Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, temel ihtiyaçları tam anlamıyla giderilen toplumların, kültürel alanda biraz daha üst plana geçebildiğini belirterek, "Dolayısıyla Türkiye de ekonomik verileri artık son yıllarda gayet düzelmiş bir ülke olarak, kültürel politika açısından gayet iyi noktada" dedi.

İslam, Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen "Yeni Türkiye’nin Kültürel Vizyon Paneli"nde yaptığı konuşmada, toplumun meselelere yaklaşımı, davranış biçimleri, ritüelleri, günlük veya estetik ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturduğu eserlerin de kültürün sınırlarını genişlettiğini anlattı.

İslam, "Peki kültür politikaları veya kültürel vizyonlar dediğimizde neyi anlamalıyız? Ya da gerçekten kültür politikaları diye bir şey var mıdır, yoksa sadece kültürel vizyonlardan mı söz etmek gerekir? Bugün aslında bir anlamda ortaya koymaya çalışmamız gereken temel sorunsal alanlardan bir tanesi bu olabilir" dedi.

Milli kültür unsurlarını yaşatarak sürdürmenin devletin asli görevi olduğunu, örnek olması açısından da dünya eserlerinin takip edilmesi gerekliliğini vurgulayan İslam, sanatın desteklenmesi, devletin sanatla ilişkisi, hangi ürünlerin nasıl destekleneceği gibi sorunların karşılarında durduğunu anımsattı.

Bakan İslam, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani devlet tarafından sadece yerel, mahalli unsurlar mı desteklenmeli, genel milli unsurlar mı, dünya klasik sanatları mı, sadece bunlar mı, yoksa bizim ürün coğrafyamızın eserleri de mi desteklenmeli? Mesela, Türkiye'de son 10 yılda AK Parti hükümetlerinin yaptığı destek mekanizması var. Moğolistan'da Orhun Abideleri'ne giden yolları Türkiye yaptı. Kırım'ın Zincirli Medresesi'ni ayağa kaldırdı. Yine son yıllarda yaptığımız Osmanlı Türkçesi'nin müfredata dahil edilmesi meselesi. Çok ciddi kültürel politikadır aslında. Olmalı mı, yoksa geç mi kalındı? Avrupa'da yaşamayan, konuşulmayan bir dil var, Latince. Ama bütün üniversitelerde neredeyse bir dil olarak okutuluyor. Bunun kültürün kökleriyle ilişkiyi kesmemek açısından çok önemli bir şey olduğunu görüyoruz. Acaba Türkiye'deki kültür politikaları da böyle mi olmalıydı? Evet, şimdi böyle ama çok mu geç kaldık?"

Sakarya'da her ay kültür-sanat ajandası gerçekleştiğini, tiyatro ve söyleşiler ile yeni kültürel mekanların yapıldığına işaret eden İslam, bütün bunların yerel ve genel kültür endüstrisinin varlığını gösterdiğini kaydetti.

Üst yapı kurumu olan kültürün, temel ihtiyaçlar giderildikten sonra ihtiyaçlarının da ortaya çıktığını, devletlerin de meseleye bazen böyle bakabildiğini anlatan İslam, "Temel ihtiyaçları tam anlamıyla giderilmiş toplumlar, kültürel alanda biraz daha üst plana geçebiliyorlar" diye konuştu.

İslam, "Dolayısıyla Türkiye de ekonomik verileri artık son yıllarda gayet düzelmiş bir ülke olarak kültürel politika açısından gayet iyi noktada. Şimdiden sonra zannediyorum bunları düşünmek gerekiyor" ifadesini kullandı.

- "İkinci yarıda derinlikli kültür alanlarına yoğunlaşacağız"

AK Parti Sakarya milletvekili adayı Mustafa İsen de eski dönemden itibaren Türkiye'de devlet-kültür ve devlet-sanat ilişkisinin büyük ölçüde dünyada örneği kalmayan çerçeveye oturtulduğunu belirterek, "Kültür değişimi çerçevesi içinde tanımlanabilecek bir yapıda yürüdü. Zaman içinde kısmi iyileşmeler olmakla birlikte bugün içinde geçerli olan devlet, büyük oranda kültürün, sanatın icracısı konumunda bir rol üstlenmektedir" dedi.

İsen, devletin, tiyatro, koro, opera, bale, galeri ve kültür merkezleri bulunduğunu ancak bunları çok efektif kullanamadıklarını vurgulayarak, buradan hareketle yenileşmeye doğru gitmek zorunluluğu taşıdıklarını bildirdi.

"Kültür ve sanata ihtiyaç duyan tek yaratılmış, insandır" diyen İsen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizim aynı zamanda bir takım asli ihtiyaçlarımız, bütün canlıların ihtiyacı olan yemek-içmek, barınmak, çoğalmak gibi genel ihtiyaçlarımızın ötesinde bir de estetik ihtiyaçlarımız vardır. İslam medeniyetinin prototip insanı, kamil insandır. İşte bu kemali ihtiyaçlara kim nasıl katkı sağlamalı, bunun formülü nasıl bulunmalı? Bu, biraz yönetim şekillerini belirleyen en temel unsurlarından birisidir. Nitekim 13 yıllık iktidar döneminde özellikle haceti asliye denebilecek ihtiyaçlar noktasında daha somut sonuçlar alındı. Elbette kültürde yeni şeyler yapıldı ama Başbakanımızın tabiriyle bu maçın ikinci devresinde asıl yoğunlaşacağımız alanlardan bir tanesi, bu derinlikli kültür alanları olacak."dedi.