisinin rahatlıkla yanıt verebildiğini dile getirerek, "Kasım'daki seçimlerde ne olursa olsun, ki ben sizi iyi şeyler olacağına temin ederim, ekonomideki bu güzel göstergeler devam edecek" değerlendirmesini yaptı.

Başbakan Davutoğlu, yapısal reformlar ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın uzun vadedeki önemine de dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Seçimlerden hemen sonra bizler ekonomik reformlara odaklanacağız. Adli reformlar, demokratik reformlar yani toplumun yapısal dönüşümünü sağlayacak reformlar yapacağız. Bu sayede daha iyi bir vizyon sahibi olacağız.

Siyasi liderler olarak bizim birinci hedefimiz toplumu yönetmek, riskleri en alt düzeye indirmek ve ekonomiyi, siyaseti etraftaki herhangi bir şoka karşı hazırlıklı tutmak. Terör bunlardan biri, şu anda bunu yaşıyoruz. Sadece bu değil, ülkemizi kısa vadeli gelişmelere hazırlarken yeni bir vizyon da oluşturmak durumundayız. Bu da Türkiye'yi önümüzdeki 10 yıla, 100 yıla hazırlayacaktır. Dolayısıyla bizim vizyonumuz statik değil, dinamiktir. Sorunlara karşı hazırlıklıdır. Riskler yanında potansiyelleri ve avantajları da göz önünde bulundurur."

Hazar Denizi'nden Adriyatik'e kadar gidecek demiryollarının, Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya uzanacak boru hatlarının Türkiye'den geçeceğini anlatan Davutoğlu, "Sadece Türkler için değil Türkiye'ye yatırım yapmayı seçenler için de parlak bir gelecek var" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Toplantıya Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk ve Amerikan iş dünyasının temsilcileri katıldı.
Editör: TE Bilisim