Koçluk hizmeti veya eğitimi almadan önce nelere dikkat etmeliyiz?

Son zamanlarda popüler bir meslek haline gelen, bu sebeple de pek çok kurum tarafından eğitimi verilmeye başlayan Koçlukla ilgili en çok merak edilen konuları,i şin uzmanlarından ACC Profesyonel Koç ve Mentor ,Çiğdem ÇALIŞAKANOĞLU sorduk.

Koç Kimdir tam olarak ne iş yapar? 

Kişilerin, kendi belirledikleri alanlarda performanslarını iyileştirmelerine, kişisel farkındalıklarını artırmalarına, hedeflerine ulaşmaları için kendi yollarını seçmelerine ve bu hedefleri, gerçekleştirmelerinde yol arkadaşlığı yapan uzmana, KOÇ denir. Koç, mevcut sahip olduğu iç ve dış kaynaklarla kişinin gündemini meşgul eden konunun yeniden yapılandırılmasına yardımcı olur. 

Koç ve Terapist arasında ki fark nedir? 

Koçluk, terapistlerden farklı olarak geçmiş travmalara (negatif psikoloji) değil, şimdiki zaman ve geleceğe odaklı çalışır. Çalışma alanı, pozitif psikoloji ve yaşamı yapılandırma üzerinedir.

Profesyonel bir koç; kişilerin, şu anda bulunduğu noktadan, ulaşmak istedikleri hedefe doğru giden yolda, kendilerine eşlik eder. 

Koçun görevi, kişiye karmaşık gelen ve çözmekte zorlandığı konularla ilgili ayna tutmaktır. Bilimsel yöntemlerden yararlanır ancak Psikolojik hastalıkların tedavisi ve travmalarla ilgilenmez zaten böyle bir yetkisi ve uzmanlığı da yoktur. Psikolojik rahatsızlıklar, travma sonrası stres bozukluğu, davranış bozuklukları, depresyon gibi tıbbi tedavi veya terapi gerektiren durumlarda koç, kişiyi mutlaka Psikiyatr veya Psikoloğa yönlendirmelidir.

Koçlar, şifa , enerji ve bereket çalışmaları  yapıyor mu? 

Son zamanlarda kendini koç olarak tanımlayan bazı kişiler tarafından uygulanan, şifa, bereket ve enerji çalışmaları gibi konular, Profesyonel Koçların çalışma alanı değildir! Bu tür hizmetler ve çalışmalar başka ekoller ve mesleklerle ilgilidir. 

Profesyonel koçlar, tamamen bilimsel yöntemler kullanır. 

Koçluk Hizmeti almaya karar vermeden önce nelere dikkat edilmelidir? 

Koçluk hizmeti almaya karar vermeden önce, çalışmayı düşündüğünüz kişinin ICF ‘e ( ULUSLARARASI KOÇLUK FEDERASYONU )  bağlı bir Koç olup olmadığını araştırmak, kişisel güvenliğiniz ve özel hayatın gizliliği açısından çok önemlidir. Profesyonel Koçlar, ICF tarafından belirlenen etik kurallar ve mesleki standartlara uymakla yükümlüdür. ICF’e bağlı koçlar, bulunduğunuz ülkenin kanunlarına uygun şekilde düzenlenen sözleşmelerle çalışırlar. Bu sözleşmeler profesyonel koçlar için bağlayıcıdır.

Profesyonel koçlar ve yaşam koçları arasındaki fark nedir? Eğitim almak isteyenlerin nelere dikkat etmesi gerekir? 

Aldıkları eğitimin kapsamı ve eğitim süreleri farklıdır.

ICF’e bağlı merkezlerde 2 tip eğitim mevcuttur;

Onaylı Eğitim (Koçluk Temel Yetkinlikleri ve Etik Kurallar, görüşme sürecini kapsar) / Akredite Mezuniyet Programı (Onaylı Eğitim ve Profesyonellik kazandırmayı kapsar).

