İŞ GÖREMEZLİK RAPORUNU ARTIK FİLYASYON EKİPLERİ VERECEK

Covid 19 hastalarının ve temaslılarının karantinada bulundukları süreç içinde gereken raporları Filyasyon ekipleri tarafından verilecek.

Pandeminin başından itibaren, özellikle karantinaya alınması gereken çalışanlar açısından izin sorunu sıkıntısı yaşanıyordu. Vatandaş, raporu almak için hastane ya da aile sağlığı merkezlerine gitmekteydi. Virüsün yayılımını önlemek için pandemi sürecinin başından itibaren sahada aktif çalışan filyasyon ekipleri artık hastalara ve temaslılara izole olmaları gereken süre boyunca ihtiyaçları olan iş göremezlik raporu yazabilecek.


İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED)’den yapılan yazılı açıklamada, temaslı veya pozitif vakaların izolasyonlarının sağlanmasını salgının önünü kesmek için en öncelikli önlem olarak tanımladıkları belirtilerek, şu bilgiler paylaşıldı:

“Pandemi boyunca yaptığımız uyarıların en önemli maddeleri arasında, bu kişilerin iş yerlerinden rapor talep edildiği, dolayısıyla bu raporları almak için evden çıkıp sağlık kuruluşlarına, en çok da aile hekimlerine gittiklerini, bu şekilde çok sayıda bulaşa sebep olduklarını dile getirmiştik. Karantina listesindeki kişilerin SGK’ya otomatik olarak bildirilerek raporlu sayılabilecekleri ya da Filyasyon ekibine bu yetki verilerek bu bulaşın önlenebileceğini belirtmiştik. Bakanlık tarafından bu talebimizin salgının 7. ayında da olsa yerine geldiğini görmekteyiz. Filyasyon ekiplerinin kullandığı FİTAS (Filyasyon Takip Sistemi)ne eklenen rapor sekmesi ile sorun bir şekilde çözülmüş oldu. Covid19 nedeni ile karantinaya alınan vatandaşlarımızın iş yerlerine vermek için ihtiyacı olan raporlar 02.10.2020 tarihinden itibaren filyasyon ekiplerince verilebilecek ve vatandaşların karantinalarını bozmalarına gerek kalmayacak. İzolasyondaki vaka ve temaslıların istirahat raporlarının oluşturulması FİTAS-SGK entegrasyonuyla sağlanmıştır. Bu sayede danışman doktorlar e-raporları FİTAS üzerinden oluşturabilecektir. Oluşturulan istirahat raporları SGK tarafından sonuçlandığında kişilere bilgilendirme SMS’i gönderilecektir. Vatandaşlar raporlarına e-Nabız ve e-Devlet Kapısı üzerinden erişebilecektir.” 

DENİZDEN GELEN MUCİZE İLE DAİMA GENÇ KALIN

Denizden gelen mucize, içeriğinde deniz yosunu bulunan L’actone Life Spirulina, hücrelerinizi yeniler ve dokularımızın onarımı destekler. Her zaman genç görünmemizi sağlar. Veganlar için çok önemli bir demir kaynağıdır.  Protein oranı yüksek olduğu için kas kuvvetini ve dayanıklılığı arttırır.  Yüksek LDL kolesterolü normal seviyelere gelmesine yardımcı olur. C vitamini ve selenyum acısından zengin olduğu için yaşlanma karşıtı bir takviyedir. Hafıza kapasitesini arttırır.

Deniz Yosununun Faydaları

*Yaşlanma karşıtı antioksidanlar ve

*Doğal antiviral bileşenler içerir.

* Kireçlenmeye iyi gelir.

* Zayıflatır

* Tümörü önlemeye yardımcıdır.

