Bir konu var ki tüm insanlığın en büyük kâbuslarından. Herkesin kapalı kapılar arkasında fısıltıyla konuştuğu hep çekingen, hep utangaç, aman

Bir konu var ki tüm insanlığın en büyük kâbuslarından. Herkesin kapalı kapılar arkasında fısıltıyla konuştuğu hep çekingen, hep utangaç, aman duyulmasın, kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla sönüp giden hayatlar var. Biz bu konuyu biraz yüksek sesle konuşalım istiyorum bu hafta. Birçok çocuk cinsel istismara uğramaktadır ancak bunu ifade edememektedir. Cinsel istismara uğrayan çocuklar genellikle utanıp bunu anne ve babasıyla paylaşamazlar ya da anlatmamaları için tehdit edilmiştirler.
Biz millet olarak bizim başımıza gelmez, bu tür konular çocuklarla konuşulmaz gibi fikirlere sahibiz. Taciz konusunda farkındalık yaratmak için ve evlatlarımızı bu tür olaylardan korumanın en önemli yolu bu konuyu çocuklarımızla oturup konuşmaktan geçer. Peki nasıl?
Konuşmaya başladıkların da evlatlarımıza ağız, burun, kol, bacak gibi vücut parçalarının adlarını öğretiriz. İç çamaşırı giydiğimiz bölgelere hep takma isimlerle hitap ederiz oysa çocuklarımıza özel bölgelerinin de adları öğretilmeli burun, kulak gibi. Anatomik olarak özel bölgelerin adlarını düzgün öğretmek çocuğun herhangi bir sıkıntıyla karşılaştığında çevresinde ki insanlara öğretmenine, polise ya da yardım istediği başka bir yetişkine doğru iletişim kurup kendini anlatabilmeli sizin öğrettiğiniz takma adlar anlaşmayı güçleştirebilir. Herkes gibi onların da özel bölgelerinin olduğunu ve kimlerin hangi şartlarda dokunabileceği, kendilerini nasıl koruyacakları konusunda cesaretlendirmeliyiz. 2 yaş civarı her çocuğa vücudunun parçaları öğretilebilir. Aynı zaman da nasıl koruyacakları konusunda ara ara brifing verebilirisiniz. Güvenli ve tehlikeli kavramları öğrendiklerin de artık tamamen kendini koruyabilmeliler. Kendisine dokunulmasını istemediğinde “hayır” demeleri öğretilmeli.
Asya ve Aybilge ile babasıyla yaptığımız konuşmayı aktarmak istiyorum çünkü bu konu konuşulabilir;
“Sizinle biraz vücudumuzun güvenliği hakkında konuşalım istiyoruz. Hepimiz de olduğu gibi sizinde iç çamaşırlarınızın kapattığı bölgeler özel bölgelerimizdir. Bu bölgelerinize güvenmediğiniz kişiler asla dokunamaz, dokunur ise hayır dokunma diyebilirsin. Bazı sevdiğin ve güvendiğin yetişkinler dokunmak isterse de aynı tepkiyi vermelisiniz. Bunu yapan her kimse gelip bize anlatmanız gerekir çünkü yapan kişi güvenlik kurallarını bilmiyor olabilir bizim ona öğretmemiz için sizin bunu bize anlatmanız gerekir. Böyle bir olay da hayır dokunma diye bağırıp çevrende ki diğer yetişkinlerden yardım istemelisiniz. Sonra gelip bize anlatmalısınız ki bizde sizi koruyup güvenlik kurallarını bilmeyen yetişkinlere bu kuralı anlatalım.”
Maalesef bazen bu tür olaylar en yakınımızda çocuklarımızın tanıdığı sevdiği yetişkinler tarafından ortaya çıkıyor. Çocuk anlattığında sevdiği kişinin ceza almasından korkup bu durumu gizleyebilir. Çocuğunuzu korkutmadan bu konuşmayı yapmak önemli. Anlattığında sonunda birilerinin ceza alması gerektiğini hissettirmemeliyiz. Peki, bu istismara uğrayan çocuklarda nasıl değişiklikler olur?
Çocukta daha önceden göstermediği davranışlara şahit olabiliriz. Saçlarını yolma, özel bölgelerine daha fazla ilgi duyma, argo konuşmalar, özel bölgelerinde ağrı, tuvalet eğitimi almış çocuklarda altını ıslatma, banyoda ya da tuvalette farklı davranışlarda bulunma, özgüven problemi, yaşıtlarıyla iletişim kurmakta zorlanması, kaygılı, mutsuz, uyku düzeninde değişiklik, anne babaya daha fazla bağımlılık, aniden parmak emmeye başlaması, yetişkinlerden korkma ve ağlaması, çocuğa cinsel istismarı uygulayan kişiyi görmek istememesi, öfke patlaması, evden ya da okuldan kaçması gibi.
Bunlar istismara uğrayan çocuklarda ki davranışsal değişimler, birde bunun fiziksel boyutu var, burada anneler çok daha uyanık ve dikkatli olmalıdır. Tuvalet yaparken çocuğun ağrılarının olması gibi.
Önemli noktalardan biri ise çoğu zaman maalesef aileden sizin ve çocuklarınızın sevdiği, güvendiği kişiler olabiliyor, sizin fark etmeniz ya da çocuğunuzun bu durumu size anlatması sonucu olmamış gibi davranıp üstünü kapatmak evladınıza yaptığınız en büyük kötülük olur. Çocuklarımızın bu derece ciddi bir konunun üstesinden gelmesini beklememeliyiz. Siz ailem dağılmasın dersiniz çocuğunuz kayıp gider.. Mağdur çocuk ailesinden gerekli desteği almalıdır. Ailesi tarafından sevilmeye devam edileceğini söylemek onun iyileşmesi için atılacak en büyük adımdır. Susmak ve susturmak o minik bedenlere yapılan ihanettir.