Bazı merkezler ise, sadece Onaylı Eğitim Belgesine (ACSTH- minimum 60 saat) sahip.  Bir veya birkaç modülde, başka başlıklar da ekleyerek daha uzun sürelerde eğitim verebiliyorlar. 

Burada önemli olan sertifikalardaki ICF logosudur. (ACSTH) Bu programı bitiren kişiler, ‘Yaşam Koçu’ sıfatını kazanır.

Yaşam Koçları, dilerlerse başka eğitimler alarak profesyonelliğe doğru gidebilir ve branşlaşabilirler.

ICF’ın denetlediği bir diğer eğitim ise Akredite Mezuniyet Programıdır (ACTP- minimum 150 saat). Bu Program temel Yaşam Koçluğu (ACSTH) programı üzerine farklı alanlarda kişileri derinleştirecek bilgi, uygulama ve pratikler, en önemlisi de mentorlük sürecini kapsar. 1,5 yıl kadar süren bir eğitimdir. Bu eğitimi tamamlayan kişiler, Kurumsal Koçluk, Yönetici Koçluğu, İlişki Koçluğu, Öğrenci Koçluğu gibi alanlarda çalışmak için gerekli donanımlara sahip olurlar. 

ACSTH belgeli ‘Yaşam Koçluğunu’ tamamladıktan sonra, minimum 100 saat müşteri görüşmesi yapanlar, Unvanlı Koç olmak için ICF sınavına girmeye hak kazanırlar ancak sadece temel eğitim seviyesinde, bilgiye hâkim olmak sınavı geçmek için yeterli değildir. Bu sınavı geçebilmek için, koçluk mesleğinde iyice pişmek gerekir.

Neden Koçluk hizmeti alınır? 

Anlık duygulardan arınarak gerçekte kendimizi dinlemek, kendi içimizde derinlere dalmak, özünde ne istediğini bilmek ve konfor alanlarımızdan çıkmak kolay değildir. İşte bu noktada profesyonel bir koçun yardımına ihtiyaç duyarız. Koçluk; kişileri, daha önce hiç düşünmedikleri bakış açılarıyla düşündürerek, başka seçeneklerin varlığına dikkat çeker. Kişilerin, yaratıcılığını harekete geçirip potansiyellerinin farkına vardırarak, geleceğe dair vizyonlar yaratmalarına yardımcı olur. 

Koçluğun kendi içinde branşları var mıdır? 

Başka meslek guruplarında olduğu gibi, koçluğun da kendi içinde branşları vardır. Örnek vermek gerekirse, eğitim koçluğu, yönetici koçluğu, kariyer koçluğu, bütünsel gelişim koçluğu ve sporcu koçluğu gibi.

Hangi durumlarda koçluk hizmeti alınmalıdır? 

-Bireyin ya da işletmelerin mevcut fırsatlar veya zorluklarının değerlendirilmesi.

-Bireyin ya da işletmelerin başarı, verimlilik ve hedeflerine ulaşmalarında güçlü yanlarını netleştirip, kendileri için en sağlıklı ve gerçekleştirebilecekleri adımlarla ilerlemelerinde

-Bireyin ya da işletmelerin ilerlemek istedikleri herhangi bir hedef 

-Kişinin değiştirip, dönüştürmek istediği herhangi bir davranışının olması

-Kişinin, güçlü yönlerini belirlemek ve kendisini daha iyi tanımak istemesi

-Acil ve zorlayıcı bir konu ya da heyecanlandıran bir kazanım olduğunda 

-Kişinin net ve açık bir şekilde karar verememesi.

-iş ve yaşam dengesinin istenmeyen sorunlar yaratması

-Gelişime açık yönlerin değerlendirilmesi.

-Bilgi, beceri, güven ya da kaynaklarda var olan eksikliklerin kişiyi zorlamaya başlaması.

-Yaşam kalitesinin artırılması.

-Alternatif yollar görmek ve bunların test edilmesine ihtiyaç duyulması.

