CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, 17-25 Aralık operasyonlarına ilişkin, "Bu dava asla kapanmayacaktır. İktidar gücüyle sadece ertelenmiştir. Bu hesap sorulmadığı sürece Türkiye'de demokrasi olgunlaşamaz, hukuk devleti tanımlaması asla karşılığını bulamaz" dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında Genel Merkez'de toplandı. Koç, toplantı devam ederken yaptığı açıklamayı, 17-25 Aralık operasyonları dolayısıyla, CHP'nin hazırlattığı afişler önünde gerçekleştirdi.
Pakistan-Peşaver'deki okul katliamını lanetlediklerini, kınadıklarını belirterek konuşmasına başlayan Koç, bu katliamı gerçekleştiren kara ideolojinin benzer uzantılarının Türkiye'de de çeşitli pozisyonlarda etki ettiğini ileri sürdü.

17 Aralık'ın Türkiye'deki demokrasi tarihinin en acı günlerinden bir tanesi olduğunu iddia eden Koç, "bu tarihin, devleti yönetenlerin kendilerine verilen emaneti, yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık gibi kirli ilişkiler içerisinde nasıl kirlettiklerinin açığa çıktığı kara bir gün olduğunu" savundu.

Koç, "17 Aralık sabahında, AK Parti hükümetinin en üst noktasından başlayarak, bazı bakanların ve onların akraba uzantılarının içine girdiği yolsuzluk ilişkilerinin belgeleriyle ortaya döküldüğünü, sonrasında tüm iktidar olanakları devreye sokularak yeni bir tablonun şekillendiğini" öne sürdü.

"Neler vardı bu tabloda? 'Bu can sana feda' diye kefen giydirilip, ortaya salınan bir takım gariban yaratıklar, görevden alınan savcılar, polisler, yerleri değiştirilen emniyet müdürleri, çeşitli algı operasyonları" diyen Koç, gelinen noktada, dün yapılan itirazın reddedilmesiyle yargı kararının kesinleştiğini ifade etti.

Türkiye'de, rüşvetin hediye, hırsızlığın ise dünyanın en makul meslekleri arasında sınıflandırıldığının ortaya çıktığını savunan Koç, şunları kaydetti:
"Rüşvet ve yolsuzluk çarkını kuranların açığa çıkmasına neden olan ve bunu dile getirenlerin hepsinin de darbeye teşebbüs, örgüt kurmak suçlamasıyla yargıya taşındıkları bir süreç olduğu maalesef traji komik olarak ortaya çıktı. Bugünün gerçekleri bunlar. Şunu çok iyi bilin, bu dava asla kapanmayacaktır. İktidar gücüyle sadece ertelenmiştir. Bu hesap sorulmadığı sürece Türkiye'de demokrasi olgunlaşamaz, hukuk devleti tanımlaması asla karşılığını bulamaz."

"KULLANILDILAR VE ATILDILAR"
Haluk Koç, Avrupa Birliği'nden (AB), 17 Aralık 2004'te müzakerelere başlangıç tarihi alındığını hatırlatarak, CHP'nin o dönemde, "AB sürecinin, AKP için asla amaç olmadığını, içte ve dışta demokrasi maskesi takarak, kendisini ve hedeflerini saklama girişimi olduğunu" söylediklerini kaydetti.
Bu yalan rüzgarına inanarak, AK Parti'nin yelkenlerini dolduranların, bugün nasıl bir aldatılmışlık ve pişmanlık sergilediklerine tanık olunduğunu ileri süren Koç, "Ama bu çevrenin, bugün düşüncelerini ifade edebilecekleri ne yazık ki ne bir gazete köşesi var, ne bir televizyon ekranı var. Kullanıldılar ve atıldılar. Şimdi hepsi yeni çıkan güvenlik paketindeki yasa ile 'makul şüpheliler' ordusu arasına katıldılar" diye konuştu.

