Röportaj: Yağmur Tanyıldız

 

 



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Öncelikle hoş geldin Çilem. Nasılsın?

Hoş buldum Yağmur… Öncelikle beni ağırladığınız için çok teşekkür ederim. İyiyim, daha iyi olmak adına mücadele içerisindeyim.

Seninle bir gazeteci olarak değil bir kadın olarak sohbet etmek istiyorum. Ve öncelikle seni tanıyalım istiyorum. Kimdir Çilem?

Benimle bir gazeteci olarak değil de bir kadın olarak görüşmeniz açıkçası beni çok mutlu etti. Ne güzel şey dayanışma içerisinde birbirimizi anlamak ve tanımlamak… Son zamanlarda bu dayanışmanın gücünü daha iyi anlayan ve bilen biri olarak size çok teşekkür ediyorum. “Çilem kimdir?” diye sorarsanız eğer; Çilem, adı üzerinde bir türlü yüzü gülmeyen Çilem... 25 yaşında koca şiddeti görerek hayata hala umutla bakan, pes etmeyen Çilem... Çilem aslında çok şey… Kendimi nasıl anlatırım ki? Çilem denilince anlaşılıyor kısacası...

“Yaşamak ve ölmek arasındaki o ince çizgideydim”

Peki gelelim yaşadığın o kötü günlere… Eski eşin sana neler yaptı? Evliliğinizin başından itibaren nasıldı aranız?

Evlilik sürecini anlatmaya başlayınca nefesim kesiliyor. Çok zor günlerdi çünkü. Yaşamak ve ölmek arası bir şeydi. Ölmemek için mücadele ediyorsun, bu nasıl anlatılabilir? Şiddet evliliğin 3. günü başlamıştı. Önce sözlü, sonra da fiziksel şiddet… Yaşamak ve ölmek arasındaki o ince çizgideydim ben hep…

 Severek evlendiğin adamın bu değişimi seni şaşırtmış mıydı?

Severek evlendiğim adamın bu davranışları beni şaşırtmıştı evet. Ama şaşırmaktan ziyade hayal kırıklığına uğruyorsunuz aslında. Şaşırmak az kalıyor bir zaman sonra. Maalesef el ele gezdiğiniz, sinemaya gittiğiniz sevgilinizle; evde pijamasını giyip oturan kocanız aynı adam olmuyor. Ben bunu yaşadım. Çok zor günler yaşadım Yağmur. Artık aşktan, sevgiden bile bahsetmiyorum.



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Peki ayrılıp ailenin yanına dönmeyi düşünmedin mi?

Elbette ailemin yanına döndüm. Ondan ayrılmak istedim, boşanma davaları açtım. Ama bunlar ona engel değildi. Beni öldürmeyi göze alan adam ailemin gözünün yaşına bakar mı? Annem, babam, kardeşim de sürekli tehdit altındalardı ve ailemde çoğu kez şikâyet edip korunma kararı aldırmıştı. Ailem olaydan sonra elbette destek oldu; hiç kimse evladının bu duruma gelmesini istemez. Bu süreçte bir an olsun elimi bırakmadılar.

“Ölmekten son anda kurtulan bir kadınım”

Görüyoruz ki Türkiye’de her gün kadın cinayeti eksik olmuyor ve en yakını tarafından katlediliyor kadınlarımız. Düşünün ki ben ölmekten son anda kurtulan bir kadınım. O ölmese ben ölecektim. Tabii keşke olmasaydı diyorum... Keşke iyi bir eş, iyi bir baba olabilseydi ve bunlar hiç yaşanmasaydı. Kim eşi ve çocuğuyla mutlu bir aile olmak istemez ki?



 

 

 

 

 

 

 

 

“Yaşasın kadın dayanışması!”

Kadın yaşamdır, kadın umuttur, kadın barıştır… Zulme, eşitsizliğe, baskıya, şiddete, ölmemek için mücadele ettiğimiz zor günlerimizde en büyük destekçilerimiz kız kardeşlerimizdir. Elbette yaşasın kadın dayanışması!

 Türkiye’de neredeyse bütün kadınlar senin arkanda oldular. Onların desteği için ne diyorsun? Bu sana güç verdi mi?

Türkiye ve yurt dışındaki kadınlarımızın desteği sayesinde bugün özgürlüğüme kavuştum... Kadın dayanışması yaşatır bir kadını. İnanın cezaevi zor şartları olan, zor bir yer. Düşünün bir hastanın hastalığına alışması gibi bir şey. Bizim ve benim gibi kadınların, daha doğrusu toplumsal nedenlerden dolayı cezaevinde olanların, gerekçeleri var olan ve keyfi sebeplerden orada olmayan kadınların yeri asla orası değil. Nevin Yıldırım, Yasemin Çakal ve ardından Çilem Doğan... O kadar sessiz kalan kadınların çığlığı, sesi olmuşuz ki; bizleri bir an olsun dört duvar arasında yalnız bırakmadılar. Kadın yaşamdır, kadın umuttur, kadın barıştır… Zulme, eşitsizliğe, baskıya, şiddete, ölmemek için mücadele ettiğimiz zor günlerimizde en büyük destekçilerimiz kız kardeşlerimizdir. Elbette yaşasın kadın dayanışması!

