Geçtiğimiz ay ulusa sesleniş konuşmasında Rusya lideri Putin , Batılı ülkelerin ve Kiev yönetiminin nükleer saldırılarla tehdit ettiğine dair açıklamalarda bulunmuştu. Bunun üzerine bir cevap olarak Putin, "Nükleer şantajda bulundular. Rusya ile ilgili bu tür açıklamalara izin verenlere, ülkemizin de çeşitli imha yöntemlerine sahip olduğunu ve bazı bileşenlerinde NATO ülkelerininkinden daha modern olduğunu hatırlatmak isterim” dedi. Ayrıca blöf yapmadığını da ekleyen Putin, toprak bütünlüklerini sağlamak için her türlü silahı kullanabileceklerini de belirtti.

Bu açıklamalar önemliydi ve  dünya kamuoyunda da büyük bir yankı uyandırdı. Açıklamanın detaylarına bakacak olursak Putin “nükleer tehdite” karşı bir “nükleer” cevabı tereddüt etmeden verebileceğini söylüyor. Bu açıdan bakıldığında, Putin kimyasal ve nükleer silahları  kullanmak zorunda kalabileceğini belirtmek istediğini okuyabiliyoruz. Tabi ki bu açıklamalara ilişkin ABD Başkanı Joe Biden ‘da New York bağış toplama gecesinde  cevap niteliğinde söylemlerde bulundu. Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’ın Ukrayna’daki savaşta nükleer silah kullanma ihtimaline yönelik, “Putin oldukça iyi tanıdığım bir adam. Nükleer, biyolojik veya kimyasal silahların kullanımı hakkında konuşurken şaka yapmıyor” ifadelerini kullandı. Biden dünyada nükleer savaş riskinin 1962 Küba Füze Krizi'nden beri ilk kez bu kadar yüksek olduğunu söyledi.

Açıklamasının devamında dünyanın sonu geldiğinde yapılacağı belirtilen büyük savaş anlamına gelen "Armageddon" ifadesini kullanan Biden, “Kennedy ve Küba Füze Krizinden bu yana Armageddon ihtimaliyle karşı karşıya kalmamıştık. Putin'in tehdidi gerçek, çünkü ordusu önemli ölçüde düşük performans gösterdi. Taktik bir nükleer silahın kolayca kullanılması ve sonunda Armageddon ile sonuçlanmaması gibi bir şey olacağını düşünmüyorum” dedi.

 

Peki Biden neden apokaliptik  bir savaş olan “armegeddon” a atıfta bulundu? Nükleer bir savaşın dünyanın sonunu getireceğini bilerek mi konuştu yoksa dikkatini çekmek istediği gruba mı mesaj verdi?

Bu soruyu cevaplamadan önce Armegeddon nedir bunu açıklamalıyım.

Armegeddon, sözcük olarak İbranice de "Megiddo Dağı" anlamına gelmektedir. Dini kaynaklara göre Dünya'nın sonuna doğru olacak olan son savaştır. Kimilerine göreyse büyük bir nükleer savaştır. Kıyamet öncesi yaşanacak olan bu büyük savaş, Mesih ile Deccal arasında olacaktır. Yahudiler ve evanjelikler bir yanda, diğer insanlar öteki tarafta karşılıklı yapılacak bir savaştır. Bu savaş neticesinde Yahudiler ve evanjelikler kazanarak dünyaya hakim olacaktır. Hem tarihi hem de dini açıdan öne çıkan anlamı ile beraber bilinen en önemli kıyamet alametleri içerisinde yer alır. Çok defa benzetme üzerinden de bu kelime filmlerde kullanılmıştır.

İslam eskatolojisine göre ise ahir zamanda gerçekleşecek bir büyük savaş olan  Melhame i-Kübra'dan söz edilir. İnsanlık tarihinin en acımasız savaşı olacağı tahmin ediliyor. Genellikle Hristiyan eskatolojisindeki Armagedon savaşına tekabül eder ve Deccal'in ortaya çıkmasından hemen önce gerçekleşir. Yine bazı çağdaş Müslüman tefsir , kehanette atıfta bulunulan Romalıların Körfez Savaşı koalisyonuna veya Ruslara çeşitli şekillerde karşılık geldiğini öne sürüyor, çünkü Rusya en kalabalık Ortodoks Hristiyan ülkesidir ve kendisini Doğu Roma İmparatorluğu'nun mirasçısı veya Avrupalılar'ın çağdaşı olarak görmektedir.

Bu kısa bilgilerle armegeddon hakkında bir fikre sahip olduğumuzu düşünüyorum. Şu an için konuşulan olası nükleer bir savaşın Armegeddone etkisi yapacağından söz edilmektedir.

Hatırlarsanız, Rusya Ukrayna işgalini başlatmadan aylar öncesinden Batılı ülkelerden NATO’nun  genişlememesi için yasal garantiler istemişti. Ancak hepimizin de bildiği üzere bu garantileri sunmaktan imtina eden ve işgali göz göre göre körükleyen ABD  ve Batılı ülkeler olmuştu. Yani kısaca yaşananlara şöyle bir uzaktan bakıldığında da şimdi de anlıyoruz ki Rusya’yı işgale sürükleyen ve o dönemde özellikle medya üzerinden de dünya kamuoyuna algı yapan hatta Moskova’yı kışkırtan çok sayıda haber yapılmıştı. Bunların hepsinin bir amacı vardı. Rusya’yı işgale zorlamak, dünya üzerinde başta ekonomik olmak üzere siyasi itibarını yok etmek ve her ne kadar doğruluğuna inanmasam da Ukrayna yönetimini ve  halkını Rusya’ya karşı tam güven sunarak desteklemekti.