"Hırsızdan, katilden demokrat olmaz. Sahte delil üretip insanları hapse atan, ölümlerine sebep olan gafillerden demokrat üretilemez, çıkmaz" ifadesini kullanan Koç, şöyle konuştu:
"Pozitif hukukun yerine iktidarın hukuk sopası olarak kullandığı bir adalet sisteminden ve bu sistemi işletenlerden demokrat olmaz. Kuvvetler ayrılığı ilkesini 'ayak bağı' olarak niteleyenlerden demokrat olmaz. İnançları kullanarak sadaka paralarını dolandıranlardan demokrat olmaz. Sürekli yalan söyleyen kişilerden hiç demokrat olmaz. Allah'ın adını kullanarak insanları kandıranlardan demokrat olmaz. PKK'yla, uyuşturucu kaçakçılarıyla iş tutan, gizli pazarlık masası kuranlardan hiç demokrat olmaz. Kendisinin ve ailesinin servetinin hesabını veremeyen insanlardan demokrat olmaz. Yandaş iş adamlarına önce haksız ihale yoluyla devleti soyduran, sonra da bunlardan avanta alarak haram havuzu kuranlardan demokrat olmaz. Servetini Türk Milleti'nin sırtından kazanıp, bu serveti demokrasiyi yıkmak isteyen despotların, diktatörlerin ve hırsızların emrine veren işadamlarından hiç demokrat çıkmaz. Kimse kusura bakmasın. Sahip olduğu medya grubunu korkarak, pısarak, sinerek iktidarın emrine veren kişilerden demokrat olmaz. Tek adam faşizmiyle ülkeyi yöneten birine fahri doktora diploması veren üniversitelerden, rektörlerden, senato üyelerinden demokrat çıkmaz. Birinci derece hısım, akrabasını, eşini, dostunu milyonlarca işsizin gözünün içine baka baka, sınavsız, KPSS olmadan memur kadrosuna atayanlardan ahlaklı, vicdanlı, demokrat siyasetçi olmaz."

"HAVAİ FİŞEKLERİ NE YAPACAKSINIZ ŞİMDİ?"
Koç, AB penceresinden bakıldığında, Türkiye'nin AB vizyonunu kapatmış, temel hak ve özgürlükler, medya özgürlüğü, bağımsız yargı ve hukuk devleti noktalarında, telafisi olmayan olumsuz uygulamalara imza atmış bir ülke olarak gözüktüğünü iddia ederek, "17 Aralık 2004'te güpegündüz Kızılay'ın ortasında attığınız havai fişekleri ne yapacaksınız şimdi? Türkiye acilen AB Bakanlığını kapatmak durumundadır. Hedefi, işlevi kalmamış bir bakanlık. Yandaş kadrolaşmasından başka hiçbir işe yaramayan bir bakanlık konumuna düştü. Sayın emekli Büyükelçi Volkan Bozkır'ı da AB Bakanı olarak sıkıntılı, hedefi, işlevi kalmamış bir koltukta oturmanın sıkıntısından kurtarmak gerekiyor. Geldiğimiz nokta budur" yorumunu yaptı.
Hukuk tarihinde yer edecek "Çarşı Davası"na dün başlandığını hatırlatan Koç, "Hastalıklı bir ruh hali taşıyan bir siyaset erbabının gündem saptırmak, dolaylı korku salmak ve ibret yaymak için talimatla açtırdığı bir dava. Beşiktaş 'ın dünyaca meşhur Çarşı taraftar grubundan darbe yapacak bir terör örgütü çıkartmak, gerçekte değme hokkabazların beceremeyeceği bir başarı" dedi.

Koç, yargılama sürecinin, "Çarşı Grubu'nun parlak zekalı üyeleri tarafından, muktedire karşı bir dalga geçme tiyatrosuna dönüştürüleceğini" iddia ederek, bu dava sonrasında, hukuk fakültelerinin birinci sınıfında "Çarşı hukuku" diye temel bir dersin olacağını öne sürdü.
İstisnai kadrolar kullanılarak, AK Parti ilerigelenlerinin yakınlarının KPSS'ye girmeden nasıl memur kadrosuna atandıklarını daha önce gündeme getirdiğini hatırlatan Koç, TÜİK'in resmi verilerine göre, Eylül döneminde işsizlik oranının yüzde 10,5, genç işsizlik oranının ise yüzde 19 olduğunu söyledi.
Haluk Koç, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ve iş bulma umudunu yitirdiği için başvuru yapmayanlar da eklendiğinde, işsizlerin 6 milyon 150 bine kadar yükseldiğini, ekonomideki büyüme rakamının son çeyrekte 1,7'ye düştüğü hesap edilirse, gelecekte işsizlikle ilgili umutsuzluğun çok daha derinleşeceğini savundu.

"ÇÜRÜTEBİLDİNİZ Mİ?"

Bir iktidarın istisnai kadro kullanabileceğini ifade eden Koç, "Allah zeka dağıtırken, sizin çocuklarınız, yeğenleriniz, enişteleriniz, baldızlarınız hep en ön sırada mı yer aldılar? Milletin çocuklarının arka sıralarda mı olduğunu zannediyorsunuz?" diye sordu.

