Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Adıyaman, Erzincan, Kilis, Gaziantep, Adana, Osmaniye, Trabzon, Kütahya, Kahramanmaraş, Karaman, Bursa, Hatay ve Sivas'tan gelen muhtarlarla gerçekleştirilen "11'inci Muhtarlar Buluşması"nda, muhtarların geçmiş Kurban Bayramını tebrik ederek, Türkiye'deki muhtarların tamamıyla bir araya gelmeyi sürdüreceklerini belirtti.

Demokrasi ve hak mücadelesiyle silahın, bombanın, tehdidin, acının, kanın yan yana olamayacağının görüldüğünü ifade eden Erdoğan, "Türkiye, kendisine uzanan her dost elini samimiyetle kavrayacak özgüvene sahip bir ülkedir. Ama bu devletin kendisine silah doğrultanları, ülke içinde paralel yapılar kurmaya çalışanları da cüretlerine pişman edecek güce sahip olduğunu herkes çok iyi bilmelidir."

"Mühimmat depoları temizleniyor"

Terörle mücadele kapsamında operasyonlar düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Taziye evleri adı altında depoları var, mühimmat depoları var ve o mühimmat depolarını da biz aynen onları da yerleyeksan ediyoruz. Oralar bir taraftan bombalanıyor, bir taraftan oralar da temizleniyor. Çünkü buralarda esnafımızı oraya çağırıp orada onları haraca bağlayan, onlardan tehditle paraların alındığı herhalde birçoğunuzun malumudur. Biz buna fırsat veremeyiz, buna göz yumamayız. Şu anda bunlar bir süre böyle belki devam edecekler ama biliniz ki bunlar son çırpınışlardır. İnşallah bunun da sonuna kadar giderek hesabını milletimiz adına sormaya devam edeceğiz. Şehitlerimiz adına sormaya devam edeceğiz."

"Terör örgütü Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır"

Terör örgütünün, insanları birbirine düşman etme çabasında olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Terör örgütü ayrımcılığın ta kendisini yapmak suretiyle Türk'ü Kürt'e, Kürt'ü Türk'e düşman etmenin gayreti içerisinde. Biz ise kardeş etmenin gayreti içerisindeyiz, farkımız bu" diye konuştu.

İnsanlara hizmet götürülmesinin engellenmek istendiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ambulansları, itfaiye araçlarını, camileri, okulları, iş yerlerini, evleri kurşunlayan, yakan, tahrip eden bir örgütün, o bölge için, o bölgenin insanı için mücadele ediyor olabilmesi mümkün müdür? Terör örgütü sadece insanlığın, sadece ülkenin değil aynı zamanda milletimizin tüm fertleriyle birlikte Kürt kardeşlerimizin de düşmanıdır. Terör örgütü, kendilerini nasıl gösterirlerse göstersinler yerli değildir, bu ülkenin ve bu milletin bir parçası asla değildir. Hangi adla, hangi kisveyle olursa olsun ülkemizin kazanımlarına saldıranlar, birliğine, bütünlüğüne kastedenler bu vatana ait değildir, isterse parlamentonun içinde olsun."

"Sizin milletle de bayrakla da sorununuz var"

Türkiye'nin kazanımlarına saldıranların bu vatana ait olmadığını ifade eden Erdoğan, "İsterse parlamentonun içinde olsun. Hamburg'da toplantı yapıyorlar. Hamburg'daki toplantıda Trinidad'ın bayrağı asılı ama orada Türk bayrağı yok, Japonya'nın bayrağı asılı ama Türk bayrağı yok. Hani sizin bayrakla sorununuz yoktu. Kimi aldatıyorsunuz? Sizin milletle de bayrakla da, vatanla da, devletle de sorununuz var, kimi aldatıyorsunuz? Bunların hepsinin farkındayız, hepsini A'dan Z'ye biliyoruz" dedi.

Tek bayrağın önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayrağın renginin şehidin kanı, hilalin bağımsızlığın ifadesi, yıldızın ise şehidin sembolü olduğunu anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

"İkinci bir bayrak tanımıyoruz. Dedim ya adamların afedersiniz o teröristlerin cesetlerine sardıkları paçavra belli. O işte özlemini duydukları kendilerine ait bayraklarıdır. Bir de diyor ki utanmadan, sıkılmadan 'bizim bayrakla sorunumuz yok.' Peki yaptığınız bu ne? Hamburg'da yaptığınız ne? İşte ispatları ortada. Siz bu milleti aldatırız diye birkaç tane Türk bayrağı sallamakla bu milleti aldatamayacaksınız. 7 Haziran'da bunu başardınız ama 1 Kasım'da inanıyorum ki benim milletim buna prim vermeyecek."

