ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 46. Muhtarlar Toplantısı'nda, Adana, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çankırı, Çorum, Erzincan, Kahramanmaraş, Kastamonu, Konya, Samsun, Sinop, Sivas, Yozgat ve Zonguldak'tan gelen muhtarlara hitap etti.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımla engeller ve tuzaklarla karşı karşıya kaldıklarını, Allah'ın yardımı ve milletin desteğiyle bunların üstesinden geldiklerinin altını çizerek, şunları söyledi:

"Hani 'Şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamıyor' derler ya, bizi işte bu duruma düşürmek istediler. Hamdolsun, biz şeytanı da taşladık tavafımızı da yaptık. Bir başka ifadeyle hem karşımıza çıkartılan engelleri, kurulan tuzakları birer birer aştık hem de milletimize söz verdiğimiz hizmetleri birer birer hayata geçirdik. Dört temel üzerinde Türkiye'yi büyüteceğiz; eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Bunun üzerine ulaşımı, enerjiyi, tarımı inşa ettik. Ve şahsiyetli, haysiyetli bir dış politikayı da sürdürdük, sürdürüyoruz. Demokrasimize sahip çıkarken emniyetten, kalkınmadan asla taviz vermedik. Dünyada bu ikisini birden başarabilen pek az ülke vardır."



"İstiklal Marşımızın anlamını ve önemini çocuklarımıza iyi öğretmeliyiz"
Milletin, Çanakkale'de düşmana tarihinin en büyük hezimetini yaşattığını ancak mücadelenin bitmediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Akif, İslam'ı ve Türk milletini Anadolu'nun o çoraklaşmış topraklarına gömmek isteyenlere karşı başlattığımız İstiklal Harbi'ni de yakından takip ediyordu. Büyük Millet Meclisi, İstiklal Harbimizi ebedileştirecek bir marş için arayışa girdiğinde bu görev ısrarla ve özel olarak Akif'e verildi. Şu anda müze olarak milletimize hizmet veren Ankara Hamamönü'ndeki Taceddin Dergahı'na kapanan Akif, dünyadan ilişkisini keserek adeta münzevi bir hayat içerisinde sabırsızlıkla beklenen şiirini 10 gün içinde bitirir. 12 Mart 1921 tarihinde Mecliste coşkuyla her mısrası alkışlarla kesilerek, gözyaşları içinde kabul edilen bu marş öyle sıradan bir şiir, sıradan bir metin değildir."

Marşın "Korkma" dizelerinin ilham kaynağının, Hazreti Muhammed'in Hira Dağı'nda örümcek ağlarıyla örülen ve müşriklerin bu nedenle girmediği mağarada Hz. Ebubekir'e söylediği "Korkma ya Ebubekir, Allah bizim beraberdir." sözü olduğunu dile getiren Erdoğan, marşın anlamını ve önemini çocuklara iyi öğretmek gerektiğine dikkati çekti.



"En büyük üzüntüm..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade'nin, "100'den fazla ülkenin bağımsızlık marşını inceledim, güfte ve bestesini araştırdım. Hiçbirini Türkiye'nin İstiklal Marşı kadar etkili görmedim." sözünü hatırlattı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Gerçekten de İstiklal Marşı'mızın anlamını dilimizle birlikte kalbimizle de okuduğumuzda anlayabiliyoruz. En büyük üzüntüm, bu emsalsiz marşın hakiki manasını yüreklere nakşedecek bir bestenin yapılamamış, bulunamamış olmamasıdır. O besteyle güftenin birbirini tamamlaması çok önemli. Tabii ki burada da bestekarlara görev düşüyor. Güfte var ama maalesef istenilen beste yok. Temenni ederiz ki o da çıkar, inşallah bir gün o da olur.