Koç, haksız atamalarla ilgili kurdukları internet sitesine Türkiye'den bildirimler yağdığını belirterek, şunları kaydetti:

"Başta hükümet sözcüsü olmak üzere, kendini bana cevap verme konusunda yetkin hisseden bütün AKP'lilere söylüyorum. Çürütebildiniz mi söylediğimi? 'Şu yalandır' diyebildiniz mi? Reddedebildiniz mi söylediğim gerçekleri? 'Yalandır' diyebiliyor musunuz? Hanginiz, hangi noktada? Diyemiyorsunuz, reddedemiyorsunuz, çürütemiyorsunuz. Peki ne diyor Sayın Arınç? 'Ne kadar ayıp, böyle şey yapılır mı? Bu konuda internet sitesi kurulur mu?' diyor. Ne yapacaktık Sayın Arınç? Sizin gibi özgül ağırlığımızı sıfırlayıp, bu işlerin üstüne gitmeyip görmezden mi gelecektik. Milyonlarca gencimizin açıkça kandırılmasına sessiz mi kalacaktık?"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "akrabalarını işe soktuğu" iddialarına ilişkin "Var mı belge?" diye soran Koç, "Fotokopi başbakanlığı yapıyorsun. Ne konuşuyorsun kongre kongre, müsamere çocuğu gibi? Gülünmeyecek yerde gülüyorsun. Sanki şiir ezberletilmiş, özel tören günlerinde, konuşmada adalı bir üslup. Ne yapıyorsun sen? Sen oraya, hırsızlıkları, yolsuzlukları soruşturmamak kaydıyla getirildin o göreve. İşin zor" şeklinde konuştu.

"SEN, FOTOKOPİLİĞE DEVAM ET"

Başbakan Davutoğlu'na "Vicdanın rahat mı? Yine anlamsız gülümsemelerine devam mı edeceksin? Sen ne diyorsun şuna? Var mı gücün, var mı basiretin bunların soruşturulması için yol açmaya?" diye soran Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yok. O zaman konuşma, sen fotokopiliğe devam et. Uzaktan kumandalı başbakanlığa devam et. Herkes haddini bilecek. Hükümet Sözcüsü benimle çok uğraştı ama bu çok önemlidir. Bir Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Sayın Hükümet Sözcüsünün konuşmasının 15 dakikasını anamuhalefet partisi sözcüsüne ayırıp, ismen, laf sokuşturmaya çalışması bir acziyeti gösteriyor. Sayın Arınç darılmayın. İsme misme girmiyorum. Yeğendi, ağabeydi, kardeşti onlara girmiyorum. Bakın gider ayak, siyasete nokta koyma aşamasındasınız. Şu tespiti yapayım, bir siyaset emektarısınız, canınız mı yandı, nadasa bıraktığın vicdanın mı sızlamaya başladı? Onu bilmiyorum. Ama şu hatırlatmayı size yapmayı, sizden yaşça küçük olmama rağmen, kendimde bir hak olarak görüyorum. Bir siyasetçinin, inanmadığı ve savunmaması gereken konuları, siyaset görevi olarak savunur duruma gelmesi en başta kendisine olan saygısını yitirdiğinin göstergesidir. Bir siyaset görevi olarak, inanmadığın, vicdanının kabul etmediği şeyleri savunma noktasına geliyorsun. En başta kendine karşı saygını yitirdiğinin bir göstergesidir."

"GÜLER'İN DİSİPLİNE SEVKİ GÜNDEME GELMEDİ"

Parti Sözcüsü Koç, açıklamalarının ardından soruları da yanıtladı. "İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in disipline sevki konusu MYK gündemine geldi mi?" sorusuna Koç, "Gündemde böyle bir durum yok. Ama önümüzde Parti Meclisi toplantısı var. Orada gündeme gelir mi bilmiyorum" yanıtını verdi.

Evrensel hukuktan, bağımsız, eşit yargıdan yana olduklarını belirten Koç, "Bizim savunduğumuz bağımsız hukuk, yargı standartlarına uygun hukuk devleti, dün belirli uygulamaların içinde olanlara bugün lazım oldu, hiç şüpheniz olmasın yarın da bugün bunu yapanlara lazım olacak. CHP yine bağımsız yargının, hukuk devletinin yanında olacak. Tutumumuz açık. Ne kimsenin yandaşlığı, ne kimsenin karşıtlığı" dedi.

"Şişli Belediyesindeki sıkıntı bitti mi? Bu konu MYK'da gündeme geldi mi? " sorusuna ise Koç, "Hayır gelmedi. Sayın Genel Başkanımız, Sayın İnönü ve yardımcısıyla görüştü. Bu konuda da partinin duruşunu kendileriyle paylaştı. Onlardan da hep birlikte bir çalışma noktasında işbirliği talebini yineledi. Ve bu çerçevede bundan sonra Şişli Belediyesi hizmetlerine Sayın Hayri İnönü başkanlığında devam edecektir" yanıtını verdi.

AA
Editör: TE Bilisim