"Terör örgütünü destekleyerek yerli olmadıklarını gösteriyorlar"

Terör örgütüne destek veren yayın organlarının yerli olmadığını belirten Erdoğan, "Terör örgütüne dolaylı ve doğrudan destek veren yayın organlarının sahipleri de bu tavırlarıyla yerli olmadıklarını gösteriyorlar. İstanbul'un en mutena köşelerinde yaşıyor olmak, holdinglerin, kıymetli mülklerin sahipleri olmak, yerli ve milli dairesinde bulunmanızı sağlamaz" diye konuştu.

"Anladığı dilden konuşacak gücümüz var"

Terör olaylarına yönelik propagandaların, sorunun çözümü noktasında katkısı bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaşanan çatışmalarla, terör örgütünün eylemleriyle, şahsım ve hükümetimiz arasında ilişki kuran, terör örgütünün amacına hizmet ettiğini bilmelidir. Bu tür yaklaşımların, bu tür ifadelerin, bu tür propagandaların ne ülkeye ne millete ne de sorunun çözümüne bir faydası yoktur. Yanlış teşhis yanlış tepkiye, yanlış tepki de vahim sonuçlara yol açar. Madem ki terör örgütü demokrasinin ve hukukun çizgisine gelmek istemiyor, öyleyse ona anladığı dilden konuşacak gücümüz de imkanımız da kararlılığımız da vardır."

"2 binin üzerinde teröristi öldürmüş bulunuyoruz"

Erdoğan, Türkiye'nin, vatandaşlarının bir kısmı ile değil, terörist ve terör örgütü ile mücadele ettiğini bildiren Erdoğan, "En başından beri bu hassasiyeti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Dikkat ederseniz, terör örgütünün sınırlarımız dışındaki unsurlarına karşı çok daha etkili darbeler indiriyoruz. Şu ana kadar 2 binin üzerinde teröristi içeride ve dışarıda öldürmüş bulunuyoruz" dedi.

"Gelin bu oyuna alet olmayın"

Terör örgütüne çeşitli şekillerde hizmet edenlere "oyuna alet olmamaları" çağrısında bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan çeşitli şekillerde terör örgütüne hizmet eden herkese bir çağrıda bulunuyorum, 'Gelin bu oyuna alet olmayın. Ey medya bu oyuna alet olma.' Erdoğan'a düşmanlığınız olabilir, ki bu düşmanlığınızı zaten attığınız başlıklarda görüyorum ama bilesiniz ki siz ne kadar düşman olursanız olun Rabbimin takdir ettiği ömrü hiçbir zaman azaltamayacaksınız ve bu mücadele azmimizi de hiçbir zaman yıldıramayacak, durduramayacaksınız ve bu oyunun kazananı asla siz olmayacaksınız."

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün sizi kullananlar, sizi tahrik edenler, sizi öne sürenler, yarın yüzünüze dahi bakmayacaklar. Ben bir Conrad meselesi anlatmıştım. Conrad'da bana söylediklerini anlatmıştım. Bunların hepsini inkar ediyor. Şimdi ne kadar hayırlı oldu. O inkar etti, bütün kirli çamaşırları, şimdi her taraftan piyasaya dökülmeye başladı mı? Her şeyleri, A'dan Z'ye... Bu ülkeyi, bu devleti nasıl soyup soğana çevirdiklerine dair her şey şimdi piyasaya dökülmeye başladı mı? Herkes açıklamaları yapıyor mu? Sen busun. Kimin bu ülkede dürüst, kimin dürüst olmadığına zaten bu millet şahittir. Tayyip Erdoğan, yalandan en fazla kaçınan insandır. Ama siz, bütün hayatınızı yalan üzerine inşa ettiniz. Şimdi de 'Ben böyle demedim' diyorsunuz, işte eserleriniz ortada ve herkes çıkıyor sizin nerede neler yaptığınızı, nasıl yaptığınızı ortaya koyuyorlar."

"Oradan mektup göndermene gerek yok"

Suriye'de olanların "Harap olmuş bir ülkenin, oluk oluk akıtılan kanların, milyonlarca mağdurun yaşadığı dramların penceresinden" değerlendirilmesini isteyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Teröristi ekranlarınıza çıkarmak suretiyle, 'cici kız' diye gösteren sizsiniz. Sizin ekranlarınız. Onlar için her türlü yolu meşru kılan sizsiniz. Sizin ekranlarınız, sizin sayfalarınız ve iftira atmakta üzerinize zaten yok. Tayyip Erdoğan'a oradan mektup göndermene filan da gerek yok. Senin o gönderdiğin mektupların da kıymeti harbiyesi yok. Zira, kimin nerede, kim için, niçin çalıştığı bellidir. Vatanı için çalışanlar da bellidir, kendi saltanatı için çalışanlar da bellidir."
Editör: TE Bilisim