Düşünceyi, algıyı, duyguyu, hareketi ve davranışı etkileyen, değişken belirtilerle seyreden durumlarda insanlar bilinci üzerinde kendisinin hakimiyet kuramadığını ifade eder.

Bu durum da pek çok metafizik uzmanı tarafından kişinin üzerinde bir kötü enerji veya cin musallatı dediğimiz durumun olduğunu iddia eder.

olmadık sesler duyabilir, kimsenin görmediği görüntüler görebilir, takip edildiğini, kendisine ve ailesine zarar verileceğine inanarak yoğun korku yaşayabilir

yaşadığı gerçeklikten uzaklaşarak kendine özgü bir dünya yaratır. Gerçeği değerlendirmesi bozulur. Olayları eskisi gibi muhakeme edemez,

Laboratuvar bulguları, şizofreni hastalarının beyin biyokimyasında, belirli alanlarda değişme ya da bozulmalar olduğunu göstermektedir.

Sinir sistemi milyonlarca sinir hücresinden oluşmaktadır. Bu sinir hücreleri birbirleriyle uyum için de çalışabilmek için bir haberleşme ağı kurmuştur. Hücreler arası haberleşmeyi sağlayan kimyasal maddelere nöro transmitter denir.

Cinlerin musallat ya da kötü enerji oluşturduğu durumlarda haberleşmeyi sağlayan kimyasal madde olan nöro transmitter bozulur.

Bozulunca da beyin işlevinde dopamin artması görülür. Beynin bazı bölgelerinde fazla miktarda dopamin artınca halisnasyon, tedirginlik, dez organize yani dağınıklık dikkat bozukluğu gibi durumlarda ortaya çıkabilir.

Mesela ben iddia ediyorum, kötü enerjiden etkilenen veya özellikle musallat yaşayan kişilerin nöro anotomik ve nöro kimyasal beyin yapısında normal bir insana göre ciddi farklılıklar görülür.

1948'de Polonyalı sinirbilimci Jerzy Konorski nöro plastisite yöntemini ortaya koydu.

Bu yönteme göre beyin kendi hücrelerini yenileyebiliyor ve bozular hücreleri tamir edebiliyor.

Bu nedenle kötü enerji ya da musallat yaşayan kişilerin en büyük ama en büyük riski korkular.

Bunlarda birkaç faktör ile ortadan kalkabiliyor. Yani nörokimyasal yapı düzene girebiliyor.

Kalın sağlıcakla