2017 Yılı Referandumunda Evet / Hayır ile kutuplaşan seçmen şimdi ise Tamam / Devam kavramları üzerinden ikiye bölünmüş vaziyette.  Öyle Tamam ve

2017 Yılı Referandumunda Evet / Hayır ile kutuplaşan seçmen şimdi ise Tamam / Devam kavramları üzerinden ikiye bölünmüş vaziyette. 
Öyle Tamam ve Devam cümleleri kuruluyor ki inanın yazmaktan hicap duyuyorum. 
Sosyal medyada başlayan tamam/devam paylaşımları kısa zamanda milyonlarca kişi tarafından taraftar bulmayı başardı.


Başta siyasiler olmak üzere neredeyse tüm ulus ikiye bölündük.
"Tamam'cılar, Devam'cılar. Şimdi yeni nur topu gibi bir kutuplaşmamız daha ortaya çıktı. Geçen yıl dostlarımıza "Hayırlı Cumalar" demekten bile çekinir, hale gelmiştik. 
Bu yılda "Tamam" ifadesini kullanmaktan tırsıyorum. İngilizce'deki gibi "OK" desem o da yanlış anlaşılır, Rusça'da "LADNA" veya Arapça'daki gibi "NEAM" desem yırtar mıyım acaba. 


Anlayacağınız tamamlar ve devamlar savaş halinde. 
Mübarek Ramazan ayı gelmiş kime ne? 
Varsa-yoksa seçim,
Varsa-yoksa polemik
Kutuplaşma siyaseti
Nefret söylemleri
Ötekileştirme çabaları
Aşağılama
Tehditler vs.

Saçmalıklar almış başını gidiyor. 
Tahammülsüzlüğün, saygının ve hoşgörü yoksunluğunun en çok hissedilidği zamanlar bu zamanlar. Aynı fikirde olmayan insanların birbirlerine adeta düşman gözüyle baktığı, selamı sabahı kestiği ve yolunu değiştirdiği zamanlar. 
Biz burada birbirimizi yerden yere vururken Gazze  gerçek manada savaşıyor. 
Acımasızca ölen, öldürülen bir sürü insan.
Bir tanesinin bile elinde silah yok, sadece taş var. 
Ve öyleleri var ki daha önceki savaşlardan, mücadelelerden sakat kalmış, ama yine yılmamış! 
Düşünsenize bacakları dizden aşağısı olmayan bir adam. 
Tam donanımlı katil İsrail'e karşı elinde taramalı silah olmadan sadece sapan ile taş atıyor. 
Ama korkaklar ordusu o insanı bile şehit ettiler. 
Başka.
İsrail askerlerinin attığı göz yaşartıcı gazla boğularak ölen 8 aylık bir bebek. 
"Bırakın benimle kalsın, onun için çok erken" diyerek ağlayan bir anne. 
Bu kadar aşağılık ve korkak bir millet olan işgalci İsrail yapıyor bunları. 
Milyonlarca Müslümanın canına kıyılsa sadece "kınıyorum"lu ifadeler kullanan, kendilerini büyük ilan edenler ve hala umursamazca davranan, alttan altta "Katil İsrail'e" yardım eden bir ABD. 
Öte yandan birbirinden habersiz uyuyan, sinmiş 63 Müslüman ülkesi. 
Suudi Arabistan, Mısır gibi dinini satan milletler. 

Anlayacağınız tek başınalar. Ne gidecek yerleri var ne sığınacak kapıları var. Ne  arkalarında duracak bir güçleri, sırtlarını dayayacak bir dağları var. 
Hiç boşuna biz varız deyip böbürlenmeyin. Bizim anca boşa konuşan çenemiz var.  
Bir şeyler yapmamız lazım hemen acilen. 
Yapayalnız kardeşlerimiz. Yanınızdayız. Arkanızdayız.  Utanarak söylüyorum ama Hayır değiliz. 
Yürek dayanacak gibi değil artık. Bizim karşıdan eriyor ciğerimiz ya birebir yaşayanlar onlar ne yapsın. Birlik yok bizim İslam aleminde. 

Asırlardır gözleri burada. Asırlardır Ortadoğu'da. Bunu hepimiz biliyoruz. Cadı kazanının ortasındayız. Hangimiz rahatız ki? Peki niye bu vurdum duymazlık? Niye bu umursamazlık? "Kardeşi açken tok yatan bizden değildir" diye peygamberimiz böyle buyururken bizim yaptığımız ne şimdi? Tam da aynısını yapmıyor muyuz şimdi? Bizden değildir. Gerçi biz kendi içimizde birbirimize kullanıyoruz bu ifadeyi ama neyse.
İmkanımız yok değil. Bir birleşşek ahh. Aynı anda sesimizi yükseltmeyi bir bilsek. Artık gururu, kibri bir kenara bırakabilsek. Bir silkelenip kendimize gelebilsek. Gerçek dünyayı bir görebilsek artık. Kardeş olduğumuzu hatırlasak mesela. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediğimiz yılanların, dönüp dolaşıp bizi sokmaya yelteneceğini bir kavrasak. 
Hah işte ben de tam bu noktada diyorumki, Sevgili arkadaşlar o yılanlara karşı kardeş kalmaya devam mı? Hiç ayrılmayacağız hep birlikte olacağız Tamam mı?