TBMM

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlalinin kabul edilemez olduğunu belirterek, "Ancak Rusya,Türkiye'nin çok önemli bir dostu ve komşuluk ilişkilerini artırdığı bir ülke. Bu dönemde hassas olunmalı ve sorumluluk duygusuyla hareket edilmeli" dedi.

Andreas Gross başkanlığındaki Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) heyeti, TBMM'deki ziyaretleri çerçevesinde ilk olarak CHP Grubu'nu ziyaret etti.

"Ciddi kuşkularımız var"

Gök, kapalı devam eden görüşmeden sonra da gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Avrupa ve dünyanın, Türkiye'deki seçimlere büyük ilgi gösterdiğine değinen Gök, seçimlerin güvenliği, tarafsızlığı ve adaletli şekilde yapılması konusunda herkesin ciddi kuşkuları bulunduğunu savundu.

Avrupa Parlamentosundan bir heyetin, gelip kendilerini dinlemesinin, seçimlere ilişkin kuşkularını gidermek istemesinin üzüntü verici olduğunu vurgulayan Gök, "Dilerdik ki tüm dünya, Avrupa, Türkiye'nin seçimlerinden kuşku duymayacak ortam içinde olsun. Ama olmadıklarını hepimiz bildiğimiz gibi Avrupalı da bizden çok iyi biliyor" dedi.

Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlali

Gök'ten, Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal etmesine yönelik değerlendirmesi de istendi.

Türkiye'nin Suriye politikasının ne denli ağır sonuçlar doğurduğunun bir kez daha ortaya çıktığını ileri süren Gök, hava sahasının ihlal edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ancak Rusya'nın, Türkiye'nin çok önemli bir dostu ve komşuluk ilişkilerini artırdığı bir ülke olduğuna dikkati çeken Gök, "Bu dönemde hassas olunmalı ve sorumluluk duygusuyla hareket edilmeli. Duygularla değil tam tersine şu anda bölgenin içinde bulunduğu durum gözetilerek, Rusya ile olan ilişkileri başka sorunlar doğuracak mahiyette değil sorunu çözecek anlamda kullanmak gerekir" diye konuştu.

"Bu masal kitabından iddianame çıkmaz"

Gök, 25 Aralık iddianamesine ilişkin soru üzerine, yolsuzluğun, tüm dünyada en ağır suçlardan biri olduğuna işaret etti.

Bu iddianamenin hukuki olmadığını, gülünç olduğunu ileri süren Gök, "Buna iddianame demek mümkün değil. Savcının bir takım dünya tahlilleri, değişik mitolojik, efsanevi, tarih olaylarını kendi aklınca yorumlayarak dile getirdiği bir masal kitabıdır. Bu masal kitabından iddianame çıkmaz, bu masal kitabını yazana da savcı denmez. HSYK, herhalde böyle bir iddianameyi yazan savcıyı da incelemeye almalıdır. Böyle bir tablo içinde iddianame düzenleyecek savcı, eğer bu işin başında bulunuyorsa vay Türkiye'deki hukuk dünyasının geleceğine" dedi.