Başarmak ne, zirve ne, tamam oldu ne demek, hayat bitmeyen mücadele değil mi? En zoru, en imkânsız denileni yapsan, başarsan, istediğin son

Başarmak ne, zirve ne, tamam oldu ne demek, hayat bitmeyen mücadele değil mi? En zoru, en imkânsız denileni yapsan, başarsan, istediğin sonuca varsan, sadece o süreç ve o hedef için başardım diyebilirsin.



Başarmak harika, muazzam elbette, her başarı akabinde daha büyük ve zor işleri, hedefleri var edecektir. Denedin olmadı, olmaması başarısızlık değil ki, tekrar denemek için sonsuz bir zaman diliminde varsın, ömrünce bitmeyecek enerjiye sahip ol yeter.



Çabalayacaksın, etkileşimleri görüp uğraşacaksın, elbette çok defa “deli mi ne” diyecekler, pes etmeyip uğraşacaksın. Büyük kâşifler de büyük keşifler de hep böyle olmadı mı?



Yorgunsun, ziyadesiyle yoruldun ya, en güzeli de bu değil mi? Elimden geleni, tüm bildiklerimi yaptım, deneyimlerimin ve bilgilerimle çok uğraştım, belki bir başka bahara deyip, “içim rahat” diyebilmek, ne büyük kazanım, muazzam.



En önemlisi nedir biliyor musun, mağlup değilsin, yüksek bir enerji ve heyecanla çıktın yola, istemesen de meraklılar var çevrende, hesap vermek durumun da olmasan da, sorgulanmaya muhatap olmasan da, kendini az mahcup hissedersin, hepsi bu.



Ne yaptın?



Neydi amacın?



İnsanların hayatlarını kolaylaştırmak, rahat etmelerine, neşeli olmalarına, mutlu olmalarına katkı sunmak maksatlı değil mi?



Belki milyon da, milyar da bir ölçekte. Harika olan kendi eksik ve zorluklarını bilmenin ötesinde, hiç tanımadığın insanların dahi hayatlarına dokunmak, mutluluklarına katkıda bulunmak değil mi?



Salla gitsin sonucu, yol başarılı, çıktığın yolun kendisi başarı, sakın yolundan ve düşüncelerinden ayrılma, arın bazen, arıt bazen düşüncelerini, geriye ne kaldı ise düşündüklerinden, arınmış, arıtılmış, işte yeni hedefin.



İnsanların, tüm canlıların yaşamlarına dokunmanın, çabalamanın mutluluğu, mutluluğun Nirvana’sı işte. İnsanın, insan olmanın erdemi ile hiç tanımadığı, hiç diyalog içinde olmadığı, beklenti ve çıkarı olmadığı insanlara dair, canlılara dair, çabası, uğraşları, fevkaladenin fevki işte.



Yapılmaz denileni yapmak, gidilmez denilene gitmek, hayallerde dahi yeri olmayan, yer almayanlarla uğraşmak, çabalamak, elbette deli de diyecekler, kaçık, sıyırmış, aykırı da.



Mücadele verirken kimselerden bir beklentin yok, doğru bildiğin yola yalnız çıkmışsın, başını eğmemişsin, kimselerin kolu kanadı altına girmemişsin, boyunduruk altında değilsin ya, başardın.



Hedeflediğin sonuca ulaşamasan dahi, bunları bunları yaptım, uyguladım, istediğim sonuca ulaşamadım demekte başarmaktır aslında, olur ya, enerjin ya da ömrün yetmezse senin bıraktığın yerden devam edilecek.



Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemi gibi, fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür çıkmışsın yoluna, çalışmalarını tavizsiz devam ettirmişsin, umut da bitmez elbet.



Hayat nedir diye tekrar tanımlama yapmaya gerek var mı, elbette yok. Hayat, yaşamak, yeme içme faaliyetlerinin çok ötesin de, sevişmek, üremek, çoğalmak iyi de, bir başına çok sığ değil mi? Sevmek, kendini sevmek, insanları sevmek ayırt etmeden, saygılı olup, saygın olmak için çabalamak, iyi ve güzel olana destek vermek. Cesaretli, cesur olup, kibirden egodan sıyrılıp dik yürümek ve insan hayatına ne katarım, dünya ya ne bırakırım diye düşünebilmek, yürü be, abartıya gerek yok, hayat bu, bu kadar, şeref bu, onur bu, insan olarak yaratılmış olmak kolay, milyarlarcası var, insan kalabilmek bu.



Umutlarını baltalama, azaltma, dünya da fazlasıyla acı var. Gülümse hayata, mutlak gül, tek bir insanın dahi gülmesine sebep olmuşsan, olursan, bir hayvanın kendisini güvende hissetmesine etken oluşturmuşsan, başardın. Ağaçlarla, çiçeklerle dolu bir yoldasın, olur ya onlarda gürültüden rahatsız olurlar, şiirini, türkünü kendi duyabileceğin tını da, ton da okumuşsan, yürü be başardın.