ERZURUM

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Erzurum İstasyon Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti.

Erzurum'a yapılan hizmetleri anlatan Erdoğan, "12 yılda Başbakanlığım döneminde Erzurum'a 13.2 katrilyon liralık yatırım yapıldı" dedi.

2002'de Erzurum'da 49 kilometre bölünmüş yol varken, buna 512 kilometre bölünmüş yol ilave ettiklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Halep orada ise arşın Erzurum'da. Öyle birileri atıyor kurusıkı. Milliyetçilik öyle olmaz. Milliyetçilik halkına hizmetle olur. Bunlar kafatası milliyetçisi, hizmet milliyetçisi değil. Erzurum'la Rize arasında Ovit Tüneli'ni yapıyoruz, dağları deliyoruz dağları. Milliyetçilik ne biliyor musunuz? Ferhat olmaktır; millet şirin sen de ferhat olacaksın, şirine ulaşacaksın, olay bu. Asıl milliyetçilik, asıl milleti sevmek bu. Biz efendi olmaya değil, bu aziz millete hizmetkar olmaya geldik, farkımız bu."

İstismar siyaseti yapıldığını belirten Erdoğan, "Türkiye'de iki grup oluştu; bir siyasi Kürtçüler, bir de siyasi Türkçüler oluştu. Bizim için ne siyasi Kürtçüler ne de siyasi Türkçüler. Biz, biraz sonra rabiada söyleyeceğim. Tek millet. Allah bizleri kavimler halinde yarattı, birbirimizle iyi tanışalım anlaşalım diye. Üstünlük ne Türk olmaktadır, ne Arap olmaktadır, ne Kürt olmaktadır, ne siyah ne beyaz, ne acem ne şu ne bu... Üstünlük sadece takva iledir. Kim Allah'tan daha çok korkuyor, Allah'a daha çok ibadet ediyorsa, üstünlük orada. Yani kulluk meselesi, ubidiyyet meselesi, asıl mesele bu" dedi.

Bu defa ülkenin başına "eski Türkiye koalisyonunun" musallat olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bölücü örgütüyle, paralel örgütüyle, eş başkanlarıyla, Ermeni lobisiyle içerideki ve dışarıdaki darbeci medyasıyla bir oldular, eski Türkiye koalisyonunun arkasında mevzi aldılar. Bütün amaçları Türkiye'nin istikrarına darbe vurmak. Bu milletin huzurunu, gelişmesini, büyümesini, kalkınmasını engellemek için her yola başvuruyorlar. Bölücü örgütün güdümündeki partiyi cilalamak için atmadık takla bırakmadılar. Milliyetçi olduğu iddiasındaki parti de bunlara alet oluyor, destek veriyor. Bu partinin genel başkanı eğer bölücü örgütün güdümündeki parti Meclis'e giremezse ülkede kaos çıkacağını, erken seçime gidilmesi gerekeceğini söylüyor. Daha ilginci ne biliyor musunuz? Bölücü örgütün güdümündeki partinin eş başkanı da aynısını söylüyor. Şimdi konuşmalar yapıyor. Cumhurbaşkanı için, yani bana terör örgütüyle masaya oturduğumu söylüyor. Aynı zamanda ekibimle Başbakanlığım döneminde de şu anda da defalarca meydanlarda söyledim: 'Nerede siyasi kadromdan bir arkadaşım İmralı'daki ile masaya oturdu, bunu ispat et' dedim, Bahçeli'ye. 'İspat edemezsen alçaksın' dedim. Şimdi buna benzer şeyleri yine söylüyor. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı makamıma hakaretle... Cumhurbaşkanı olarak aynı şeyi söylüyorum, şimdi ben kendisine şunu söylüyorum: 'Eğer bunu ispat edemezsen alçaksın, namertsin.' Çünkü, Tayyip Erdoğan ne bir terör örgütü mensubuyla ne İmralı'dakiyle ne masaya oturmuştur, ne bir mektup göndermiştir."

"Kargaya da hakaret etmiş oluyoruz"

Hukukta iddia sahibinin iddiasını ispatla mükellef olduğuna yönelik kaide bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi ha Kılıçdaroğlu ha Bahçeli ha diğeri. Bunların birbirinden farkı var mı? Hepsi aynı. Şimdi çıkmış Kılıçdaroğlu, şu edepsizliğe bak ya. Diyor ki Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki klozetler altınmış, altın kaplamasıymış. Dün akşam TRT'de canlı yayında açıkladım, dedim ki- bu sabah mektup hemen gönderdim. Yazılı mektup gönderdim- bunu ispatlamakla mükellefsin. Davet edin, gelsin, gezsin bakalım nerede bir altın kaplama klozet var.

Çünkü benim vatandaşım bazen saflığı tutuyor, bu tür yalancılara da inanıyor. Bana cevap geliyor. Cevap ne biliyor musunuz? Onun genel sekreteri, attığı cevap şu. 'Kaçak sarayı önce kaçak olmaktan çıkar' diyor. Danıştay buranın kaçak olmadığını defaatle açıkladı ve biz de bunu yayınladık. Ama bunlar hukuktan falan anlamaz ki. Bunun o cevabını yazan kişisi zaten cahili cühela. Bunlar Danıştay kararı da dinlemez. Bunlar en sonunda bana şunu dedirtecekler, ey Kılıçdaroğlu ne zamandan beri Beytepe Külliyesi'nin tuvaletlerini gezdin veya oralarının temizliğini yaptın da bunların altın suyuna batırılmış klozet olduğunu öğrendin. İstemiyor mu bunu? O zaman bunun kılavuzu berbat. Kılavuzu karga olanın vay haline. Kargaya da hakaret etmiş oluyoruz ya. Bunların durumu bu."

"Aynı hizaya diziliyorlar"

Erdoğan, yeni Türkiye'nin önünü kesmek istiyenlerin nasıl biraraya geldiğinin millet tarafından görüldüğünü kaydederek, "Yeni Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler kimler, nasıl biraraya geliyor görüyor musunuz? Bunlara desek ki 'Erzurumlunun şöyle bir derdi var, gelin destek verin çözelim' inanın gelmezler. Ama mesele yeni Türkiye'nin önünü kesmek olunca, bir anda aynı hizaya diziliyorlar. Hakkari havaalanı iki yıl ertelendi, müteahhidi tehdit ettiler; iş makinelerini yaktılar. Bundan dolayı gecikti. Hakkari'ye bu havalimanını yapan biz, Ağrı'ya, Iğdır'a, Kars'a, Muş'a yapan biz. Burada Kürt kardeşlerim var diye biz bu hizmetleri aksattık mı? Ya seviyoruz ya...Biz Kürdünü de seviyoruz, Zazasını da seviyoruz, Türkünü de seviyoruz, hepsini seviyoruz, Arabını da seviyoruz. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Ama beni bu Kürt kardeşlerim anlamayacak mı diye de dertleniyorum, onu da söyleyeyim" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fetih kutlamasına gelenlere 'Bizans'ın son kalıntısı' diyecek kadar kendi tarihinden, kendi köklerinden kopmuş olanların milliyetçilik lafını ağızlarına dahi almaya hakları yoktur" dedi.
Editör: TE Bilisim