“Devlet-i Ebed-Müddet-i Osmâniyye” Osmanlı devlet salnamelerinde geçen meşhur bir ibaredir. “Sonsuza kadar yaşayacak olan Osmanlı Devleti” manas

“Devlet-i Ebed-Müddet-i Osmâniyye” Osmanlı devlet salnamelerinde geçen meşhur bir ibaredir. “Sonsuza kadar yaşayacak olan Osmanlı Devleti” manasına gelir. İşin içine sonsuzluğu katarak Türk milletinin “devlet” kavramına verdiği önemin derecesini ifade eder. Nitekim tarihte, Türk milletinin devletsiz kaldığı bir zaman dilimine rastlayamazsınız.
Türk milleti Osmanlı Devleti’nin yıkılışından sonra da devletsiz kalmamıştır. Sonuncu Türk devleti, Osmanlının ortaya çıktığı ilk toprakları ve payitahtını da içinde barındıran, vatandaşı olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’dir ve tarihin her devrinde olduğu gibi hâlâ dünyanın önemli devletleri arasındadır.


SAKAT BİR ANLAYIŞ
Ne yazık ki önceki birkaç nesil insanımızın beyni, okullarımızdaki tarih derslerinde yıllarca, Osmanlı ile Cumhuriyet’i birbirinin alternatifi sayan ve Cumhuriyet’in gökten zembille indiğini sanan sakat bir anlayış ile yıkanmıştır. Özellikle 1950’ye kadar okullarda yeni devletimizin, sanki Osmanlı bir düşmanmış da onunla savaşılarak kurulduğu öğretilmiştir.
Hâlbuki 25 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisinde okunarak alkışlarla kabul edilen ve Meclis Reisi Mustafa Kemal Paşa imzasıyla yayınlanan “Büyük Millet Meclisinin Memlekete Beyannamesi”nde şu ifadelere yer verilmekteydi:
“Meclis, Halife ve Padişahımızı düşmanın baskısından kurtarmak, Anadolu’nun parça parça şunun bunun elinde kalmasına mâni olmak, payitahtımızı yine Anavatan’a bağlamak için çalışmaktadır. Biz vekilleriniz Cenabı Hak ve Resul-i Ekrem’i adına yemin ederiz ki Padişah’a ve Halife’ye isyan sözü bir yalandan ibarettir. Allah’ın laneti düşmana yardım eden hainlerin üzerine olsun, rahmet ve yardımı Halife ve Padişahımızı, millet ve vatanı kurtarmak için çalışanların üzerinden eksik olmasın!” (Büyük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi, c. 1, Ankara 1920, s. 64-65).
Fakat şartlar zaman içinde öyle gelişti ki Halife ve Padişah’ı İstanbul’daki düşmanın elinden kurtarmak amacıyla Ankara’da açılan Meclis, bu tarihten sadece 2,5 sene sonra saltanatı, 4 sene kadar sonra da hilafeti kaldırdı. Ancak aradan bir asra yakın bir zaman geçtikten sonra, tarihe mal olmuş bu hadiselere bağnazca yaklaşarak yakın geçmişimizi, ecdadımız Osmanlıya karşı bir nefret aracı hâline getirmekten bütünüyle kurtulmak lazımdır. Yoksa böylesine çıkmaz bir sokağa girerek insanımızı kamplara ayırmak kimseye bir fayda getirmez. Yeni devletimize dört elle sarılırken bizlere 623 senelik muhteşem bir geçmiş bırakan Osmanlıyı canıgönülden kucaklamak, son asrın yaşattığı tecrübeler ışığında bize en yakışan davranış olacaktır.