Tabii hayıflanacak daha başka meselelerimiz de var. Mesela 34 yıllık terörle mücadele dönemimizi şöyle hakkıyla ifade edecek bir şiirimiz, bir marşımız da yok. Geçen arkadaşlarıma onu söyledim, şu anda Fırat Kalkanı, Afrin, biz bununla ilgili, adeta bir İstiklal Marşı gibi demeyeyim ama oraya belki tırmanamazlar, yetişemezler, hiç olmazsa bir Mehter Marşı gibi bir marşı da yazamazlar mı? Bunu hazırlasınlar. Evde torunum bile maşallah Mehter Marşı ile yürüyor. Askerimizi de Mehter Marşı ile ayrıca yürütür gibi yeni marşlarla yürütelim. Aynı şekilde 15 Temmuz gibi büyük bir destanı Akif'in, Çanakkale ve İstiklal mısraları kıvamında anlatacak bir şiirimiz, bir marşımız da mevcut değil. Demek ki şiirlerini sadece lafzıyla değil yüreğiyle de yazan şairlerimize çok önemli görevler düşüyor. Bu vesileyle yaşadığı her dönemde milletimizin hissiyatını, eşsiz bir şekilde dile getiren Mehmet Akif Ersoy'a bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum."

Afrin kuşatması
Erdoğan, Afrin'de yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'nda etkisiz hale getirilen teröristlere ilişkin son rakamın 3 bin 444 olduğunu belirterek, Afrin'e biraz daha yaklaşıldığını, akşama kadar kuşatma çemberinin tamamlanmış olacağını bildirdi.

İşlerinin kolay olmadığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz Batı gibi gidip de sivilleri vurmuyoruz. İsmini açıklamayacağım, Cezayir'de 5 milyon insanı katledenler, kalkıp da Türkiye'ye hesap sormasın. Önce onlar bunun hesabını versin. Ruanda'da, Libya'da onbinleri, yüzbinleri öldürdüler. Önce onlar bunun hesabını versinler. Irak'ta onbinleri, yüzbinleri öldürenler, önce bunun hesabını versinler. Bunların hesabını veremeyenler, kalkıp da Türkiye'ye hesap sormaya yeltenmesinler. Türkiye, eğer sivilleri öldürmeyi hedef alsaydı, şu anda Afrin çoktan bitmişti. Her türlü hassasiyet gözetiliyor, dikkat ediliyor. Bakın şu anda önce siviller, arabalara bindirilerek özel bir koridordan Afrin'den çıkarılıyor.

Bunlar öyle alçak, öyle katil ki benim Mehmet'im, o yavrum, yere atılan Kur'an-ı Kerim'i yerden kaldırırken el yapımı bomba ile şehit ediliyor. Bunlar imansız, bunlar kafir, bunların akıbeti belli. Ama Mehmet'im her türlü hassasiyeti gösteriyor. Bütün bu hassasiyetler içerisinde bunlara orada bu dersi veriyor. İnşallah neticesi hayrolacaktır. Biraz uzuyor, neticesi hayrolacak. Bak çıkartılanlar bir taraftan da işte temizlenen yerlere yerleştiriliyor."

"3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Mehmet Akif'in şiirlerinde tasvir ettiği kahramanların bu ülkede bitmediğini, bitmeyeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Dün Fırat Kalkanı Harekatı'nda güya dünyanın en tehlikeli, en vahşi, en acımasız en donanımlı terör örgütü olan DEAŞ'ı karşımıza diktiler. Bunlar böyle hain. Bir taraftan diyorlar ki 'DEAŞ'a karşı savaşacağız'. Ama DEAŞ'ı bizim karşımıza dikiyorlar. Ne oldu? Biz 3 bin DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik, ondan sonra ileri doğru El Bab'a indik ve tekrar aynı şeyi söylediler, 'DEAŞ'a karşı mücadele'...Yalan söylüyorsunuz yalan, dürüst değilsiniz. Zeytin Dalı Harekatı'nda yine aynı afra tafrayla karşımıza çıktılar. Bize parasıyla dahi verilmeyen silahlarla donatılan... Bak biz para verdik ya, 'Bize şu silahları verin, işte insansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı...' 'Kongreden müsaade çıkmadı'. Şimdi diyorlar ki 'Bizde işte silahlar var, verelim'. Ver. Yine vermiyorlar. Ama ne oldu? İşte bu kötü komşular bizi silah sahibi yaptı. Şimdi bizim şurada şu mücadelede Afrin'de kullandığımız silahlarımızın tamamına yakını yüzde 65 yerli. İnşallah daha da bu artacak. Bunları üretiyoruz, üretmeye devam edeceğiz."

