İstanbul'a ilk yerleştiğim zamanlarda, toplu taşıma araçlarında bile hayatı öğrenebileceğimizi görmüştüm. Düşünsenize, inanılmaz kalabalık b

İstanbul'a ilk yerleştiğim zamanlarda, toplu taşıma araçlarında bile hayatı öğrenebileceğimizi görmüştüm. Düşünsenize, inanılmaz kalabalık bir şehir ve o şehrin birbirinden farklı insanlarını dışarıdan bir gözle izliyorsunuz. Gökkuşağının her rengini öğreniyorsunuz yavaş yavaş...

Mesela bir gün otobüste el ele tutuşan 2 sevgili için "terbiye kalmamış, çüş" demişti bir teyze. Öpüşmenin ahlaksızlık olmadığını; kadına tacizde bulunmanın, kadına şiddet uygulamanın, çocuk istismarının, hırsızlığın, yalan söylemenin ve tüm bunlar yapılırken ses çıkarmamanın ise ahlaksızlığın dibi olduğunu bilmiyordu demek...

Başka bir gün ise potansiyel tecavüzcü nasıl yetiştirilir, bunu görmüştüm. Otobüste çocuğuna gülümsediklerini gören bir kadın, 4-5 yaşlarındaki oğluna o birkaç kızı göstererek "hangisini alayım sana büyüyünce" demişti. "Hadi öpücük at ablalara" demişti ardından da...

Peki kim değiştirecek bunu?

Biz kadınlar yapıyoruz ve biz kadınlar değiştireceğiz.

Çocuklarımıza verdiğimiz eğitimle değiştireceğiz bu çirkinlikleri.

Erkek çocuklarımızı eğiteceğiz önce.

Annelerinin de bir kadın olduğunu unutup, kadına düşman olan başka bir güruha daha rastlanmamıştır. İşte, bunu değiştireceğiz.

Kadınların sadece dedikodu yapmadığını, sanattan da bahsedebildiklerini, siyasi fikre de sahip olabildiklerini ve entelektüel bir düşünceyi de savunabildiklerini öğreteceğiz. Kadınların sadece yemek değil, resim yapabildiklerini, müzik dalında iyi bir parça çıkarabildiklerini, futbol oynayıp gol atabildiklerini öğreteceğiz. Kadınların sadece bedenlerini kullanmadıklarını, akıllarını kullanıp çok iyi bir meslek sahibi olabileceklerini, hayallerini kullanıp bir kitap yazabileceklerini, zekasını kullanıp bir talk show sunabileceklerini öğreteceğiz erkek çocuklarımıza...

Kızlarımıza "30 yaşına geldin evlen artık" demeyeceğiz mesela. Yaş olmuş 30 hala evlenmemiş safsatası çok eskide kaldı çünkü. Bu mesnetsiz tabuları aşacağız. Yıl 2018. Hala evliliği bir hayat başarısı olarak görmek çok saçma.

Kızlarına "zengin koca bul, bize de faydası dokunsun" diyen anneler biliyorum... Kızlar, zengin koca arama derdiniz olmasın. Direkt zengin olma derdiniz olsun. Zengin olmayı istemek suç değil. Ama zengin koca aramak aptallık ve tamamen eziklik. Bu hataya düşmeyin. Anneniz bu aklı verse bile dinlemeyin... Ayrıca üzgünüm ama yaptığınız ev işleriyle övünerek; uygun eş izlenimi verme çabanız da midemi bulandırıyor. Kendinize gelin. Hayata bakış açınızla, kültürünüzle, bilginizle, güzel izlenimler bırakın.

Ve siz kız anneleri... Eşlerinden şiddet görmüş anneler, aldatılmış anneler... Kızlarınıza bunun normal olmadığını anlatın. "Ben de bunları yaşadım zamanında" diyerek, kızlarınıza sırtınızı dönmeyin. "Kocandır yapar, sabret" demeyin. Bir nesil daha susarak yetişmesin.

Kızlarınızı narin prensesler olarak değil, bilge kraliçeler olarak yetiştirin.