Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, " Basın özgürlüğü,basın ahlakı ile birlikte gelişebilecek bir kavramdır. Kuşun iki kanadıdır bunlar. Bir kanat basın özgürlüğüdür, bir kanat da basın ahlakıdır. Bu ikisi bir arada yürürse bir gelişme olur" dedi.

Akdoğan, TRT'nin Tepebaşı'ndaki stüdyolarında gerçekleştirilen TRT Belgesel Kanalı HD ve Yeni Yayın Dönemi tanıtım gecesinde davetlilere hitap etti.

TRT'de her geçen gün yeni bir adım atıldığını, çıtanın daha yükseğe çekildiğini belirten Akdoğan, "Gerçekten de TRT son dönemde medarı iftiharımız oldu. Her açıdan büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Teknolojik olarak geçenlerde 4K yayına geçiş törenine katılmıştık. Hem teknolojik yenilenme açısından çok ciddi bir dönüşüm var hem muhteva açısından, farklı kanalların kurulması açısından kurumsallaşma açısından, kadrolar açısından, birçok açıdan TRT'nin son dönemde çok ciddi bir şekilde geliştiğini, büyüdüğünü söyleyebiliriz" diye konuştu.

"Yumuşak gücü öne çıkarmamız büyük bir kazanım"

TRT'nin üniversite, enstitü seviyesine geldiğini vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:

"TRT deyince bir okul, bir öncü kuruluş, bir örneklik oluşturacak kurumdan bahsediyoruz. Türkiye'de televizyon ve radyo yayıncılığı dediğimizde, tabii biraz da mecburiyetten kamu yayıncılığı olduğu için ilk dönemde TRT ön plandaydı. Bugün sektörde olan birçok kişi aslında bu okuldan yetişti. TRT bugün de örneklik ve okul vasfını devam ettiriyor. Çok önemli başarılara imza atıyor. İbrahim Eren'in dediği gibi 'TRT birçok ülkede birçok şehirde önemli faaliyetler yürütüyor.' Bunu biz kamu diplomasisi açısından da önemsiyoruz. Yani TRT'nin birçok ülkede faaliyet göstermesi, Türkiye'yi tanıtması, Türkiye'nin tezlerini dile getirmesi kamu diplomasisi açısından büyük önem taşıyor. Çünkü son dönemde bölgesel bir güç haline gelmemiz, yumuşak gücü öne çıkarmamız büyük bir kazanım. İşte bu yumuşak gücün içerisinde bütün bunlar var. Kızılay'la, TİKA'yla nasıl farklı ülkelere açılıyorsak, insani yüzümüzü gösteriyorsak, yardım elimizi uzatıyorsak, Türkiye'yi tanıtıyorsak, aynı şekilde TRT marifetiyle bu kamu diplomasisi faaliyetini yürütüyoruz. İşte bu yumuşak güç olarak Türkiye'nin etkisinin artmasına TRT katkıda bulunuyor."

"TRT dizileri yeni bir sınıf oluşturdu"

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, burada dizilerin de önemli bir rolü olduğunu aktararak, "Eskiden bazı kişiler 'Ben çok dizi seyretmem, belgesel seyrederim' derdi. Böyle dizi seyretmek biraz hafif bir şeymiş gibi. Artık diziler farklı bir klasmanda. Özellikle TRT'nin dizileri yeni bir sınıf meydana getirdi. Diriliş Ertuğrul'la, Filinta'yla hem yeni bir klasmana geçildi dizi sektöründe hem de TRT dizileri birbiriyle yarışmaya başladı. İnşallah yarından itibaren Milat dizisi başlıyor" dedi.

Belgesel tadında diziler veya dizi gibi muhtevada birtakım belgeseller izleyebildiklerini anlatan Akdoğan, artık dizi seyretmenin de yüksünülecek bir şey olmadığını söyledi.

Akdoğan, TRT'nin asıl öne çıktığı alanlardan birinin habercilik, bir başkasının da belgesel olduğuna dikkat çekti.

"Belgeselde çok ciddi mesafe alınacak"

Bakan olduktan sonra ve iletişim birimlerinin kendisine bağlanmasının ardından TRT Genel Müdürüne talimat verdiğini anımsatan Akdoğan, şunları söyledi:

"Siz diğerlerinden ayırıcı vasfınız neyse, bunları geliştirmeniz lazım ve bunun bir ayağını da belgeseller oluşturuyor' demiştim. Belgesel kanalındaki bu gelişmeleri görmekten doğrusu büyük memnuniyet duyuyorum. Bu diziler Türkiye'nin tanıtımında çok önemli roller oynadılar. İnanıyorum ki belgesel alanındaki gelişme, hem yabancı birtakım yayın kuruluşlarının Türkiye'de bu sektörü kapatmış olmaları veya öne çıkmaları, bunu da TRT bu alandaki başarılarıyla geriletecektir. Sadece dünya belgesel sektörüne TRT'nin, Türkiye'nin girmesi değil, Türkiye'de belgesel denildiği zaman, belgesel izlenildiği zaman, özellikle doğa belgeselleri açısından baktığımızda, bu bizim çok mesafe aldığımız bir alan değildi. Şimdi görüyorum ki yavaş yavaş bu konuda da çok ciddi bir mesafe alınacak."

"Kamu yayıncılığı yapan birimler örnek olmalı"

TRT'nin özellikle son günlerde yaşanılan birtakım hadiseler açısından bakıldığında önemli bir misyon ifa ettiğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Son terör olayları... Adalet Sarayı'nda gerçekleşen ve savcımızın şehit olmasına sebep olan hadise, daha sonra Emniyet Müdürlüğümüze yapılan saldırı ve bu olaylarda, bu tür gerilim ortamlarında, saldırı ortamlarında en önemli şeylerden bir tanesi toplumu kamuoyunu doğru bilgilendirmek ve sorumlu yayıncılık yapmak. Bu noktalarda Anadolu Ajansı'ndan TRT'ye kadar kamu yayıncılığı yapan birimlerin hem örnek oluşturması, hem de doğru olanı göstermesi gerekiyor. Bu tür zamanlarda gerçekten kamu yayıncılığı daha farklı bir anlam ifade ediyor, anlam taşıyor. Şunu da söylemem lazım. Burası yeri değil. Çok da ayrıntılarına girmek istemiyorum. Basın özgürlüğü, basın ahlakı ile birlikte gelişebilecek bir kavramdır. Kuşun iki kanadıdır bunlar. Bir kanat basın özgürlüğüdür, bir kanat da basın ahlakıdır. Bu ikisi bir arada yürürse bir gelişme olur. Bu tür olaylarda, ulusal güvenlik meselelerinde, ülke menfaatini ilgilendiren konularda, insan hayatını ilgilendiren konularda, işte bu ikisini bir arada götürme toplumun vicdanının sesini olma, belli duyarlılıkları takip edebilmek büyük önem taşıyor."

Akdoğan, TRT Belgesel kanalından çok şeyler beklediklerini ve belgesel alanında da yeni bir klasmana geçilmiş olunduğunu söyledi.
Editör: TE Bilisim