13 yılda 16 bini aşan vatandaş ecelinin dışında ölmüşken, (Nasıl mı? Asansörün ipi kopmuş yere çakılmış, ekmek almaya giderken başına mermi

13 yılda 16 bini aşan vatandaş ecelinin dışında ölmüşken,
(Nasıl mı? Asansörün ipi kopmuş yere çakılmış, ekmek almaya giderken başına mermi almış, yerin metrelerce altında boğulup kalmış, dağlarda mitinglerde patlamalarda, eşinden işkence görüp, trafik canavarıyla tanışıp, bombalı araç, canlı bomba kavramlarıyla, ekmek sırasında yığılıp, savaş uçaklarının bombardımanıyla, bir kamyonun kasasında onlarca işçi devrilen kamyonda…)
…..
Piyangodan sıyrılanlar geçim sıkıntısından kıvranıp cinnet geçirirken,
Rant, hırs, ego uğruna her yerimiz koca bir şantiye halindeyken,
Sevgi, dostluk, güven kavramları sözlükten silinmişken,
Para… kapılarda gardiyan olmuşken,
Anaların gözyaşları kan olmuş durmazken,
Stres yaşam şekliyken,
Her gün dışarı çıkarken, acaba bugün bilet bize kesilir mi korkusu yaşarken,
Evlatlarımız akşam eve dönebilecek mi endişesi varken,
Trafikte bir yerden bir yere ulaşmak için saatlerce kılıç kalkan oynarken,
Korkunç bir sınıf farkı ataktayken,
Kavram kargaşaları, bilgi kirliliği ile insanlığımızı unuturken,
Yıllarca birbirimizle grift yaşarken, ipimizin birlikte çekildiği bir ortama sokulmuşken,
Bu kadar aptalca, oynanan oyunlara gelmişken,
Elin kolu bağlı kalmışken,
Ocaklar sönerken, yüreklere yangınlar düşerken,
Kendi açımıza sahip çıkamazken, dünya açlarını da bu topraklarda rezil ederken,
Nerede sırıtıp nerede ağlayacağımızı bilmezken,
Sen de mi Brütüs sözünün demode kaldığı,
Napolyon’un bir yerlerde sırıtarak para para para mırıltılarıyla nefesini üflediği,
Kazıklı Voyvoda’nın prim yaptığı algılarla yoğrulmuşken,
Mutluluğu alkol de otta arayan bir nesile dönmüşken,
Taban tabana zıt gruplaşmışken,
Şüphe, ölüm dağda şehirde kol gezerken,
Elin Adamı gelip bizi güldürmeye çalışırken,
Dünya bize ah vah edip kuyumuzu kazarken,
Ne tarihimize, ne tarihi eserlerimize sahip çıkamazken,
…….
Ölüp ölüp diriliyoruz. İnsanlığımdan utanıyorum.
Kimse bana “Güzel bir şey yaz.” demesin.
Bu durumda nasıl güzel yazabilirim?
Sadece söyleyebileceğim bir şey var;
Sakinliğimizi bozmadan sağlıklı düşünüp hareket etmemiz gerek.
Nasıl olacak?
Bunu şöyle açıklayabilirim;
Bu sorunumu açtığım doktor, salık verdi.
O senin mis kokulu kanın canın, bir tanen… Başka gözle bakıp kendini yanıltma. Bu günler geçecek ve tekrar kuzunu kucağına alacaksın! Sabır sabır sabır…
Çok faydasını gördüm bu bakışın. Şimdi kuzumla huzurlu ve mutluyuz.
İşte,
Vatanımız da bizim anamız bacımız kardeşimiz çocuğumuz… At gözlüklerini çıkarın.
Sakin olup birbirimize sevgiyle bakarsak dünyaya meydan okuruz.