Öğrencilerin ders dinlerken dikkatlerini yaklaşık 20 dakika öğretmenlerine verebildiklerini, dolayısıyla her 20-25 dakikada bir dikkatleri üzerimize to

Öğrencilerin ders dinlerken dikkatlerini yaklaşık 20 dakika öğretmenlerine verebildiklerini, dolayısıyla her 20-25 dakikada bir dikkatleri üzerimize toplamamız gerektiğin söylemiştim. Bu konuya kaldığım yerden devam ediyorum.
m. Ferdi öğretim yapmalı. Her öğrencinin kendi anlama kabiliyetine, psikolojik yapısına ve heyecanların öğrenci üzerinde meydana getirdiği etkilere göre onunla ilgilenmeli.
Heyecan ve öğrenme: (Olumlu heyecanı muhafaza etmek.)
Eskiden öğretimin ısrar ettiği şey, olgu ve anlayışların soğuk bir ezberlenişi idi. Heyecanlar alâka dağıtıcı ve rahatsız edici şeyler olarak düşünülür ve arzu edilmezdi. Fakat durum bu kadar basit değildir. Mutedil bir duygulanma ve heyecan, şiddetli heyecanlardan ayırt edilmelidir. Sonra bir kimsenin arzu ve isteklerinden doğan heyecanlarla, bunların engellenmesinden hasıl olan heyecanlar da ayırt edilmelidir. Öğrenmede mutedil duygu ve heyecanların değeri, bir kimseye hoş gelen bir şeyi daha çabuk öğrenilmesinde bir kuvvet verici olarak ortaya çıkmaktadır.
Harici motiflerle çocuk üzerinde meydana getirilen şiddetli heyecan, zihnî verimi düşürmekte, verimli bir çalışmaya engel olan tavırlar oluşturmaktadır. Bir kimseye "düşünemeyecek kadar hiddeti çok" demek, hatasız bir psikolojik ifadedir.
(Teşvike dayalı bir heyecana maruz kalan bir öğrencinin öğrenmedeki olumlu gelişmeleri yanında, şiddete dayalı heyecanlara maruz bırakılan bir öğrenci, altüst olmuş ruh haliyle, pek verimli bir öğrenci olamaz.)
Stres, psikolojik bozukluk, ruhi buhran, depresyon, sinirlilik ve öfke gibi heyecanlar, şiddetli heyecanlar olarak adlandırılırlar. Kısa ve oldukça sunî heyecan şokları ve ürküntüleri bile, öğrenmeyi menfi olarak etkiler. Bazen yılgılar, hırslı bir çalışma gayreti oluşturabilir ki bununla çok şeyler sağlamak mümkündür.
(Burada çocuğun psikolojik yaradılışına uygun düşen hangi tür heyecanların çocuk üzerinde teşvik veya itici bir güç oluşturacağını tespit etmek, öğretmene düşen en önemli görevlerden birisidir.)
Öğretme durumu, öğretmenle öğrenciler arasında şahsî bir münasebet olmalıdır. Davranışta değişiklikler hasıl etmek için sarf edilen bu dikkatli gayretler, her öğrenciyi "anlamayı" gerekli kılar. Edinilen tecrübeler, öğretmenlerin öğrencilerini çok iyi tanımaları gerektiğini ortaya koymuştur.
Müessir bir motivasyon, temel arzulara dayanan motivasyondur. Eğer bir kimse, yaptığı bir işin temel ihtiyaçlardan birini tatmin ettiğini hissederse, yapılan iş, hoş ve heyecanlı olacaktır. O hâlde, öğrenci için gerçek bir mana taşıyan bir öğrenme, olgu ve anlayışların kuru kuruya zihnen öğrenilmesi demek değildir. Bilakis öğrenme, alâka ve ihtiyaçların tatmini için yeni, hoş ve heyecanlı keşiflerdir ve öyle olmalıdır. Mutedil heyecanların kuvvet verici bir etkisi vardır. (Başarma azmi gibi.) Doyurulan bir arzudan doğan oldukça kuvvetli heyecanlar, okul faaliyetleri için teşvik edici bir rol oynayabilir. O hâlde okul, hoş heyecan görgülerini geliştirmeli, okul çalışmalarının çorak ve heyecan bakımından renksiz olmamasına çalışmalıdır. Aksi takdirde başka yollarda doyumlar aranacaktır. Eğer bir sınıftaki çalışmaların başarılı bir şekilde ilerlemesi isteniyorsa, öğretmen, öğrencilerin kabiliyetlerini tanıdığı kadar, heyecan hayatlarını da yakından tanımak zorundadır.
n. Misyonuna uygun hareket eden öğrenciler mükafatlandırılmalı.
