Son büyük yıkım, peş peşe olan depremler; Kahramanmaraş Pazarcık'ta 7.7 büyüklüğünde meydana geldi. AFAD bu kez de Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 7,6 büyüklüğünde bir depremin olduğunu açıkladı. Depremle ilgili çokça bilgi ve görüntü, ulaştığımız iletişim kurduğumuz kişi ve kurumlardan, literatürden toparlanan bilgilere sahibiz. Biliyoruz ki deprem gibi afet, yıkım hadiseleri sonrası her bilgi, üzüntü, panik, yüksek heyecan barındırdığından mantıklı değerlendirme gerektirir. İnsan olarak bizler, hepimiz, yaşımız, cinsiyetimiz, deneyimlerimiz, eğitim öğretim seviyemiz içinde olduğumuz coğrafya, iklim, gece gündüz hali ve hepsinden öte bilinç seviyemiz ve bakış açımız değerlendirmelerimizi oluşturan etkenlerdir.

Depremden en az zararla kurtulmak için bilimin önerilerine göre yapılaşma, halen hazırdaki yapı stoklarının da elden geçirilmesi ve yenilenmesi gerekliliği vardır. Biliyoruz ki ülkemin böyle bir seferberliği bugün de başlamış olsa tüm bina ve yapıların güvenli hale gelmesi on yıllarca zamanı gerektirir. Evet, on yıllar gerektiriyor olsa da hızlı bir plan ve akabinde program ve hayata geçirilmesi. Çalışmalar, plan, program yok mu? Evet, elbette var, kurumlarımız var, deprem uzmanı akademisyenlerimiz bilim kurumları, kurullarımız var. 6 Şubat 2023 Pazartesi günü yaşadığımız deprem ve akabindeki tüm hareketlilikleri gördük, izledik, takip ettik, belli ki ölüm sayımız on bini geçecek ve on binlerce yaralımız var.

Kolektif kelimesi bir kişi ya da bir nesneyi bir araya getiren, içine alan anlamına gelmektedir. Tek bir çatı altında ortak bir görüş ya da çalışma için toplanmış anlamı çıkmaktadır. Diğer bir anlamı ile 'ortaklaşa' olarak da bilinmektedir. Kelime anlamı apaçık ortada, deprem ülkem gerçeği, apaçık, kolektif çalışma ve yüksek bilinç kabiliyeti ile yola koyulmalı. Yıkılan bina sayısı ve kaybettiğimiz canlarımız ve soğukta aç ve açıkta bekleyen yüzbinlerce, milyonlara ulaşan mağdur yurttaşımız. Ölümden kurtulmuş olmak yetmiyor, büyük bir travma ile afet alanında bekliyorsun. Beklerken yakınlarının göçük altında olması, kalması da varsa acı acı üzerine ekleniyor. Türk insanı, insanımız, yurttaşımız, duyarlı ve dayanışma içerisinde olmak düşenin elinden tutup kaldırmak istiyor. Evet, onlarca, yüzlerce canımızın göçükten çıkarılmasını, kurtarılmasını gördüğümüzde içimizden sevinç ve mutluluk taziği oluşuyor, ne güzel. Hayata ve yaşama pozitif, olumlu bakmak çok iyi de, on binlerce canımız göçük altında ve hayatını kaybedinceye kadar her saniyesi saat gibi olan süreyi, dayanma gücünü, enerjisini tüketip ölüyor. Kolektif çalışma bilinci hayatımızın her aşamasında her anında gerekli ve önemlidir de, saniyelerin dahi çok önem arz ettiği deprem ve diğer afet hallerinde kolektif çalışma bilinci tercihimiz değil mecburiyetimizdir.

Deprem konusunda fikir üretmiyorum ahkam kesmiyorum aksine görüp dinlediklerimden, okuyup izlediklerimden bilinç süzgecinden geçirerek bilim adamlarımızın ortaya koydukları gerekliliklere ayna tutmaya gayret ediyorum. Ülkemiz fay hatları ile kuşatılmış deprem gerçeğine sırtını dönemeyecek bir lokasyondadır. Deprem riski binlerce yıldır vardı güzel ülkemizde ve var olmaya devam edecektir. Deprem faciası, yıkımından tamamıyla kurtulmak, sıyrılmak mümkün değildir ama yapacağı yıkım ve kıyımı en aza indirmek, en az zararla kurtulmak, deprem gerçeğimizle birlikte yaşamak mümkündür. Depremi ve tehlikelerini yorumlamak, olası yıkım sonrasında da önce canlarımızı sonra mallarımızı kurtarmak amacıyla kolektif çalışmak, eğitim ve öğretimi kılcal damarlarımıza kadar her insanımıza her yöremize ulaştırmak mümkündür.