Türkiye gözünü Afrika'ya çevirmeye devam etmelidir. Zira Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi ülkeler, sosyo ekonomik doygunluğa ulaş

Türkiye gözünü Afrika'ya çevirmeye devam etmelidir. Zira Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere gibi ülkeler, sosyo ekonomik doygunluğa ulaşmıştır. Onların bizden, bizim onlardan bilgi alışverişi haricinde fazla bir paylaşılabilir varlıklarımız yoktur.
Bu minvalde Sayın Cumhurbaşkanının, Afika gezisinin Fildişi Sahilleri ile sınırlı kalmaması gerekliliktir. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan ve Başbakan'dan, az gelişmiş Afrika ülkeleri ve ortadoğu ülkelerinin birlik ve beraberliğin sağlanması, var olan Amerika Birleşik Devletleri ve İngiliz hegemonyasının kırılması hususunda, çalışmaları beklemekteyiz.
Hal böyle olunca;
Devam eden Suriye Savaşı'nda Asya ülkesi sayılan Rusya'nın dahi, Müslümanların ölümüne Ferman okuduğunu, kendinden olmayan hiç kimseye, hayat hakkı tanımadığını göstermeli, birlik ve beraberlik hususunda Yahudi, Hristiyan ve putperestlerin hakiki manada teslim olmuş Müslümanlara karşı, ihtiyaç halinde birlik olabildiklerini anlatmalıyız.
İnsanların Asyalı, Avrupalı, Afrikalı olarak incelenmesi yerine inananlar ve inanmayanlar olarak değerlendirilmesi gerekliliktir.
Kılıçların çekilip, herkesin eteğindeki taşları döktüğü bu süreçte, dost ve düşman belli olmuştur.
Müttefikimiz ve ortağımız diye adlandırdığımız, Amerika Birleşik Devletlerinin, ezeli düşman șer ekseni olarak gördüğü İran ile yakınlaşmasına şahit olduk.
Yıllarca Türkiye Cumhuriyeti'ni, Ortadoğu'da kullanan bu Emperyalist ülke, başka bir İslam ülkesinin kullanmaya başlamıştır.
Müslüman ülkelerin bu iki yüzlülüğü görmesi ve ona göre tedbir alması aciliyet kast etmektedir.
Bu gerçeği göremeyen veya görmek istemeyen islam ülkelerine durumun böyle olduğunu anlatmak başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ülkedeki muhalif partilerinin asli görevlerinin başında gelmektedir.
Dünyadaki savaşların, din ve para savaşı olduğunu görmek için, dahi olmak gerekmez.
Ortadoğu'da dökülen kanın fakir Müslüman kanı olduğunu görmek yeterlidir.
Dünyanın her yerinde, dökülen kanın Müslüman kanı olduğunu görmek fazlasıyla yeterlidir..
Durum böyle olunca, Afrika'ya yapılmış olanı açılımın yarım kalmaması ve sürekliliği mutlak gerekliliktir.
Afrika'ya gelişmemiş olan ülkelere, sosyo ekonomik yardım yapılmalıdır
Yıllarca batının bize uyguladığı ekonomik yardımlar, Haçlı zihniyeti ile değil Müslüman bir anlayışla Afrika'ya uygulanmalıdır.
Çünkü biz Müslümanlar, sömürü değil önceliğimiz insan mutluluğu ve huzuru olduğu için müslümanız.
Durum böyle olduğu halde, yeryüzünde ezilen hep Müslümanların olması dinin suçu değil, cehaletin altında ezilen Müslümanların ve bunu anlatmakla mükellef olan bir adam din adamlarınındır.
Ve Türkiye'de bırakılması gereken bir hastalık hâkimdir.
Muhalefet olmak her şeye muhalefet olmak gibi algılanmaktadır, bir partiye tarafta olmak herşeyini kabul etmek olarak algılanmaktadır.
Bu anlayışın kırılıp, sivil toplum örgütlerinin, iktidar ve muhalefet patilerini ortak akıl üzeri hareket ettirip, milli olan her şeye sahip çıkılması hususunda birleştirici güç olmalıdır.
Bu gerçeği belirttikten sonra, Afrika gezisi hususunda Cumhurbaşkanı Başbakan ve muhalefet partisi liderlerinin ve sivil toplum örgütlerinin, iş adamlarıyla birlikte Afrika'ya gerekli hususiyeti vermeleri gerektiğini bir kez daha belirtmekten onur duyuyorum.
Afrika bizim için ikinci Vatan gibi kutsaldır.
Yıllarca sömürülen ve ezilen halkın yeniden kendine gelmesi için, o topraklarda Haçlı değil, Hilal bayrağının dalgalanması gerekliliktir.
Doğru yolda olana selam olsun!