Edirne Dördüncü Murat Lisesinde öğrencilerime bir nevi misyon bildirimi hazırlattım. “İyi bir öğrenci nasıl olmalı?” konulu ev ödevi verdim. Sınıfta uygun olmayan bir davranış sergileyen öğrencilerimin ev ödevine bakarak kendisinden yazdıklarına uymasını istiyordum. Zaten takibi gerekli 8-10 öğrenci vardı. Karşılıklı olarak misyon bildiriminde bulunmalı. Hem öğretmen hem öğrenci kendi şahsi misyonlarını hazırlamalı, bunu sınıfta okumalı ve aynı zamanda da üzerinde taşımalı.
o. Öğrenciye rehberlik etmeli.
Öğrenci özel hayatıyla veya dersleriyle ilgili bir sıkıntısını dile getirdiğinde ona böyle veya şöyle yap demeyip çeşitli alternatif çözümler sunup tercihi ona bırakmalı. Veya uygun olmayacak bir davranışı için sonuçlarının neler olacağı ve tercihini bu yolda kullanmaya kendisi karar verdiği için de katlanması gerektiği ama daha münasip bir davranışın da olumlu sonuçları kendisine açıklanıp tercihi yine ona bırakmalı.
Dikkatle yapılan ferdî mülâkat:
Çocuk, dersin bazı taraflarında arıza gösterince, öğretmen, çocuğun çalışmalarına ait daha derinden, dostane ve özel bir yerde soruşturmalar yapmak sabır ve sebatını gösterirse, yani çocuğu "yüksek sesle düşünmeye "sevk ederse, çocuk hakkında ekseriya son derece kıymetli bir anlayış elde edebilir.
p. Öğrenci ile kesinlikle alay etmemeli.
Öğretmenin sevilmemesinde en büyük rol oynayan tek sebep, öğretmenin alaylarıdır. Fevri hücumlarla kişiliğini zedelememek lâzımdır.
r. Dersler ilerledikçe öğrenciyi durumundan haberdar etmeli. Geri bildirimde bulunmalı.
(1) Öğrenme sürecinde geri bildirim şu maksatlar için kullanılır:
(a) Doğru ve yanlış davranışlar hakkında bilgi vermek,
(b) Öğretimin kalitesini yükseltmek için düzeltilecek ve tamamlanacak davranışları ortaya çıkarmak,
(c) Gelecekteki başarılar için güdüleyici özendiriciler sağlamak.
(2) Geri bildirimin yapıcı olarak kullanılmasında şu hususlara uyulmalıdır:
(a) Geri bildirim ile verilen bilgiyi öğrenci kullanabilmelidir. Çok zor problemlerde öğrenci yanlışının nerede olduğunu anlamaz ise problemi daha da çok karıştırır.
(b) Geri bildirim sık verilmelidir.
(3) Öğretmen bir değerlendirme sonucu ile ilgili düşünce ve tavsiyelerini açık ve seçik yapmalıdır.
(4) Öğrencilerin dersteki gelişmelerini görmelerine yardım edecek grafikler kullanmak yararlı olur.
Geribildirim öğrenilenlerin ne kadar hatasız ya da hatalı olduğunu öğrenciye duyurmakla, daha kolay ve çabuk öğrenmeyi sağlar. Öğrenirken ne kadar ilerlediğini kesin olarak bilemeyen bir öğrenci, ağır yol alır ve yanlışları doğru gibi öğrenebilir, öğrenmesi kesintilere uğrar. Başarmak yeni öğrenmelerin mayasıdır.
Yapılan ilerlemeye ait bilgi, öğrenme verimi üzerinde katî bir etkiye sahiptir. Öğrenci, yaptığı işin doğruluğunu anlamak, hataları kontrol etmek için bu çeşit malûmata ihtiyaç hisseder. Yapılan ilerleme hakkında bilgi, yalnız hedefleri kesinleştirerek ve öğrenirken hasıl olan başarı ve başarısızlıklara ait bir ölçü vererek öğrenmeyi desteklemekle kalmaz, motive edici bir vasıta vazifesini de görür. Kendisi hakkında objektif bir fikir edinme merak ve arzusu, öğrenciyi, kendisi hakkında fikir edinmeye sevk eder. Onun için öğrenci ekseriya, nefsî güveninin bir kölesi olarak, kendine ait bir grafikteki bir çizgiyi biraz daha yükseltebilmek için canla başla çalışır.
Öğrenciye, öğrenmesini daha iyi yönlendirmesi için yaptığı ilerleme hakkında bilgi vermekle kalmamalı, kendisi ve etrafındaki dünyanın özelliği hakkında da bilgi vermek lazımdır ki, kendi eksiklerini daha iyice görsün ve dolayısıyla öğrenme için daha iyi motive edilebilsin.
Öğrenmenin teşvik ve sevk edilmesini görüşürken belirtilmiştir ki zeki bir öğrencinin kâfi derecede motive edilebilmesi için yapmakta olduğu işin neresinde olduğunu bilmesi, nereye gitmesi lâzım geldiğine ait bir bilgiye sahip olması ve bu gayeye doğru yaptığı ilerlemedeki kendi durumunu bilmesi lâzımdır.
s. Dersi anlatırken öğrencinin seviyesine inin. Onun kullandığı kelimeleri kullanın.