-Ulaşmak istenen hedefleri keşfetmek, netleştirmek ve uyum sağlanması.

Gibi konularda koçluk hizmeti alınması tavsiye edilir.

AGRESİF ARILAR "LÖSEMİ İSE BİR ÇARESİ VAR" PROJESİYLE
KRİSTAL ELMA’YI KAZANDI!


Fresenius Medical Care'in koşulsuz desteği ve Lösemi Lenfoma Miyelom Derneği’nin öncülüğünde, lösemi hastalığı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla başlatılan "Lösemi ise Bir Çaresi Var" projesi, Kristal Elma’da ödül kazandı. Kreatif tarafını Agresif Arılar Reklam Ajansı’nın, PR tarafını ise Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nın yönettiği proje, Kristal Elma’nın medya kategorisinde “Özel Etkinlik Kullanımı” alanından gümüş ödüle layık görüldü.

Lösemi hastalığına dikkat çekmek ve daha çok kişinin bu hastalıkla ilgili bilgilenmesini sağlamayı amaçlayan “Lösemi ise Bir Çaresi Var” projesi Türkiye’nin reklam ve pazarlama sektörünün en köklü yaratıcılık yarışması Kristal Elma’dan ödül ile döndü.

Kreatif tarafını Agresif Arılar Reklam Ajansı’nın, PR tarafını ise Dilan Baransel İletişim Danışmanlığı’nın yönettiği “Lösemi ise Bir Çaresi Var” projesi, Türkiye’de birçok ilke imza atarak büyük ses getirdi. 

Fresenius Medical Care'in koşulsuz desteği ve Lösemi Lenfoma Miyelom Derneği’nin öncülüğünde, lösemi hastalığı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla başlatılan "Lösemi ise Bir Çaresi Var" projesi, Kristal Elma kazandı. Proje, Kristal Elma‘nın medya kategorisinde “Özel Etkinlik Kullanımı” alanından gümüş ödüle layık görüldü.

Kazandığı ödüller ve elde ettiği başarılarla adından bahsettiren Agresif Arılar Reklam Ajansı’nın lösemi hastalığı ve kök hücre bağışına dikkat çekmek için Anadolu Efes’in Khimki Moskova ile oynadığı EuroLeague maçının devre arasında gerçekleştirdiği kan kanseri ile mücadele dansı maçın oynandığı gün seyirciler tarafından da büyük beğeni topladı.

100 Kriteri Yerine Getirdiler, Covid-19 Güvenilirlik Sertifikası Aldılar

Türkiye’de ticaret bakanlığının da desteklediği sertifikalar arasında bulunan Temos Covid-19 Güvenilirlik sertifikasına Türkiye ve Dünya’da sahip olan ilk estetik hastanesi Vanity Estetik oldu!

Vanity Estetik, Temos Covid-19 Güvenilirlik sertifikası için gerekli olan 100’e yakın kriteri başarıyla geçerek Türkiye’de ve aynı zamanda Dünya’da Covid-19 Güvenilirlik sertifikası almaya hak kazanan ilk Estetik merkezi unvanına sahip olmuş oldu.

Almanya’da 2010 yılında kurulan TEMOS, sağlık alanında hizmet veren kuruluşlara tıbbi ve hizmet kalite alanında kendilerini geliştirme fırsatı sunan bir akreditasyon şirketidir. Dünya genelinde 13 ülkede ofisi bulunan TEMOS, pandemi ile birlikte sağlık sektöründe covid-19 önlemleri alarak kendilerini geliştirmek isteyen hastaneler için korona virüs tedbirleri kapsamında 8.sertifikasyon programı olan Covid-19 Güvenilirlik sertifikası vermeye başladı. Türkiye’de toplam 8 firma TEMOS’un sertifika programına katılmış olmakla birlikte Covid-19 Güvenilirlik sertifikasına toplamda 6 özel hastane sahip olurken Vanity Estetik’te bu sertifikayı alarak Türkiye ve Dünya’da alan ilk ‘’estetik merkezi’’ oldu.