İMPARATORLUĞUN 1886 YILLIĞI
Osmanlıdan kalan belgeler arasında devlet salnâmeleri önemli yer tutar. Devlet salnâmeleri, devletin yukarıdan aşağıya bütün yönetim birimlerini, merkezden atanan devlet memurlarını, yerel yöneticileri ve bir takım istatistiksel bilgileri veren yıllıklardır. Bunların ilki 1847’de (hicri 1263) çıkmış, Sultan II. Abdülhamid Han’ın tahttan indirildiği hicri 1327 (1909) ile Balkan ve I. Dünya Savaşı yılları hariç olmak üzere 1918’e (hicri 1336) kadar, toplam 68 adet devlet salnâmesi yayımlanmıştır.
Şimdi bu yıllıklardan 41’incisi olan, hicri 1303 (miladi 1886) yılı için hazırlanmış “1303 Sene-i Hicriyyesine Mahsus Salnâme-i Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye”yi elimize alıp önce fihristine bakalım. İnsan sadece bu fihristi okuyunca bile, şu andaki devletimizin yerden bitmediğini, Osmanlının devamı olduğunu anlıyor. 522 sayfalık kitabın aşağıya aldığım fihristini sabırla okumanızı tavsiye ediyorum. Şûrâ-yı devlet, Dîvân-ı muhâsebât, Kânûn-ı esâsî, Hey’et-i vükelâ, Meşîhat dâiresi, Sadâret dâiresi ve Makâm-ı seraskerî dairesi gibi kurum ve kurulların bugünkü Danıştay, Sayıştay, Anayasa, Bakanlar Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığına karşılık geldiğini söyleyerek gerisini biraz sözlük kullanmak suretiyle çözmeyi sizlere bırakıyorum.
Takvim
Vekâyi-i meşhûre
Esâmî-yi selâtîn-i ızâm
Teşrîfât ve elkâb-ı resmiyye
Memâlik-i şâhâne cedveli
Erbâb-ı merâtib cedveli
Kânûn-ı esâsî
Mâbeyn-i hümâyûn
Hazine-i hâssa-i şâhâne
Hey’et ve meclis-i vükelâ
Hey’et-i a’yân
Şûrâ-yı devlet
Umûr-ı nâfi’a komisyonu hey’eti
Sadâret dâiresi
Âmedî hulefâsı
Sadâret mektûbî odası
Dîvân-ı hümâyûn dâiresi zâbitân aklâmı
Mühimme odası
Vilâyât-ı mümtâze kalemi
Teşrîfât dâiresi
Meşîhat dâiresi
Dâhiliyye nezâreti hey’eti
İntihâb-ı me’mûrîn komisyonu
Tekâüd sandığı nezâreti hey’eti
Sicill-i ahvâl komisyonu
Hâriciyye nezâreti hey’eti
Umûr-ı sıhhiyye meclisi
Sıfat-ı askeriyyeyi hâiz müşîrân
Makâm-ı seraskerî dâiresi
Jandarma dâiresi
Ordu-yı hümâyûnlar ve teferruâtı
Mekteb-i harbiyye-i şâhâne
Mekteb-i tıbbiyye-i şâhâne
Mekâtib-i rüşdiyye-i askeriyye
Bahriyye nezâreti hey’eti
İdâre-i mahsûsa hey’eti
İdâre-i mahsûsa vapurlarının işlediği mahaller
Tophâne-i âmire hey’eti
Umûr-ı adliyye ve mezhebiyye nezâreti hey’eti
Dîvân-ı muhâsebât
Mâliyye nezâreti hey’eti
A’şâr ve agnâm emâneti
Meskûkât-ı şâhâne idâresi
Sikkegenân dâiresi
Ticâret ve zirâ’at ve orman ve ma’âdin nezâreti hey’eti
Düyûn-i umûmiyye-i Osmâniyye
Evkâf-ı hümâyûn nezâreti hey’eti
Ma’ârif nezâreti hey’eti
Müzehâne
Rasadhâne
Matba’a-i âmire
Mekteb-i mülkiyye-i şâhâne
Mekteb-i sultânî
Lisan mektebi
Mekteb-i tıbbiyye-i mülkiyye
Dâr-ül muallimîn
Dâr-ül muallimât
Dâr-ül muallimîn-i sıbyân
Dârüşşafaka
Dersa’âdetteki zükûr ve inâs mekâtib-i rüşdiyye-i mülkiyyesi
Dersa’âdetteki zükûr ve inâs mekâtib-i ibtidâiyyesi
Dersa’âdette bulunan mekâtib-i husûsiyye
Vilâyâttaki mekâtib-i rüşdiyye-i mülkiyye
Dersa’âdet kütübhâneleri
Bir sene zarfında tab’ına ruhsat verilen kitablar
Dersa’âdetteki matbaalar
Dersa’âdette neşr olunan gazeteler
Salnâme tab’ olunan vilâyât
Nâfi’a nezâreti hey’eti
Memâlik-i mahrûse-i şâhânede bulunan demiryolların mikdâr-ı tûlu
Memâlik-i mahrûse-i şâhânede yapılan yollar
Şehremâneti
Devâir-i belediyye
Zabtiyye nezâreti
Rüsûmât emâneti
Vergi emâneti
Telgraf ve posta nezâreti
Muhâcirîn komisyonu
Bazı düvelin istatistiki
Saltanat-ı seniyye süferâsıyla maiyyet memurları
Şehbenderler
Vilâyât kapı kethüdâları
Vilâyât-ı şâhâne
Eyâlât-ı mümtâze
Rüesâ-yı milel
Nezd-i saltanat-ı seniyyede mukîm süferâ
Düvel-i mütehâbbe şehbender ve konsolosları
Usûl-i sikke-i Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye
Meskükât-ı Osmâniyye ve ecnebiyyenin ta’rifesi
Taşrada panayır kurulan mahaller
Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye ve düvel-i ecnebiyye nişanları
Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye ve düvel-i ecnebiyye armaları
Posta haritası