Hep elde edemediklerini düşünür, kafasına takar, üzülür insan. Şansına üzülür, talihine üzülür, kaderine üzülür... Başkasında olup kendinde olmayan ne var onu düşünür, üzülür. Oysa ki senin bunca yıldır elde ettiğin başarılar var. Pek çok insanın gıpta ettiği, yıllarca uğraşıp ulaşamadığı, senin başarıların. Ne emekler verdin, ne kadar çok zaman harcadın, çalıştın, çabaladın, kazandın. Elde ettiklerini düşünsen sevineceksin aslında biliyor musun.. BİLMİYORSUN. O sebeple sürekli üzülüyorsun.

Sen sürekli başkasına bakıp hayıflanırken başkaları da sana imreniyor. Onlar da "Keşke" diyor, "Neden" diyor. Olduğun yerin ve imkanlarının kıymetli bil.

Belki de hiç emek sarfetmene gerek kalmadan hayat senin önüne koydu bu nimetleri. Belki bu varlık atadan, dededen zaten sizindi. Hayata şanslı başlayanlardan birisin belki ve sıfırdan başlayanlarla empati kuramayışın bu yüzden. Ve yine doğuştan sahip olduklarını normalin sayıp daha varlıklı olanlara bakıp imrenmen de bu yüzden. İnsan doyumsuz bir varlık neticede. 

Herşeye karşı bir doyumsuzluk içinde nedense. Aşka, paraya, başarıya, varlığa, mevkiye, güce... Peki neden biliyor musun.. BİLMİYORSUN.

Topluluk halinde yaşamımızın bir neticesidir bu vaziyet. Bireyin aynı toplum içerisinde bir diğerinden farklı olma gayreti, isteğidir. Sıradan biri olmak asla insan egosu ile uyuşmaz. Hiç bir şey bulamazsa burnuna bir hızma takar, yine ayrışır. Evdeki haliniz ile sokaktaki halinizin bir kıyasını yapsanız daha kolay kavrayacaksınız konuyu... Evde kimse görmez çünkü dağınık saçlarını, makyajsız yüzünü, kombinsiz vasat kıyafetini. Neden evde de dışarı çıkarkenki gibi özenli değilsin kendine.. Çünkü kimseye bir şey ispat etmek mecburiyetin yok. Evet, asıl konu bu işte. Varlığını, başarılarını kimsenin onaylaması, alkış tutması, seni parmakla göstermesi gerekmiyor. Kimseyle yarış halinde olman gerekmiyor. Kimseye güzel görünmen gerekmiyor, kimseye güçlü olduğunu göstermen gerekmiyor. Kilolu olabilirsin, dünyanın en çirkini olabilirsin, "Aptal sarışın" nitelemesinin tam karşılığı da olabilirsin. Matematikten gram anlamayabilir, girdiğin hiçbir sınavda başarı sağlayamayabilirsin. Belki zengin, belki fakirsin ne farkeder ki.. Sen kendi içinde mutluluğu bulamadıktan sonra sarayda da olsan yine aynı sen. Kimse için yaşamadığını, hayatından sadece senin mesul olduğunu, eğer ki sen mutluysan başkalarının fikir ve düşüncelerinin bir ehemmiyeti olmadığı idrak ettiğin an, yani seni kıskaca alan bu düşüncelerden sıyrıldığın an hayat senin için daha güzel olacak biliyor musun.. BİLMİYORSUN. 

Yalancı mıyım?