COVID-19, SOĞUK ALGINLIĞI, ALERJİK RİNİT VE GRİP…
 

BENZER SEMPTOMLAR, FARKLI HASTALIKLAR

Havaların soğumasıyla birlikte artan grip, soğuk algınlığı ve alerjik rinit rahatsızlıklarında nezle şikayetlerinin görüldüğünü belirten Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Ethem Şahin, COVID-19 semptomları ile birbirlerine benzeyen ancak basit farklarla ayrıştırılabilen bu dört rahatsızlıkta gerektiğinde yapılacak basit hızlı test ile tanı hemen konulabilir” dedi.

Coronavirüs, Coronaviridea ailesinden, insanlarda basit soğuk algınlığından ciddi zatürreye gidebilecek spektrumda hastalıklara yol açabilen bir virüs olarak karşımıza çıkıyor. İnfluenza (grip) virüsü, yine nezle semptomları ve akciğer enfeksiyonuna yol açabilen Orthomyxoviridae ailesinden bir virüs. Soğuk algınlığı virüsünün ise %30-80 arasını, Picornaviridea ailesine bağlı Rhinovirüs oluşturuyor. Alerjik rinit bunlardan tamamen bağımsız genetik geçişli bağışıklık sisteminin bir hastalığı olarak biliniyor.

Bu dört durumun da nezle şikayetlerine yol açabileceğini belirten Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ethem Şahin konu hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Dört durum da hastalarda başta burun akıntısı, boğaz ağrısı, öksürük ve hafif ateşe yol açabilir. Fakat nezlenin en sık görülen sebebi soğuk algınlığı virüsüdür. Alerjik rinit ise ateş yapmaz.Kişi bahar aylarında geçmişte de olan alerji şikayetlerine (sık hapşırma, burun kaşıntısı, sulu burun akıntısı, öksürük) sahipse ve kendini bu anlamda biliyor ise zaten virütik hastalıklardan endişe etmesine gerek yoktur. Fakat alerjik rinit hastasının şikayetlerine ateş, yoğun öksürük, kas ağrısı, baş ağrısı ve halsizlik eşlik ediyor ise ve geçmişte benzer şikayetleri yaşamamış ise mutlaka doktora viral hastalıkların ayırıcı tanısı için başvurmalıdır.Alerjik rinitte ateş, yoğun kas ağrısı ve boğaz ağrısı olmaz.”

SOĞUK ALGINLIĞINDA NEFES DARLIĞI OLMAZ

Soğuk algınlığında ise çoğunlukla 4-5 günde iyileşmeye başlayan boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı yine sulu burun akıntısı, baş ağrısı ve çok yüksek olmayan ateş görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Ethem Şahin sözlerine şöyle devam etti: “Soğuk algınlığında nefes darlığı olmaz, kas ağrısı çok çok hafiftir ya da hiç yoktur. Kişinin başka bir akciğer problemi yok ise hastalık aşağı inip akciğer enfeksiyonuna yol açmaz. Verilecek şikayet giderici ilaçlar, biraz dinlenme ve bol sıvı alımı ile hastalık birkaç günde iyileşme sürecine girecektir.Grip ise biraz daha ağır seyreder. 38 derece üzerinde ateş, baş ağrısı, yoğun kas ağrısı ve bitkinlik, sık sık kuru öksürük çoğunlukla vardır. Ama burun tıkanıklığı sulu burun akıntısı veya sık hapşırma yok denecek kadar azdır.Grip virüsü de akciğerde ölümcül olabilecek zatürreye sebep olabilir.

Birbirine çok benzeyen ancak basit farklarla ayrıştırılabilen bu dört rahatsızlıkta gerektiğinde yapılacak basit hızlı test ile tanı hemen konulabilir.

