İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programında konuşma yaptı.

MÜSİAD'ın bugün geldiği yerin sabrın, azmin, başarının en müşahhas ifadesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sadece kazanmak değil, helalinden kazanmak, Allah rızasını gözeterek kazanmak konusundaki hassasiyetiniz için sizlere şükranlarımı sunuyorum. MÜSİAD'ı aynı alandaki diğer kuruluşlardan ayıran özellik, üyelerinin işte bu vasfıdır, tarzıdır. Yardımlaşma ve dayanışma, MÜSİAD'ı farklı kılan bir diğer özelliğidir. Sadece Türkiye içinde değil, sınırlarımız dışında da kardeşlik bayrağını yükselten MÜSİAD'ı ve üyelerini kutluyorum. Birlik ve beraberliğinizin önümüzdeki dönemde de artarak sürmesini diliyorum. Bugüne kadar yürüdüğüm yolda, verdiğim mücadelede daima MÜSİAD'ın yanında yer aldım. Bundan sonra da yanında yer almaya devam edeceğim."

"Batı dünyası kötü bir imtihan veriyor"

Erdoğan, İslam dünyasının zor ve meşakkatli bir süreçten geçtiğini dile getirerek, hemen her gün Türkiye'nin komşularından, diğer dost ve kardeş coğrafyalardan yüreklerini dağlayan acı haberler aldıklarını aktardı.

Mısır'daki darbe mahkemesinin, ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı ve yol arkadaşları için verilen idam cezasını onadığını hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Maalesef batı dünyası, son yıllarda demokrasi, insan hak ve onurunun korunması, mağdur ve mazlumlarla dayanışma noktasında gerçekten kötü bir imtihan veriyor. Kendi vatandaşları için gerekli gördükleri birçok hakkı, Mısır, Suriye, Irak, Filistin vatandaşları için adeta lüks görüyorlar. Kullandıkları oyun peşine düşmüş binlerce kişiyi Tahrir Meydanı'nda katledenler, hiçbir şey olmamış gibi kırmızı halılarla karşılanıyor, dahası muteber bir ortak olarak değerlendiriliyor. Gezi olaylarında Taksim'e kamp kurup, basın özgürlüğü konusunda ülkemizi eleştirenler Mısır'ın darbeci generallerinin istekleri karşısında aynı tavrı göstermiyorlar. Biliyorsunuz bugün El-Cezire Arapça kanalının kıdemli gazetecilerinden Ahmed Mansur, Mısır darbe yönetiminin talebi doğrultusunda Alman polisi tarafından Berlin Havalimanı'nda gözaltına alındı. Terörle mücadelemizde bizi yalnız bırakan, terör örgütü mensuplarının ellerini kollarını sallayarak gezmesine göz yuman Avrupa devletleri, ne yazık ki darbecilerin talepleri konusunda çok daha farklı davranıyor. Şu anda Almanya'da binlerce bölücü terör örgütünün mensupları orada her türlü faaliyetleri rahatlıkla sürdürürken, kendilerine belgelere varıncaya kadar her şeyi vermemize rağmen ses çıkarmayanlar, bugün 'basın özgürlüğü' diye diye işte El-Cezire'den çok önemli birini gözaltına alabiliyorlar. Niye? Mısır'ın generalleri emretti. Niye? 8,5 milyar avroluk oradan bir sipariş verdi. Ah para, menfaat, sen nelere kadirsin?"

"Sandık 'koalisyon' dedi"

Erdoğan, Türkiye'nin önünde bir hükümet meselesi olduğuna işaret ederek, "Sandık 'tek başına iktidar' demedi. Sandık 'koalisyon' dedi. Tabii ki sandıktan milli iradenin bu tecellisine saygı duymak zorundayız. Kimse 'hayır ben buna saygı duymuyorum' diyemez. Yüksek katılımın olduğu, yüzde 84'ün üzerindeki böyle bir seçimde Türkiye, eksiklerine rağmen çok büyük bir demokrasi dersini batılılara vermiştir. Eksiklerine rağmen derken şunu söylüyorum; bazıları 'çok huzurlu bir seçim ortamı yaşadık' diyorlar, pek de öyle değil. Nerelerde ne olduğunu da gayet iyi biliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Ancak buna rağmen Türkiye'nin, batıya, batılılara çok önemli bir ders verdiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi koalisyon... Ama birileri çıkıyor, Cumhurbaşkanı 'Anayasa'nın çerçevesi içerisinde davranmalıdır' diyor. Bu birilerine diyorum ki anayasanın çerçevesi içinde davranmadığımızı, hangi anayasa maddesine göre açıklayacaksınız, bunu çıkın açıklayın. Anayasa neyi emrediyorsa ben de cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar o çerçevede hareket ettim. Anayasa dışına asla çıkmadım. Fakat anayasa ve yasalardan bihaber olanlar kalkıp bize bu noktada yol çizmeye çalışıyorlar. İşte birileri de kalkıyor, efendim neymiş daha Meclis başkanı seçilmeden görevlendirmeyi yapacağımı söylüyor. Kusura bakma da bu işin yol haritasını biz kendimiz belirledik ve bu yolun haritası da bu şekilde devam ediyor. Siz o aklı kendinize saklayın. Zaten bu yolda attığınız adımlarla ülkeyi bugüne kadar siz karıştırdınız."

Erdoğan, bu sorumluluklarının bilincinde olduklarını belirterek, bu kapsamda 23 Haziran Salı günü yapılacak yemin töreni ve Meclis Başkanlık Divanı'nın oluşturulması ardından hükümeti kurmak için görevlendirmeyi, gerek anayasa ve yasalar, hatta teamüllere varıncaya kadar değerlendirerek yapacaklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim derdimiz şudur; bir an önce ülkemizi siyasi istikrar ve güven içerisinde geleceğe taşımaktır. Fakat burada kalkıp da bizlere '1071 rakım, oraya çıkmalıdır', buna benzer ifadeleri kullananlar, önce oturdukları sandalyenin sorumluluğunu öğrensinler. Bize kimse nerede oturacağımızın tavsiyesini yapamazlar. O tavsiyeyi bize millet yapmıştır, milletin yaptığı istikamette de biz şu anda görevimizi ifa ediyoruz. Malum 14 parti birleştiniz, 14 parti birleşmek suretiyle karşımıza dikildiniz ama millet hepsini bir kenara koydu yüzde 52 ile bizi Cumhurbaşkanlığı makamına layık gördü. Şimdi biz de milletimize layık olmaya çalışacağız. Bütün gayretimiz budur" şeklinde konuştu.