1. Merhaba Balamir Bey, oyuncu olma isteğiniz çocukluktan gelen bir duygu mu?



  • Yok, aslında çocukluktan gelmedi. Yarı böyle aile baskısıyla, yarı da böyle tanıdıklarla 17, 18 yaşından sonra gelişen bir meslek oldu benim için. Hatta başlarda baya bir direttim, reklam görüşmelerine gitmedim fakat sonra bir anda şansında sürüklemesiyle şimdi buradayım (Gülerek).



  1. Oyuncu olmasaydınız ‘Daha iyi yapabilirim’ dediğiniz bir meslek var mıydı?



  • Ticaretle iyi uğraşırdım herhalde, ticarete biraz kafam basıyor. Gerçi bi ara, oyunculuğun devam ettiği süreçte emlak gayrimenkul ofisi açmışlığımda var benim, üç ortak şeklinde ama bu başarısızlıkla sonuçlandı. Yalnız ben hiç müdahale edememiştim, diğer ikisi işi biliyordu (Gülerek), ben de yoğun olarak çalışıyordum o sıralar. Tekrar ticarete atılmak istiyorum, bir cafem olsun istiyorum. Mutfağa çok ilgiliyimdir, yemek yapmayı çok seviyorum. Kafamda kurduğum bir şeyler var.

  • Hayalini kurduğunuz bir meslek var mıydı?

  • Küçükken futbolcu olmak istiyordum. (Gülerek)

  • Çoğu erkekten duyduğum meslek dalı (Gülerek).

  • Evet, çoğu erkek gibi ben de futbolcu olmak istiyordum.

  • Spora alakanız var mıdır?

  • Var.


  • Hobi olarak yapıyor musunuz?

  • Yani, çok fazla imkan bulamamakla beraber. Daha çok kayak yapmayı severim, kış aylarında sık sık yapmaya çalışıyorum. Yazın yüzmeyi severim. Maç izlemek hayatımın her zamanında olan bir şeydir. Ben Galatasaraylıyımdır. Evde ne kadar dijital platform varsa hepsi açıktır. Hiçbir maç kaçmaz.

  • Oyunculuk yaparken maçları takip etmek zor oluyordur?

  • Evet o biraz zor oluyordu. Bazen sette açıp izliyordum telefondan (Gülerek).



  1. Sizce iyi bir oyuncu olmak, yönetmenin yönlendirmesine uyum sağlamak ya da o rolün içinde kalmakla mı olur? İyi bir oyuncu nasıl olur?



  • Bence bir projenin sahibi yönetmendir. Ben daha çok ilerleyen süreçte, yönetmenin yönlendirmelerine göre hareket etme taraftarıyım. Kimle çalışırsam çalışayım, her zaman gider sorarım ‘İstediğiniz gibi ilerliyor mu? Bu ilerleyen süreçte benden farklı istekleriniz var mı? Karakteri aşağı yukarı ben böyle çıkarttım, biraz daha dönüştürebilir miyim?’ gibi soruları yönetmene sorarım. Çünkü benim projem değil, sahibi kimse ona sorarım.

  • Senaryodan daha mı çok önem verirsiniz?

  • Evet.

  • Siz ‘Yönetmenin bir oyuncuyu yönlendirmesi en önemli unsur’ diyorsunuz.

  • Hayır, kimi zaman karışan yönetmen oluyor, kimi zaman seni kendi halinde bırakan yönetmen oluyor, size karşı farklı motivasyon uygulayan yönetmenlerde oluyor. Kimisi bağırarak uyguluyor, kimisi farklı şekilde uyguluyor ve bunun oyuncuya geçmesi de önemli. Mesela ben, bana bağırılınca daha motive çalışıyorum. Geriliyorum ama o gerilimden daha iyi bir şey çıkarıyorum ortaya ama bunu psikolojik olarak çözen yönetmenle ilgili.



  1. Oynadığınız karakterler arasında içine giremediğiniz, rolü sahiplenemediğiniz bir karakter oldu mu?



  • Olmuştur illa ki ama hatırlamıyorum. Uzun soluklu projelerimin hiç birinde olmadı ama seneler önce birkaç kez konuk oyunculuk yapmıştım o zaman mutlaka olmuştur. Bir bölüm oyunculuk yaptığım işlerde oldu, belki onlardan biri olmuştur.



  1. En son sizi Dolunay dizisinde ‘Engin’ karakteriyle izlemiştik. Engin karakteriyle kendinizi benzettiğiniz yönler var mıydı?



  • Engin de biraz daha snop bir adamdı, ben de belki biraz öyleyimdir diye düşünüyorum. Bir de örf, adap meselelerine Engin de çok saygılıydı, ben de öyle saygılıyımdır. Engin centilmendi, Balamir de çok centilmendir. Bu tarz şeyleri Engin’le benzetiyorum.

  • Balamir olarak baktığınızda Engin’i nasıl yorumluyorsunuz?

