Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi" bildirisine ilişkin, ''Bu bildiride dile getirilen görüşlere baktığınız zaman, bu görüşlerin tamamı PKK terör örgütünün görüşleridir. PKK’ya müzahir çevrelerin görüşleridir. Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir, PKK terör örgütünün gönüllü destekçileri yazabilir'' dedi.

Bozdağ, Bozok Üniversitesi Rektörlüğünü ziyareti öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin ''Bazı CHP'li milletvekilleri ile HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın, 'Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi' bildirisine imza atan akademisyenlere soruşturma açılmasını özgürlüğe müdahale olarak değerlendirdiklerini'' anımsatması üzerine Bozdağ, çeşitli üniversitelerde görev yapan bazı akademisyen ve araştırma görevlilerinin, terör örgütünün gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle devletin yürüttüğü, terörü ortadan kaldırmak, vatandaşların yaşam hakkını güvence altına almak, kamu düzenini, kamu güvenliğini sağlamaya dönük operasyonlara yönelik eleştirilerini, ifadelerini bir kez daha şiddetle kınadığını söyledi.

''Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir''

Bozdağ, bildirinin "PKK terör örgütü tarafından hazırlanıp, ona müzahir çevreler tarafından da imzası organize edilen bir bildiri" gibi durduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Çünkü bu bildiride dile getirilen görüşlere baktığınız zaman, bu görüşlerin tamamı PKK terör örgütünün görüşleridir. PKK’ya müzahir çevrelerin görüşleridir. Böyle bir bildiriyi ancak PKK terör örgütü yazabilir, PKK terör örgütünün gönüllü destekçileri yazabilir. Onun için bu akademisyenler ya bildiriyi okumadan imzaladılar... Eğer okumadan imzaladılarsa felaket bir şeydir. Okumadan bir şeyin altına nasıl imza atıyorlar? Okuyarak imzaladılarsa o da daha büyük bir felakettir. Bilimsel özerklikten, bağımsızlıktan, objektiflikten, haktan, adaletten bahseden insanlar böyle bir bildirinin, taraflı bir bildirinin sadece devleti suçlayan ve PKK terör örgütünü aklayan bir bildirinin altına nasıl imza atarlar. Belli ki kulaklarını gerçeğe kapatmışlardır, gözlerini gerçeğe kapatmışlardır. Akılları gerçeği idrak edemez durumdadır. Bir insanın kulakları gerçeğe kapalı olursa, gözleri gerçeği görmez ise aklı ile de gerçeği idrak etmezse o zaman hangi üniversitede akademisyen olursa olursun onun hiç kimseye faydası olmaz. Herkes 'aydınlar bildirisi' diyor. Kusura bakmasınlar aydın gerçeği görendir. Terör örgütünün istediklerini gerçek diye kamuoyuna takdim eden değildir. Aydınlar gerçeğe kulak verendir ama somut gerçeğe kulak verendir. Ortada somut gerçeğe kulak vermek yok, gerçeği görmek yok, PKK’nın gözüyle, PKK’nın diliyle PKK’nın kulağıyla gerçekleri çarpıtma vardır.''

"Kendi karanlıklarını aydınlık gibi gösteremezler"

Bildiride Türkiye Cumhuriyeti devletine büyük bir iftira olduğunu ve terör örgütünün alenen propagandası yapıldığını dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. O yüzden ben bu bildirinin altına imza atanları, diploması olan insanlar olarak görüyorum. İsminin önünde profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi sıfatı olan insanlar olarak görüyorum ama bunların aydın olma özellikleri yoktur. Çünkü üniversite bitirmek, diploma almak bir takım isminin önüne sıfatlar koymak bir kişinin tek başına aydın olması için yetmez. Türkiye’nin gerçeklerine gözünü kapatanlar karanlığı aydınlık zannediyorlar. O nedenle ben o bildirinin altına imza atanları aydın olarak görmediğimi buradan bir kez daha ifade etmek isterim.

"İmzasını geri çeker"

Aydınlar karanlıkta yürüyüp de kendi karanlıklarını Türkiye’ye aydınlık gibi gösteremezler. Gerçekten aydının ışığını herkese yansıtırlar. Ama maalesef terör örgütünün görüşlerini aydınlık olarak Türkiye'ye takdim eden bu karanlıkta yürüyen insanları, diplomalı insanlar olarak görüyorum. Belli ki diplomalar insanları tek başına aydınlatmaya yetmiyor. Belli ki sıfatlar insanları aydın yapmaya yetmiyor. O yüzden Türkiye’nin gerçek aydınlarının da bunun karşısında sesini yükseltmesini lazım. Medyadan duyuyoruz, ‘Okumadan imza attık, ben buna katılmıyorum” diyenler var. Eğer herhangi bir akademisyen bunun altına istemeden veya bu boyutunu bilmeden, okumadan imza atmışsa o zaman samimiyet testi ortada imzasını geri çeker, açıklama yapar 'imzamı çekiyorum' diyebilir. Bunu engelleyen kimse yok."