Vanity Estetik kurucusu ve birçok uluslararası prestijli sertifikaya sahip olan Op. Dr. Güray Yeşiladalı, süreçleri başarıyla tamamladıkları için çok mutlu olduğunu ve bu zorlu pandemi döneminde her şeyden önce hastalarının sağlığını düşündükleri için gereken önlemleri sürecin en başından beri aldıklarını belirtti. Dışarıdan özerk bir kurum tarafından isteyerek bir denetime tabii tutulduklarını ve bu süreç sonunda 100’e yakın kriteri başarıyla tamamlayarak sertifika almaya hak kazanan Dünya’da ilk estetik hastane oldukları için çok gururlu olduğunu iletti. Vanity Estetik olarak aldıkları sertifika süreci sonrasında TEMOS’un kendilerine yaptıkları geri bildirimlerin de çok değerli olduğunu, daha fazla hasta memnuniyeti ve güvenilirliği için gereken önlemleri almaya devam edeceklerini belirtti. Türkiye’nin estetik turizminde çok önemli bir konumda olduğunu ve pandemi döneminde de Covid-19 ile ilgili önlemleri alarak tüm dünyadan hasta ağırlamaya devam ettiklerini söyleyen Dr. Güray Yeşiladalı: "Hastalarımızın bize olan güvenini belgelendirmek ve bizi tercih etmek isteyen hastalarımızın da gönül rahatlığı ile bizlerle iletişimde olmasını istedik."

Coronavirüs inme ve kangren vakalarını arttırdı.

İngilterede yapılan araştırmalar coronavirüsün inme riskini 6 kat arttırdığını söylerken Dr. Kalko inme ile birlikte kalp krizi ve kangren vakalarında artış gözlemlediklerini ifade ederek kan sulandırıcıların ise hayati rol oynadığının altını çizdi. 

Tüm dünyada can almaya devam eden coronavirüs pek çok farklı rahatsızlığı da tetikleyebiliyor. İngiltere'de yapılan araştırmalar sonucunda her 100 hastada 2-3'ünde inme görüldüğü ifade edildi. Konu ile alakalı açıklama yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko coronavirüsün ilk görüldüğü tarihten itibaren inme, kalp krizi, elde ve ayakta kangren şikayetleri ile başvuran hasta sayılarında ciddi bir artış olduğunu belirtti. Dr. Kalko," Covid-19 hayatımıza girdiği ilk günden itibaren bilim camiası olarak o kadar yabancıydık ki bu virüse. Vücuda girdiği zaman tam olarak nelere neden oluyor, kısa vade ve uzun vadede vücuda etkileri neler? Hiçbirini bilmiyorduk. Fakat zamanla salgının etkilerini ve tedavide etkisi olan faktörlerini daha net görmeye başladık. Covid-19'da özellikle tromboemboli dediğimiz pıhtı atma, pıhtılaşmaya eğilim maalesef çok yükseliyor ve ölüm sebeplerinde neredeyse bir numaraya çıkıyor. Coronavirüs vakaları görülmeye başladığı günden itibaren ayağında kangren gelişen, kol damarı tıkanan ya da şah damarı tıkanıp felç olan çok fazla hasta başvurmaya başladı. Ortak hikayeleri de çoğu Covid-19'a yakalanıp yoğun bakıma girip iyileşmiş hastalar ancak bir şekilde ayağı, kolu, eli kangren olmuş. Bunun sebebi insanlarda kandaki pıhtılaşmayı gösteren ve emboli riskini gösteren D- dimer değerlerinin çok yükseliyor olması." dedi.

"Kan sulandırıcı kullananlarda pıhtı atma riski düşüyor."

Coronavirüs tedavisinde kan sulandırıcıların çok büyük rol oynadığını ancak bunların kesinlikle bilinçsiz alınmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yusuf Kalko sözlerine şöyle devam etti. 