Peki kızın… Kızınla birliktesin artık. Babasını soruyor mu? Olay anında o da evde miydi? Bir şeyler olduğunu, babasının öldüğünü anladı mı?

Kızım olay anında evdeydi, odasındaydı. Küçük olduğu için “babamı annem öldürdü” düşüncesine sahip değil. Ama silah sesini duydu. Mesela bir havai fişek patladığında “bak anne o ses” diyor kızım şimdilerde. Ama büyüyünce beni anlayacak biliyorum. Güçlü annelerin güçlü kızları olurmuş. Biliyorum ki beni anlayacak…

“Cezaevindeyken hiç yalnız kalmadım ben, hiç mektupsuz kalmadım çünkü.”

Biraz da ceza evinde yattığın zamanlardan bahseder misin? Gelen mektuplardan, seni ziyarete gelen isimlerden…

İçeride değişim aynıdır. Birileri tarafından kurgulanmış sistem var. Aynı saatte yatılır, aynı saatte kalkılır, aynı saatte karavana gelir, aynı saatte ziyaretçi gelir... Dışarısı gibi değil, dışarıda her şey dönüşüm içerisinde. “Ölmüyorsun ama yaşamıyorsun da” sözünü çok kullandım oradayken. Ne var ki güneşte yasaktır. Diğer pek çok şey gibi kalorifere sırtını yaslarsın ısınmak için, ama onun bile hayrı yoktur. Yüreğimden eksiltmediğim insan sevgisi ile oturup masamın başına mektup yazabiliyordum ancak. Dışarıda olup bitenleri izliyordum. Sistem tarafından derinleştirilen sesimizin kesilmeye çalışıldığı insanlarımız, kadınlarımız için üzülüyordum. Gelen mektupların sayısı sınırı yoktu. Aslında hiç yalnız kalmadım ben, hiç mektupsuz kalmadım çünkü. Her bir cümle, her bir mektup koskoca umut ve güçtü benim için. Ziyaretime gelenlerin çoğu feminist avukatlarımdı, beni hiç ama hiç yalnız bırakmadılar. Hala da öyle... Ayrıca milletvekillerimizden Elif Doğan Türkmen de biz kadınlara destek oldu, cezaevinde beni ve ailemi birçok kez ziyaret etti. Kendisine kadınların yanında olduğu için bir kez daha teşekkür ediyorum.



 

 

 

 

 

 

 

 

Bundan sonraki hayatın için neler hayal ediyorsun? Neler yapacaksın?

Bundan sonraki hayatım umut ediyorum iyi olacak. Biliyorsunuz süreç devam ediyor. 15 yıl ceza Yargıtay aşamasında. Ayrıca kızımın velayeti de benden alınarak Yargıtay’a gönderildi. Hayatım, umudum, her şeyim adaletin terazisinde. Umarım ki adalet yerini bulur ve en yakın zamanda tam anlamıyla özgürlüğe kavuşurum. Kızım yanımda fakat ben annelik kimliğimin benden alınmasını istemiyorum. İnanıyorum ki en doğru kararla yaşama sarılarak güzel günler göreceğiz…

Samimiyetin için çok teşekkür ederim Çilem. Son olarak gazetemiz okurlarına neler söylemek istersin?

İyi ki tanıdım seni Yağmur. Beni dinledin, değer verdin. Gazetenizle yapmış olduğumuz röportaj için çok teşekkür ederim. Bir nebzede olsa yaşadıklarını anlatırken rahatlıyor insan.  Herkese, tüm kadınlarımıza sevgilerimle…

“Kirpiğimiz yere düşmesin diye mücadele edeceğiz”

Birimiz tutsakken diğerimiz Özgür olamıyor ne yazık ki… Diğer tutsak kadın arkadaşlarımız için Nevin Yıldırım, Yasemin Çakal için mücadele etmeliyiz. Barışı biz kadınlar getireceğiz, buna inanıyorum. İyi ki kadınız, iyi ki varız. Hep birlikte, el ele, her yerde, sokaklarda, adliye koridorlarında omuz omuza olacağız. Biz yaşamak için mücadele edenleriz. Kadınlar artık ölmesin, kirpiğimiz yere düşmesin diye mücadele edeceğiz. Bütün kız kardeşlerime sımsıkı sarılıyorum.