Cari açık, dar anlamıyla bir ülkenin döviz geliri ile döviz harcamaları arasındaki fark olarak tanımlanır. Sadece mal a

Cari açık, dar anlamıyla bir ülkenin döviz geliri ile döviz harcamaları arasındaki fark olarak tanımlanır. Sadece mal alım satımı için kullanılırsa dar anlamı, hizmet ve diğer transferler de eklenerek açıklanırsa geniş anlamı ile tanımlanabilir. Dar ve geniş tanımlamayı, dış ticaret dengesinden cari dengeye geçiş gibi düşünebiliriz. 2018 Ocak ayında cari açık 7 milyar doları aşarak geçen yılın aynı dönemine göre çok hızlı bir artış gösterdi. Yıllık bazda ise 51 milyar doların üzerinde gerçekleşti. En büyük ithalat kalemimiz olan petrol fiyatları geçen yıla göre artış gösterince cari açığa da olumsuz yansıdı. Gelir ve gider arasındaki denge olumsuza dönünce bunun bir şekilde finanse edilmesi gerekir. Borçlanmayla, sıcak para dediğimiz hisse senedi ya da tahvil piyasasına kaynak çekmeyle ya da merkez bankası rezervleri ile bu açık finanse ediliyor. Tabi ki, bu finanse etme seçenekleri arasında en kalıcı olan doğrudan yatırımların çekilebilmesidir.


Cari açık sürekli üzerinde tartışılan bir konudur. Yüksek olması tabi ki olumsuzdur, fakat makul seviyede ve içeriğinin yatırıma endeksli oluşması büyümeyi de olumlu etkiler, gelecek açısından da umutları yükseltir. İthal ettiğiniz ürünler tüketime değil de yatırıma dönükse, sonuçta kazandıran bir hamledir. Fakat cari açık, tüketim odaklı artıyorsa tehlike arz edebilir. Bunu önlemenin en önemli yollarından ikisi, ya tüketimi azaltacaksınız ya da yatırımı… Her ikisinin de kendi içinde handikapları var. Makul seviyedeki cari açıktan kastımız, milli gelire oranlandığında mümkün olduğunca düşük çıkan bir sonuca ulaşmaktır. Şimdi gelelim cari açığın etkilerini konuşmaya…Bildiğiniz gibi Dolar/TL kuru bir süredir 3,75-3,78 bandında yer buluyordu. Geçen hafta Moodys not indirimi yaptığında dahi çok fazla hareketlenmedi. Fakat cari açık verisi açıklandıktan sonra birden kademeli olarak artmaya başladı ve 3,90 seviyelerine dokundu. Peki bu veri tek başına bu kadar durağan giden kurları tek başına hareketlendirebilir mi? Aslında bir tetikleyici oldu diyebiliriz. Not indirimi, enflasyon, cari açık vb. birçok etkenin bir araya gelmesi ve bir kıvılcımın beklenmesiydi.


Tekrar cari açığa dönecek olursak, dediğimiz gibi açığın oluşmasına sebep olan en büyük kalemler enerji ithalatına yönelik olanlar. İkincisi de altın ithalatının kalemler arasında fazlaca yer tutuyor olması. Önümüzdeki aylarda bu iki kalemde olabilecek muhtemel artış, cari açığı yukarı çekebilir. Aslında bazı kalıcı çözümlerin atılma projeleri var. ‘Yerlileştirme’ politikası ile ithalatta yer alan kalemler arasından içeride üretimi yapılabilecekler belirleniyor. Önümüzdeki 3-4 yıl içinde bu hamleler gerçekleşirse yıllık 20 milyar dolar civarında ithal edilen ara mallar yurtiçinde üretilmeye başlanacak. Bunun yanında enerji alanındaki yatırımlar da dış ticaret açığını kontrol edilebilir seviyelere indirebilir. Başka bir nokta da, ihracatın emek-yoğun ürünlerden ziyade bilgi-yoğun ve katma değeri yüksek ürünlere kaydırılması hamlesi olmalıdır. Avrupa’nın fason merkezi konumundan çıkıp, hammaddesinden nihai ürüne kadar tüm süreçleri bünyesinde üretebilen bir yapıya bürünmemizden başka bir çaremiz bulunmuyor.


Makul cari açık tabirini kullanırken, milli gelire oranlanmasını dile getirdik. Türkiye açısından Milli gelir/Cari açık %5’lerin üzerinde. Bizimle benzer noktada olan İngiltere de aynı sorundan muzdarip.  Hedefimiz ilk etapta bu oranı %3’ün altına indirmekti. Yukarıdaki projelerin hayata geçirilmesi zaman içinde bu hedeflere yaklaşmayı sağlayabilir. Merkez bankasının döviz kurlarındaki bir haftada olan artışa henüz müdahale edeceğini sanmıyorum. Piyasaların biraz daha oturmasını izleyecektir. Tabi özellikle döviz kuru bacağında önemli bir nokta var. Dolar dünyada artmıyor. Yani dolar endeksi yatay –aşağı bir yön takip ediyor. Özellikle son bir haftada dünyada artmayan dolar bizde artış gösterdi. Doların kendi içindeki güçlenme trendi, yani dolar endeksindeki artış başlarsa bize etkisi daha kırılgan olabilir. Doların global değerini gösteren dolar endeksi 2017 Ocak’da 100’ün üzerindeydi, bizde dolar 3,75-3,85 aralığındaydı, şimdi dolar endeksi 90 seviyelerinde… Dolar –TL yine hemen hemen aynı noktalarda. Görünürde olmasa da arka planda bir değer kaybı yaşamışız. Bu sebeple, zaman zaman dolar endeksi kavramına dikkat yöneltmenizi tavsiye ederim.