"Covid öncesi kan sulandırıcı alan damar hastalarında tromboemboli riski, pıhtı atma riski ya da pıhtılaşma riskinin kan sulandırıcı almayanlara göre çok düşük olduğu saptanmış. Bu konuda artık yayınlar da var. O yüzden Covid geçiren bütün insanların tedavi sırasında kan sulandırıcı alması hayati öneme sahip. Mide rahatsızlığı bulunmayan kişilere ise mutlaka aspirin almalarını öneriyorum. Ancak burada da şu noktaya çok dikkat etmemiz gerekiyor: Mide rahatsızlığı olanlar kesinlikle kafalarına göre aspirin alamamalı. Bir diğer riskli grup da kontrolsüz yüksek tansiyon hastaları. Bu hastalar da doktoruna danışmadan asla aspirin almamalı. Bu grup dışında kalan insanlar mutlaka aspirin almalılar. D-dimer 600'ün üzerinde olanlar göbekten kan sulandırıcı iğne yaptırmalılar . Bu pıhtılaşmayı veya akciğere pıhtı atmayı önleyecektir."

"Hareketsiz kalmayın."

65 yaş üstü hastalara günlük hayata dair önemli tavsiyelerde de bulunan Kalko,"65 yaş üstü virüsü taşımayan ya da bulaş ihtimali olmayan hastaların yürümeye ve egzersize ihtiyacı var. Bu hastaların çoğunun göbek yağı çok fazla, çoğu kalp-damar hastası, tansiyon hastası, şeker hastası... Kalabalıktan uzak mümkünse açık havada kısa kısa yürüyüşler yapmaları çok önemli. Toplu taşımadan, kalabalık ortamdan uzak dursun bu insanlar. Kalabalıktan uzak yerlerde yürüyüş ve egzersiz bu yaş grubu için çok önemli. Maskelerini takıp dışarıda, kalabalığın olmadığı yerde temiz hava almalarında hiçbir sakınca yok. 

Bir diğer dikkat çekmek istediğim konu da beslenme hataları. Pandemide insanlar makarnaya, böreğe, çöreğe, keke, tatlıya fazla eğilim gösteriyorlar. Avuç avuç kuruyemiş tüketmek de doğru bir hareket değil. Günde bir avuç içini dolduracak kadar ceviz ya da çiğ badem faydalı olabilir ancak bunun fazlası kilo ve yağlanmaya neden olacaktır. Ayrıca unlu ve şekerli mamüller de vücuttaki iltihaplanmayı artırır bunu unutmayın. Olabildiğince mevsim meyvesi ve sebzesi tüketin, Akdeniz usulü beslenin, haftada bir veya iki balık ve et tüketin." ifadelerini kullandı.

SİNOZ, Son Nokta Teslimatı Projesi ile ödüle layık görüldü

Kurulduğu günden bu yana gerek ürünleri gerek marka değeri ile pek çok ödülü göğüsleyen SİNOZ’a bir ödül de Atlas Lojistik Ödülleri jürisinden geldi. Atlas Lojistik Ödülleri tarafından SİNOZ Kozmetik – Son Nokta Teslimatı Projesi ile ‘Jüri Özel Ödülü’ ne layık görüldü.

Pandemi döneminde sergilediği başarılı çalışmaları, hızlı uygulamaları ve kurduğu kendi lojistik alt yapılanması ile göz dolduran Türkiye’nin yerli kozmetik markası SİNOZ, ödüllerine Atlas Lojistik ‘Jüri Özel Ödülü’nü de ekledi. 81 ilde aynı gün teslimat hedefiyle başladığı projede 50 ile ulaşan, kurduğu cep depolarla istihdama katkı sağlayan SİNOZ, siparişini kısa sürede teslim alan müşterilerinin memnuniyeti sayesinde bu özel ödüle layık görüldü. Pandemi ile birlikte kendi ürünlerinin dağıtımını teslimatın aynı gün gerçekleşmesi için kendisi üstlenen SİNOZ, başarılı çalışmaları ile övgülerin yanı sıra ödülleri de ekliyor.