• Tembellik ile başarısızlık aynı şeyler değildir. Tembellikten kastımız, ya çalışmak ve öğrenmek için hiç çaba sarf etmemek veya zamanını

• Tembellik ile başarısızlık aynı şeyler değildir. Tembellikten kastımız, ya çalışmak ve öğrenmek için hiç çaba sarf etmemek veya zamanını oyun ve lüzumsuz, boş işlerle harcamak demektir. Başarısızlıktan kastımız ise çocuğun, çalıştığı hâlde muvaffak olamaması veya çalışkan bir yaradılışa sahip olduğu hâlde bazı dış sebeplerle çalışmaya başlayamamasıdır.
• Başarısızlığın eğitim tarzımızla bir hayli ilgisi varsa da bu tek başına bir sebep değildir. Sistem ezberciliği gerektiriyorsa ve talebe ezberlemeyi iyi beceriyorsa testleri, imtihanları geçecek ve "başarılı" sayılacaktır. Fakat bu talebe, memleket için faydalı bir genç olmayacaktır.
• Okul sistemine uyamayan ve başarısız olan talebede suç kimdedir? Öğretmende denebilir bu da doğrudur. Eğer sınıfta not ortalamaları düşük ise sınıfta çalışkan talebe az da ondan denmez, "öğretmen öğretmesini bilmiyor" denir.
• Başarısızlıkta ikinci suçlu anne ve baba olabilir. Fakat bu da tek başına bir sebep teşkil etmez. Nice anne ve babalar biliriz ki, çocuğu için yapması gerekeni yaptığı hâlde çocuk yine de başarısız olmuştur.
• Son bir sorumlu var o da talebenin kendisidir. Eğer talebenin psikolojisi veya davranışları onu başarısızlığa sürüklüyorsa, bunu zamanında fark etmek, teşhis etmek ve düzeltme yoluna gitmek sorumlusu gene öğretmen ve okuldur.
• Başarısızlığın üç kaynağını açıklamaya çalıştık, şimdi de bu kaynaklarla ilgili tespit edilebilmiş sebepleri görelim.
1. Ana baba münasebetleri soğuk, problemli, yetersizdir. Devamlı kavga eden ana ve babanın çocuklarında başarı oranı düşer.
2. Kardeşleri ile sağlıklı münasebetler kuramamıştır. Arkadaş çevresindeki davranışlarını etkiler.
3. Okuma alışkanlığı, kitap sevgisi kazandırılmamıştır.
4. Ruhen problemli çocuk, okula karşı ilgi duymaz, öğretmeni ile problemleri vardır. Az bir psikoterapi ile sınıfına uyum sağlayabilir.
5. Üstünlük arzusu duyar fakat bu arzusunu tatmin edemez. Başarısız olduğu bir sahadan, onu başarılı olduğu bir sahaya iten, eğitimci ya da ana baba bu durumu ortadan kaldırır.
6. Sevilmek arzusu karşılıksız kalmaktadır.
7. Devamlı tenkit edilmektedir. Kendisini öven yoktur. Yine tenkit edileceği korkusu ile yeni bir işe teşebbüs edemez.
8. Bilhassa ortaöğretim çağlarında, yönetici öğrenci münasebetlerindeki aksaklıklar ve aşırı baskı.
9. Faaliyetleri kısıtlanmış, kendini gösterme, dinletme imkânı kalmamıştır.
10. Sınıftaki öğrenci sayısının çokluğu, ikili üçlü eğitim başarıya etki eder.
11. Zekâ seviyesi yeterli değildir. Bugün okullarımızda zekâ seviyesine göre bir ayırım yapılmamaktadır. El ve mekanik beceri kabiliyeti yüksek fakat söz veya matematik zekâsı düşük puanlı çocukların meslek okulunda, çok üstün zekâlıların ise ayrı okullarda yetiştirilmesi gerekir. Zekâca geri, özürlü çocukların apayrı bir yerde eğitim görmeleri lâzımdır.
12. Yeterli beslenme sağlanamamaktadır.
13. Sinir sisteminde bozukluk vardır.
14. Vücut organlarında bozukluk vardır.
15. İç salgı bezlerinde bozukluk vardır. Hormon temelli olan rahatsızlıklar vardır. Tedavi ettirilmelidir.
16. Zihin yorgunluğu giderilememektedir.
17. Aşağılık kompleksi, heyecan, utangaçlık ve suçluluk duygusu vardır. Bu bilhassa aynı yaşta olan ve aynı sınıfta bulunan erkek çocuklarda görülebilir. Zira kız çocukları erkek çocuklardan 1-2 yıl daha erken gelişir. Öğretmen bu eşitsizlik karşısında erkek çocuğa "aptal" muamelesi yaparsa çocuğun karşı cinse karşı kompleksli olarak büyümesi de ayrı bir problem olur.
18. Tembel ve kötü arkadaş edinmiştir.
19. Çok üstün olmasa da sınıf ortalamasının üstünde zeki olan çocuklar da başarısız olabilirler. Bunlara Pedagojide potansiyelinin altında başarı gösterenler denir. Bunlar, sınıf ortalamasına göre verilen dersi çabuk kavrarlar ve sabırsızlanırlar, bu arada da dalar gider, hocanın anlattığı yeni konuları kaçırırlar. Çare, öğretmenin alacağı tedbirlerdedir. Bunlardan birisi de talebeleri öğrenme hızlarına göre gruplandırmaktır.
20. En önemli sebep de çocuğunuzun ders çalışma metotlarını bilmemesi ve kötü çalışma alışkanlıkları kazanmış olmasıdır.
Bir önceki makalede sadece tembelliğin sebepleri ve giderilmesi üzerinde duruldu. Yukarıda ise başarısızlığın genel sebeplerini belirtmeye çalıştık. Bu menfi durumların bir kısmının ortadan kaldırılması bu kitaptaki tavsiyelerle, diğer kısmının izalesi ise okullarda olması gereken psikolojik danışmanlık ve rehberlik hocaları ile görüşerek giderilebilir.
Bununla beraber bazı anne ve babalar için başarısızlık, kabul edilemez bir durumdur. Başarısızlığın utançla karşılandığı ortamlarda güçlüklerin üstesinden gelinemez. Bu sebeple, anne ve babaların ilk yapacakları iş; çocuklarının derslerdeki başarısızlıklarını aile içinde utanç verici bir durum olarak değil, biraz çaba gösterildiğinde aşılabilecek bir engel olarak kabul edildiğini anlamasını sağlamaktır.
Zayıf notlar karşısında paniğe kapılmadan öncelikle başarısızlığın sebepleri araştırılmalı ve çocuklarla birlikte ortak çözüm aranmalıdır.