İSTANBUL - İstinye Üniversitesi (İSÜ), ‘Yapay Zeka – İyi, Kötü, Çirkin? Gelişmeler ve Sorunlar’ başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansı, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarında (Computer Science and Artificial Intelligence Lab- CSAIL) araştırma işbirlikçisi olan ve 10 gün önce Türkiye’ye gelerek İSÜ Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanlığını yürüten Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Özdemir verdi. Birçok öğretim üyesinin ve öğrencinin katıldığı konferansta, Dr. Öğr. Üyesi Şebnem Özdemir’in renkli anlatımı ile yapay zeka alanında çalışan kadınların oranları, Türkiye’nin geldiği nokta ve neler yapılabileceği konuşuldu.

KADINLAR BU ALANDA VAR OLMALI

Konferansın düzenlenme amacını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, “Dünyada kadınların özellikle yapay zeka ve veri bilimi alanına girmesiyle ilgili destekleyen, küçük, sosyal topluluklar var. Kar amacı gütmeyen bu topluluklar New York’ta, Avrupa’nın çeşitli yerlerinde kurulmuş vaziyette. Ankara ve İstanbul Chapter’ları olarak bizler de Türkiye’de, yine kadınların bu alanda var olmasını destekleyen bir etkinlik yapmakla yükümlüyüz. Üniversitemiz bize ev sahipliği yaptı. Toplumdaki yapay zeka farkındalığını, son gelişmelerle birlikte aktarmak üzere bu konferansı düzenliyoruz” dedi.

YAPAY ZEKA ALANINDA ÇALIŞAN KADINLARIN ORANI YÜZDE 22

Bu bağlamda Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, konferansta, Dünya Ekonomi Forumu’nun (WEF) 2018 yılı Sosyal Cinsiyet Uçurumu Ölçümü verilerine yer verdi. Bu verilere göre, yapay zeka alanında 146 ülkede iş gücüne dahil olan kadın yapay zeka uzmanlarının ülke bazında oranları araştırılmış. Dünyada yapay zeka alanında çalışan kadınların oranı yüzde 22 olarak belirlenmiş. Ve yine aynı raporda, 2017 yılına oranla, cinsiyet farkının 2018 yılında biraz kapandığı ancak mevcut hızda iş hayatında kadın erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için 108 yıl geçmesi gerektiği ortaya konmuş.

Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, elde edilen bu veriler ışığında yapay zeka alanında yer alan kadınların durumunu şöyle değerlendirdi:

“Aslında kadının STEM alanındaki azlığı ve mühendislik alanındaki kız öğrencilerin azlığı sorunu yapay zekada da kendini gösteriyor. Bu sorun aslında sadece ‘Kadınlar neden yapay zeka ekosisteminde yer almıyor’ sorunu değil. Çünkü elimizdeki yapay zeka, ‘yapay dar zeka’. Yani bu, veriden öğrenen bir yapay zeka, demek. Ve veri kümesinde kadınlar erkeklerle eşit sayıda değilse, yapay zeka onları görmezden geliyor. Aslında derdimiz her iki sayıyı da belli bir dengeye ulaştırarak yapay zeka dünyasında adaleti, eşitliği, hesap verebilirliği ve açıklığı sağlayabilmek. Yani buradaki kaygımız, yapay zekanın tüm dejavantajlı gruplar için var olabilmesi. Yoksa biz burada ‘erkekleri dışarıda bırakıyoruz, sadece kadınları destekliyoruz’ demiyoruz. Ekosistemin adil hale getirilmesini sağlamaya çalışıyoruz.”

KADINLARIN DETAYCILIĞI ÖNEM ARZ EDİYOR

“Yapay zeka ne kadar detay öğrenirse, insan dünyasını o kadar iyi anlayabilir ve doğru, adil uygulamalarla toplumu refah seviyesine ulaştırabilir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, “Emin olun şu anda ‘Bunu yapay zekayla yapabilir miyiz’ diye şüphe duyduğunuz her alanda yapay zeka uygulaması geliştirebiliyoruz. 2016’da yapılan araştırmalarda, bir makinanın üretmiş olduğu sonuçlara şirket yöneticileri olarak bakıldığında kadınların daha pozitif yaklaştığı öne sürülmüş. Bu açıdan baktığımızda aslında makineyle diyalogda kadınlar biraz daha pozitif. Burada kadının detaycılığı, bilgisayara olan inancı, bakış açısı devreye giriyor. Renklerden örnek verelim, mesela mavi, erkekler için sadece mavidir. Kadınlar belki yüzlerce mavi tonu sayabilir. Yapay zeka bu detaycılıkla öğrenmek zorunda” ifadelerini kullandı.

NÜFUSUN FAZLA OLDUĞU ÜLKELER DAHA KIYMETLİ

Türkiye’nin yapay zeka alanında dünyadaki yerini de değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Özdemir,  “Yapay zeka çok taze bir yarış. Herkes bu yarışta bitiş çizgisine doğru hızlıca koşmaya çalışıyor ama hepimiz bir arpa boyu yol gitmiş vaziyetteyiz. Türkiye ve dünyayı kıyasladığımızda, insanın çok olduğu yani çok fazla verinin üretildiği ülkeler, yapay zekanın geliştirilmesi anlamında çok daha kıymetli ülkeler. Ülkemizdeki gerek toplulukların, gerek sivil toplum örgütlerinin aynı zamanda kamu kurumlarının yapmış olduğu çalışmalar, yapay zekaya halkı örgütlemek, halkın pozitif bir reaksiyon göstermesini sağlamak adına gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bizler bu pozitif reaksiyonla gençleri desteklediğimiz zaman emin olun Türkiye bu yarışta çok güzel noktalara doğru ilerleyecektir” dedi.

YAPAY ZEKA İÇİMİZDEKİ İNSANI ORTAYA ÇIKARACAK

‘Yapay zeka işlerimizi elimizden alacak’, ‘Robotlar dünyayı devirecek’ gibi düşüncelerin de bir önem arz etmediğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Özdemir, “Yapay zeka, insanın içindeki robotu dışarı çıkarıp insana insan olma özelliğini katacak. Sabah 9, akşam 5 robot gibi hareket ederek, İstanbul trafiğinde tıkılı kalarak bütün o robotsal hareketlerimizi yapay zeka üzerine alacak. ‘Düşünüyorsa o halde var olan insan’ için düşünmeye, hayal etmeye, üretmeye çok daha fazla vakit kalacak” diye konuştu.