Mahmut Toptaş, gönderdiği mailde günümüzden 106 yıl önce Amerika’da bir Osmanlı köyünden bahsediyor: 1910 yıllarında Amerika’nın Missori’ni

Mahmut Toptaş, gönderdiği mailde günümüzden 106 yıl önce Amerika’da bir Osmanlı köyünden bahsediyor:
1910 yıllarında Amerika’nın Missori’nin East St Luis şehrinde, Kansas Caddesi’nde bir Osmanlı köyü varmış ve altı yüz haneliymiş. Diğer eyaletlerle beraber 10 bin Osmanlı Müslümanı varmış. Gidip bizzat gören zat, herhangi bir polise “Türk köyüne gitmek istiyorum” dediğinde tarif edeceğini söylüyor.
Mehmet Akif Ersoy’un yayınladığı “Sırat-ı Müstekım” isimli dergisinin dördüncü cildinin, 64 üncü sayfa 82.inci sayısında 18 Rabiulevvel 1328/17 Mart 1326 tarihli nüshasında, Alasonya İdadisi Müdiri Nejad Edhem Bey imzasıyla “Amerika’da Müslümanlar” başlığı altında da bu bilgiye yer veriyor.
Newyork Press’in verdiği istatistiğe göre 1910 yıllarında yüz milyonluk Amerika’da 450 bin Müslüman varmış. Osmanlı Müslümanlarının dışında Hindistan’dan, Filipinlerden, Çin’den, Müslümanlar daha fazla imiş. O günlerde Müslüman nüfus yüzde bir bile değilken bu günlerde Amerika nüfusunun yüzde 10’unu meydana getiriyorlar.
Acaba bu Osmanlı Müslümanlarına ne oldu. Şu andaki durumları nedir? Nerelerde ne yaparlar, bilen var mı?
İkinci Dünya harbinde Almanların kendilerini destekleyen Tatarları Rusya’dan Almanya’ya getirmişler ve her birini ayrı Alman köyüne yerleştirerek asimilesini sağlamışlar.
Avrupa’daki Müslüman dernekler, bunların çocuklarını ve torunlarını bulmalılar.
Avrupalı olup da Müslüman olanlarla ilgilenen bir teşkilatımızın olmadığını bilirim. Türkiye’de Müslüman olup Diyanet’den “İhtida” belgesi alanların da izlenmediğini bilirim.
Yurt dışına gönderdiğimiz din görevlilerinin eline “İhtida Belgesi” alanların adresleri verilse de onların takip edilmesi görevleri arasında olsa iyi olmaz mı? Yabancılara açık halkına kapalı MİT teşkilatımız da yaban illerde, Müslüman olan, yabancı iken yakın olan bu insanlarla ilgilense daha iyi olmaz mı?
Amerika’da cenaze işleri yapan bir Türk, yüz yıl önce Amerika’ya gelen bir tatar ailenin cenaze namazında namaz kılmadıklarını ama namazdan sonra Türkçe bilmediği halde Türk diliyle ölüye telkin verdiğini yazmıştı.
Yani, cenazelerinin namazını dahi kılmıyorlar ama eğer melekler “Rabbin kim?” diye sorarlarsa ‘’Rabbim Allah” de diye Türkçe telkine devam ediyorlar. Dinini bilen bir tek insan, bunlarla ilgileniverse aslına dönecekleri kesin.
Yurt dışına din görevlisi gönderirken sicili tertemiz, suya sabuna dokunmamış kirliler arasından göndermek yerine şehrine, mahallesine, köyüne sahip çıkmış, yanlışların düzeltilmesi, doğruların yayılması için mücadele vermiş, sicili kabarık arkadaşlardan seçilmeli.
Yabancılara açık, halkına kapalı MİT teşkilatımız da, yaban illerde bize yakın olan bu yeni Müslümanlarla yıllar önce gitmiş, Osmanlı Köyü kurmuş insanların çocuklarıyla temasa geçmeli. Almanların ikinci dünya harbinde Rusya’dan getirdiği Tatarlar üzerinde çalışma yapmalı. Kağıt üzerinde yapılan çalışmalar yeterli değildir.