Günümüz dünyasında kadınların erkeklerde olmasını istedikleri fakat sık karşılaşamadıkları ve özledikleri bir nitelik var. Centilmenlik…

Günümüz dünyasında kadınların erkeklerde olmasını istedikleri fakat sık karşılaşamadıkları ve özledikleri bir nitelik var.
Centilmenlik…
Garp Lügatinden dilimize bu şekilde geçmiş bir sözcük…
Centilmen: İlişkilerinde ince ve görgülü saygılı erkek demek.
Centilmenlik ise : İnce, görgülü davranış, centilmenlere yakışır tutum. Centilmen olma durumu anlamına gelir.
Türkçedeki anlamı ise Beyefendidir ve bu kullanım bir hitap şekli olarak da çok daha yerinde ve hoş bir sözcüktür. Daha anlamlıdır…
Pek çok deyimin içerisinde kullanırız. ‘’O tam anlamıyla bir beyefendidir gibi.’’
Centilmen bir erkek tüm nezaket kurallarını bilir, ve uygular. Bazı hemcinslerinin nitelendirdiği yakışıksız bir tanımlama olan ve aşağılama amaçlı kullanılan anlamıyla; O asla “kılıbık bir salon erkeği değildir.”
Onları eski dönem filmlerindeki aktörler gibi, bir kadının sigarasını yakan, “Rüzgar Gibi Geçti” filminin ünlü Amerikalı aktörü Clark Gable bakışları fırlatan,” 3 numaralı bakış, 5 numaralı kaçış’’ taktiklerini bilen, usta çapkınlara has tüm numaraları çeviren adamlar olarak da nitelendirmek pek doğru olmayacaktır.
Centilmenlik bir tarzdır. Duruştur. Zamana, koşullara ve kişilere göre değişmez. Her koşulda nezaket sahibi ol- masının sebebi karşısındakinin ‘’biricik’ ’olması değildir. Kendisinin özel olmasındandır. Sakinliğini ,nazikliğini elden bırakmaz. Kendisine karşı nezaket gösterilmediğinde ‘’mesafeli bir tavır’’ takınmayı ve aklı ile karşısındakini alt etmeyi bilir. Zaten gözlem ve analiz yeteneği güçlü kişiler oldukları için kendilerini nahoş bir durumla karşılaştırabilecek potansiyeli olan kişi ve konuları ilişkilerinin başında ayırt edebilirler…
Kesinlikle bir maço değildirler. Kendilerini koruyacak tüm taktikleri çok iyi bilirler. Ancak asla bir kadına karşı kas gücü ve argo kullanmazlar. Trafik ışıklarındaki bekleyiş süresini başka bir kadını göz hapsinde tutmak için kullan- mazlar. Bakışlarıyla ‘’röntgen’’ çekmezler. Tatlı dillik ve kibarlıklarıyla kendilerini affettirmeyi, özür dilemesini gönül almasını çok iyi bilirler. Adab-ı Muaşeret (Görgü ve Ahlak ) kurallarına eksiksiz uyarlar. Beyaz çorap giymez , tıraşsız dolaşmazlar, iyi kitap, şiir ve seyahatten, yemekten anladıkları gibi tribünde taraftarı oldukları takımı desteklemeyi de bilirler. Şakacıdırlar ama alaycı değil. Zekidir ama küstah değil. Samimidir ama yılışık değil. Kadınlara arkadaşlık, sevgililik, evlilik yada iş ilişkilerinde kendilerini iyi hissettirirler.
En önemli özellikleri güvenilir olmalarıdır. Dakiktirler. Sözlerinin eridirler.
Hoyrat olmayan, olamayacak olan adamdır. Bir hanımefendiyle güç savaşına girmez. Ego ve üstünlük taslamaz. Çünkü o gücünün farkında olan prensip sahibi bir beyefendidir.
Rahmetli Mustafa Koç standart üstü fiziğine rağmen sporla ilgilenen, pek çok hobisi olan Türk kadınının daha iyi şartlarda var olması için gerekli tüm sosyal sorumluluk projelerini destekleyen iki kız babası bir Centilmendi. Tıpkı babası Rahmi Koç gibi… Hala yoğun bakımda olan değerli tiyatro sanatçımız Aktör Kenan Işık, Oyuncu Mehmet Aslantuğ, Faruk Süren, Modacı Vural Gökçaylı bir Centilmen deyince ilk aklıma gelen isimler…
Belki de tükettiğimiz her güzel şey gibi ’ ’Nerede o eski Bayramlar’’ tadında bir Nostalji naftalin kokulu bir sandıkta unuttuğumuz kenarını köşesini güvelerin kemirdiği, antika değeri olan; kıymetli ancak unutulmuş bir dantel gibi bir şey günümüzde Centilmenlik…
Gündelik yaşamda çok az karşılaştığımız ve giderek unutulan tüm ince güzel ve eşsiz ve iyi her şey gibi…