Şimdi günümüze geldiğimizde şunu söyleyebilirim ki,  uluslararası konjonktürleri ve gelecekteki dünya siyaseti hakkında 50 yıl sonrasına kadar analizlerde bulunan süper güç devletlerin Rusya'nın istediği sonucu elde edemediği takdirde nükleer silahlara yöneleceğini biliyordu. Böylesi bir hamlenin eğrisini doğrusunu konuşmadan tek bir sonuca varacağını yani dünyanın sonunu getirebilecek bir ölçüde yok oluşa sebep olacağının farkındaydı.

Şimdi sorumuza geri dönecek olursak; Biden neden Armegeddon savaşına işaret etti?

 

Böyle bir savaşın olmasını kim ister?

Bakın komplo teorilerinden bahsedilmiyor artık . Birebir ABD Başkan’ının ağzından çıkan, başka bir deyişle özellikle söyletilen bir olguya işaret ediliyor.

Anlıyoruz ki bütün bilimsel siyaset olguların dışında olduğunu özellikle belirtmek istiyorum; çoğunlukla Yahudilerden oluşan Evangelist toplumun dualarında arzu ettiği, Tanrıyı kıyamete zorlayacak o savaşın , Armegaddon savaşının artık çok yakında olması için çaba gösteriliyor.

Bu kısım da artık savaşın etnik, sosyal,siyasi,ekonomik kısmını aşıp din üzerinde odaklanmamıza yöneltiyor. İşte bu dönemde tıpkı körlüğe ulaşmış bağımlı fanatik tavırların yıkılmasının zor olduğu bir dönemin kapılarının açıldığının göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

 

Bu bilgiler ışında sizce  ABD ve Biden Yönetimi bu savaşın olması için çaba gösteren taraf mı ?

Biden ‘nın Armegeddon vurgusundan sonra Moskova’dan da bir cevap geldiğini ileterek durumu daha da netleştirmeye çalışalım. Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov,"Bu tür açıklamalar, öngörülemez, korkunç sonuçları olan yeni bir dünya savaşı başlatma çağrısından başka bir şey değildir" dedi. Yani yine bir algı oluşturularak krize zemin oluşturmaya çalıştıklarını belirtiyor Rusya tarafı.

ABD ‘de yaşayan Hıristiyan toplumunun üçte biri Evangelistlerden oluşuyor. Bu grup ve ‘dünya hâkimiyetini’ elde etme  amacıyla dünya çapında kurulan organize bir yapı. Bu hâkimiyette, Armageddon dedikleri büyük-son savaşla vaad edilmiş ‘Nil-Fırat’ arasını isteyen Siyonist Yahudilerle işbirliğindeler. İşte bu zemin de Evangelistler tarafından oluşturulmaya çalışıyor.

Evangelistlerin varlığını birçoğumuz belki de Trump döneminde daha çok duydu. Bunun nedeni özellikle Trump’ın seçimleri kazanmasında bu yapının destekleri sonucunda olması ve Trump’ın  istedikleri bu felaket sonu gerçekleştireceğine vermiş olduğu sözdü. Ancak Trump evangelistleri hayal kırıklığına uğrattı. Böylelikle inanç liderleri, Trump'a yönelik Evanjelik desteğin azaldığının işaretiyle Biden'ı desteklediklerini açıklamıştı.

Seçimlerden önce Biden için Pro-life Evanjelikler adlı bir grup, Demokrat adayın kürtaj konusundaki tutumuna katılmamasına rağmen, "Joe Biden'ın politikalarının, Donald Trump'ınkinden ziyade İncil'de şekillendirilmiş yaşam etiğiyle (yani istenilen savaş ile) daha tutarlı olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden Evanjelikleri, Joe Biden'ı başkan olarak seçmeye çağırıyoruz. “açıklamasında bulunmuştu.

Biden'ı açıkça destekleyenlerden biri olan Evanjelikler Sosyal Eylem Emekli Başkan’ı Ronald Sider, "Herkesi, özellikle de Evanjelikleri, Joe Biden'ı başkan olarak desteklemeye çağırıyorum. Yoksulluk, ırkçılık, sağlık hizmeti eksikliği ve iklim değişikliğinin hepsi 'yaşam yanlısı' konulardır. Bu ve diğer birçok konuda Biden, İncil'in talep ettiği şeylere Trump'tan çok daha yakın."demişti.

Şimdi ise ABD ara seçimlerine 32 gün kaldı. Biden'ın başkanlığına onay oranları 2022 Kasım ara seçimleri konusunda Demokratları panikletecek boyuta ulaştı.

Seçimler "Demokratlar için felaket" olarak yorumlanırken bunun temel nedenleri arasında artan enflasyon, istihdamda beklentilerin karşılanmaması, Afganistan’dan çekilme sürecinde yaşanan hezimet gösteriliyor.

Biden ‘ın bunu endişesini yüksek oranda taşıdığına inanıyorum. Kennedy’den sonra ikinci Katolik başkan olan Biden ‘ın dindarlığı üzerine yapılan yorumlar diğer tarafa dursun, birçok kesimden destek alabilmek için söylemlerine şekil verdiğini düşünüyorum.

İster dini ,ister siyasi hedefler olsun, hiç fark etmeksizin, dünya nükleer bir savaşa hazır olmayacaktır. Bunun önüne geçebilecek her türlü siyasi mekanizma  ve diplomasinin varlığını kullanmak her ülke liderinin görevidir. Böyle bir son yaşanacaksa bile hızlandırma çabasına ivedilikle son verilmelidir.