Bin 300 kilometre toprak temizlendi
ASELSAN'ın artık dünyada yarışan bir şirket haline geldiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte bu kötü komşular bizi mülk sahibi yaptı, bilgi sahibi yaptı ve üretir duruma bizi getirdiler. Birçok alanda bunlar olacak, eksiğimiz çok ama bunu başaracağız. Dünyanın en iyi askeri eğitimlerinden geçirilen, Batı medyası tarafından allanıp pullanan teröristler girdiğimiz her yerde kuyruklarını kıstırıp önümüzden kaçtılar. Güya müttefiklerimizin bizden esirgenen savunma ve tahkimat yöntemleriyle donatılmış dağlar, tepeler, yerleşim birimleri, kahraman askerlerimiz ve mütevazi imkanlarımızla eğittiğimiz Özgür Suriye Ordusu mensupları tarafından birer birer ele geçirildi.

Görüyorsunuz o dağlarda ne tüneller açmışlar değil mi? Bunları kim yaptı? O teröristler mi? Neyse siz söyleyin de ben söylemeyeyim. Sadece onlar değil, bunların ortakları da var. Koalisyon güçleri olarak hep beraber bu işleri yaptılar. O teröristlerde bu kadar akıl yok, siz bakmayın. Bugün 54'üncü gününe giren harekatta 3 bin 500'e yakın terörist etkisiz hale getirilirken, bin 300 kilometrekareye yakın toprak da teröristlerden temizlendi."

"Önceliğimiz elbette kendi topraklarımızdır"
Zeytin Dalı Harekatı'na başlandığı günden beri sürekli gündeme getirilen Afrin şehir merkezinin rejim güçlerine devredilmesi projesinin, kuşatmanın tamamlandığı şu günlerde dahi köpürtülmeye devam edildiğini vurgulayan Erdoğan, daha önce de çeşitli defalar bu oyunun oynanmaya çalışıldığına dikkati çekti. Erdoğan, bu amaçla Afrin'e gidecek konvoyların yola bile çıkarıldığını belirterek, şunları söyledi:

"Peki ne oldu? Bu konvoyları, içlerindeki sivillere zarar vermeden yollarda imha ettik ve oyunu bozduk. Bakın, şimdi de buradan söylüyorum, şimdi de yapacağımız aynısıdır. Bu böyle bilinmeli. Afrin'i de teröristlerden temizleyeceğiz, Münbiç'i de temizleyeceğiz, Fırat'ın doğusunu da Kuzey Irak sınırımıza kadar aynı şekilde teröristlerden temizleyeceğiz. Hedef, topraklar değil, hedef tamamen teröristlerden bölgeyi arındırmaktır. Kuzey Irak'taki terör yuvalarını zaten her fırsatta yokluyoruz. Yakında çok daha güçlü şekilde oraları da teröristlerin başına yıkacağız.

Artık kimsenin Türkiye'yi terör örgütleri vasıtasıyla tehdit ve tedip etmesine, kimse kusura bakmasın, izin vermeyeceğiz. Şayet bir ülkenin yönetimi, kendi topraklarını, ülkemizi tehdit eden teröristlerden arındıramıyorsa kimse bize, 'Burada ne arıyorsunuz?' sorusunu yöneltemez. Hele hele binlerce kilometre öteden gelenlerin böyle bir hakkı hiç yoktur. Herkesin bir hesabı olabilir ama en büyük hesap sahibi Allah'tır. Bu da böyle biline. Biz sadece güvenlik güçlerimizin cesaretine değil, aynı zamanda yüreğimizdeki imana güveniyoruz. 'İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.' Evet biz bugüne kadar girdiğimiz her mücadeleyi işte bu inançla yürüttük ve başarıya ulaştık. Afrin'de de yaptığımız budur."