  • Çok ayrı karakterler değil aslında. Artı olarak Engin çok zengindi mesela, Balamir o kadar zengin değil (Gülerek). Geri kalan konularda kendimden çok şey kattım ama işte bunu da hep yönetmene sorarak yaptım. ‘Ben zaten böyleyim, böyle oynayayım mı bunu?’ diye sorduğum zaman ‘Evet’ yanıtını aldım. Demek ki yakın karakterler.

  • Bunca zaman bu kadar projenin içinde bulundunuz. En çok severek oynadığınız, içine sahiplenerek girdiğiniz rol hangisiydi?

  • Akasya Durağı’ndaki Mert’i seviyordum. Akasya Durağı’ndaki Mert, yanındakilerin komedisine uymaya çalışıyordu, çünkü ben komedi oynamayı seviyorum. Orada ne kadar karakterim bunu ön plana çıkaramasa da, kendimce yönetmenin izin verdiği sürece ortaya çıkarmaya çalıştım. çok keyif alarak oynadım.




  1. Aşkın Bedeli günlük bir diziydi. Günlük dizi çekimleri mi daha zor oluyor yoksa akşam dizilerinin çekimleri mi?



  • Bizim içinde bulunduğumuz projede günlük diziler şöyleydi; haftanın 6 günü çalışıp bir günü repo yapılıyordu. Takriben 3,4 gün çalışıyordum günlük dizide, çok nadir de olsa 6 gün de olduğu oluyordu. En son Dolunay dizisinde yine 3,4 gün çalıştım ama geceleri daha uzun sürüyordu. Günlük dizide bir yerden sonra otomatiğe bağlanıyor, tekrar bile olmuyor. Tak tak tak çekiyorsunuz ama prime time projesi öyle olmuyor. Biraz daha dikkat etmek gerekiyor, ışığına daha fazla dikkat etmek gerekiyor, sanata, dekora dikkat etmek gerekiyor. Akşam çekimleri daha zordur.



  1. Oyuncu olmak için eğitim almak şart mı? Yetenek olmadan da oyuncu olunabilinir mi?



  • Yetenek olmadan oyuncu olunmaz ama oyuncu olmak için eğitim şart değil. Ben kendimden örnek vererek söyleyeyim, reklam sinema ve oyunculuk üzerine 2,5 3 aylı bir eğitim aldım ama sonradan fark ettim bu eğitim bana hiçbir şey katmamış. Ben tecrübeyle yaşayarak öğrendim. Önce yetenek olması şart.



  1. Sevilerek izlenen, gündemde yer alan dizilerin içerisinde yer aldınız. Artık dizilerin büyük bir kısmı internette büyük ilgi görüyor. Sosyal medyadan gelen eleştirileri ve yorumları takip eder misiniz?



  • Mümkün olduğunca etmeye çalışıyorum ama çok da etkisi altında kalmamaya çalışıyorum. Kimileri ondan beslenerek yaşıyor ama ben o kadar etmiyorum. İnstagrama koyduğum bir fotoğrafın altına yapılan yorumlara bakıyorum. Özellikle açıp bir siteden ‘Dolunay’la ilgili ne yazılmış’ diye bakmam.



  1. Televizyon ekranlarıyla aranız nasıldır? Gündemdeki dizi ve programları takip eder misiniz?



  • Mümkün oldukça etmeye çalışıyorum ama ister istemez çok fazla etken olamıyorsunuz. Bizim sektör çığ gibi büyüyen bir sektör haline geldi. Bu da yapılan işlerin kalitesini düşürdü. Ben proje seçerken de buna dikkat ediyorum, kimlerle çalıştığıma dikkat ediyorum, kimlerle çalışacağıma dikkat ediyorum. Bunlara, bana yapılan yorumlardan daha çok araştırıyorum. Bir proje geldiğinde; yönetmeni kimdir, daha önce çalışmadıysam açıp, yönetmen hakkında yazıları okuyorum, bazı oyunculara bakıyorum. Bu yüzden çok kaliteli olmayan işleri izleyemiyorum. Çok kaliteli olmayan işler ne kadar emek harcansa da çıkabiliyor.

  • Şuan ekranda olan hangi dizi veya programları takip ediyorsunuz?

  • Şuan açıkça itiraf etmek gerekiyorsa pek bunu başaramıyorum. Zaten çok yoğunluktan çıktım. Bir haftadır kendime geldim diyebilirim. Onda da işte spor yapmaya dikkat ediyorum, arkadaşlarımla vakit geçirmeye çalışıyorum, öyle değerlendiriyorum vaktimi.

  • Kendi dizinizi izliyor muydunuz?

  • Kendi dizimi izliyordum. Çünkü bizim elimize bir senaryo geliyor ama bu senaryo da bazen değişiklikler olabiliyor. Bizim yazılmadığımız sahneler çekilirken, orada olmadığımız için bu sahnelerin nasıl çekildiğini görmek ve karakteri de ona göre götürmek için izliyorum.



  1. Daha çok ilginizi çeken roller hangi konu üzerindeki projeler oluyor? Dram, komedi, aksiyon, askeri…



  • En son Bordo Bereliler Afrin diye bir sinema filminde rol adım. Bu benim ilk askeri, militarist projemdi ama çok zor olduğunu öğrendim. Ben galiba daha çok komediye eğilimliyim. Dram projesi içerisinde çok iyi oynayacağımı düşünüyorum ama çok daha fazla keyif alacağım bir işin komedi olduğunu düşünüyorum.



  1. Bir dizi projesi için, senaryo elinize geldiğinde o rolü üstünüze almak için sizi etkileyen en büyük unsur ne olur?



  • Kendimden bir şeyler katabileceğim bir karakter istiyorum ama nasıl? Bıçkın bir karakter gelir ona da bir şeyler katabilirim. Komedi bir karakter gelir ona da bir şeyler katabilirim. Aşık, duygusal, dram bir karakter gelir ona da bir şeyler katabilirim ama bakarım ‘Ben bunu çıkartabilir miyim?’. Bazı şeyler çalışmakla oluyor ama bazen de ne kadar zorlarsan zorla olmuyor. Ben, içinde olduğum projede her anlamda en iyisini vermeye çalıştığım için karakterle karşılıklı alışverişiniz çok iyi olması lazım.



  1. Türkiye’deki ekran dünyasında sizi etkileyen ya da tepki vermenize neden olacak bir durum var mı? İzleyici olarak televizyon başına geçtiğinizde gözlemlediğiniz durumlar ne oluyor?



  • Sektörün çığ gibi büyümesinden kaynaklanan bazı kalitesiz işler ne yazık ki çekiliyor.

  • Yersiz uzun yerli diziler.

  • Evet bu zaten çok önemli bir şey, bizim dizimizden, Dolunay’dan örnek vereyim: biz sekiz de başlayıp on iki çeyrekte bitirmeye çalışıyorduk. Yaklaşık dört buçuk saate yakın bir süreç bu, tamam bunun içerisinde reklamlarda var ama ne kadar var! Üç reklam bandında alsanız bunu kırk beş dakika eder. Böyle olduğu için ister istemez kalitede bozluyor, çünkü senaryo zaten bir haftada yazılıyor. Bir haftada yazılan bir senaryodan iki buçuk saat harıl harıl bir seyircinin izlemesini bekleyemiyorsunuz.



  1. Bordo Bereliler 2 Afrin filminde sizi beyazperde de izleyeceğiz. Ülkemizin bulunduğu durumun içerisinde, bir asker filminde rol almak size neler hissettirdi?



  • Ben bunu bir vatani görev olarak da gördüm aynı zamanda, hem böyle bir projenin içinde zaten olmak istiyordum hem de şu dönemde, Zeytindalı harekatının yapıldığı bir dönemde böyle bir şeyin içinde olmak, o bölgeye dikkat çekmek, o bölgede yaşanan bazı olayları izleyiciye aktarmak benim bir nevi vatani görevim gibi bir şey. o yüzden ben iş geldiğinde bile parasına çok fazla dikkat etmedim.

  • Filmin içerisindeki rolünüzden biraz bahseder misiniz?

  • Biz beş kişilik bir timiz. Operayonel anlamda giden bir tim ve çok önemli operasyonların içinde bulunmuş en son Afrin’e de giden bir tim. Bu timin içerisinde kimi zaman kendince deliliği olan, kimi zaman komedisi olan ama gözü pek, vatanını çok seven bir karakterim.



  1. Şuan ajansıyla çalıştığınız Tümay Özokur ile nasıl tanıştınız?



  • Kuzenim tanıyordu kendisini, ben de zaten önceden beri ismini çok duyduğum için ve profesyonel bir kişiyle çalışmak istediğim için kuzenimin vasıtasıyla tanışmış olduk. Senelerdir beraberiz, aile gibiyiz artık.



  1. Her karakterin, her duygunun içine girmek ve onu yaşatmak nasıl bir duygu? Bir oyuncunun yeteneğini gösterdiği en önemli sahneler veya diziler hangisi oluyor? Aşırı duygusal, aksiyon veya komedi? İzleyici en çok hangi rolü izlerken daha çok etkilenir?



  • Sanıyorum ki dram. Türk izleyicisinden bahsediyorsak onlar zaten dram seviyorlar. Biz öyle bir kültüre sahibiz. Ağlamaktan keyif alıyoruz artık, o hale gelmişiz. Nasıl geldik bilmiyorum ama (Gülerek)… Bence bir oyuncunun karakterini de en iyi gösteren, yeteneğini gösteren sahneler dram üzerine oluyor.



  1. Bu güzel sohbet için teşekkür ederim. Sizi seven seyircilere, fanlarınıza ne söylemek istersiniz?



  • Beni izlemeye devam edin (Gülerek). Yeni bir dizi projesi için irtibat halindeyiz, kesinleşmedi henüz ama 2018 yılı içinde tekrar bir projenin içinde olmayı istiyorum. Ben çalışmaktan dolayı şikayet etmiyorum, kalitenin düşmesinden dolayı şikayet ediyorum.