MASKE, SOSYAL MESAFE VE KİŞİSEL HİJYEN KURALLARINA UYARAK HASTANEYE GİDİN

Şu andaki bilgilere göre coronavirüste en sık görülen şikayetlerin ateş (39-40 dereceyi bulabilir), 2-3 hafta süren halsizlik kas ağrısı,sık sık kuru öksürük, baş ağrısı, nefes darlığı, tat ve koku alamama olduğunu belirten Şahin, “Bu günlerde nezle ile beraber yoğun baş ağrısı, ateş ve öksürük var ise maske, sosyal mesafe ve kişisel hijyen kurallarına uyarak hastaneye gidilmesinde fayda var” dedi.

Kadınlarda En Sık Tercih Edilen Genital Estetik Operasyonları

Estetik ihtiyacı kişinin kendine olan özen göstergelerinden biridir. Çünkü güzel bir görünüm, kişinin kendine olan özgüvenini de beraberinde getiriyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. İlknur İnegöl kadınlarda genital estetik ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Kadınlar neden genital kozmetiğe ihtiyaç duyuyor?

Günümüzde sosyal medya ve reklamlar bu konuda çok etkilidir. İlişki sorunları, cinsel sorunlar ve fonsiyonel anatomik sorunlar kişiyi genital estetiğe yönlendirir. Şu bir gerçektir ki; kadında genital estetiğe karar verirken, görünümü düzeltirken mutlaka cinsel konforu ve fonksiyonu da bozmadan karar vermek gerekir.

Kadınlarda en çok uygulanan genital estetik işlemleri neler?

Kadınlarda en sık uygulanan genital estetik işlemleri yaş ve sosyoekonomik duruma göre çeşitlilik gösterir. Özellikle evlilik ve doğum yapmış kadınlarda;

  • Genital bölge gençleştirme,
  • Renk açma,
  • Vajen daraltma veya sıkılaştırma,
  • Dudak küçültme (labioplasti),
  • Dudak dolgunlaştırma,
  • Epizyo hattını düzeltilmesi gibi işlemler yapılır.

Bu tarz işlemler kadının hayat kalitesini ve konforunu düzelten işlemlerdir.

Vajinoplasti (Vajina Estetiği)

Vajen daraltma ve sıkılaştırma işlemidir. Sık doğum ve zor doğum hikâyeleri vajenin genişlemesine ve tonusunun kaybına ve kasların gevşemesine neden olabilir. Bu cinsel yaşam kalitesini de bozar. Buna idrar kesesinin sarkması ve idrar kaçırma şikâyetleri de eklenebilir.

Vajen daraltma işlemi genel anestezi altında uygulanan kısa süreli bir işlemdir. Hasta kısa sürede normal yaşamına geri döner.  İdrar kesesinde sarkma ve idrar kaçırma gibi şikâyetleri de varsa aynı seansta tedavisi yapılabilir.

Labioplasti (Labium Estetiği- Büyük ve Küçük Dudaklara Yapılan Müdahaleler)

Labium adı verilen dudaklar dış genital bölgeyi oluşturan labium majus (büyük dudak) ve labium minus (küçük dudak) olarak adlandırılır. Labiumlar bazen doğuştan büyük veya asimetrik olabilir. Zaman içinde kişisel özelliklere bağlı olarak ya da yaşa bağlı sarkmalar, uzamalar görülebilir. Bu da görüntü bozukluğuna neden olur. Özellikle mayo ve bikini giyildiğinde kabartı oluşturması kişiyi rahatsız eder. Labioplasti ile bu rahatsız edici görüntü düzeltilebilir ve hasta kısa sürede günlük yaşantısına geri döner.

Doğum Sonrası İzlerin ve Yırtılmaların Onarılması

Doğum sonrası epizyo hattındaki kötü yara iyileşmeleri, düzensiz görünüm, estetik olarak düzeltilebilir.

Dudak Dolgunlaştırma İşlemleri

Zaman içinde yaşa bağlı olarak dudaklarda atrofi yani ciltte gevşeme ve yağ dokusunda azalma olabilir. Bu bölge kişinin kendi yağ dokusuyla veya dolgu malzemeleri ile dolgunlaştırılıp, daha diri bir görüntü sağlanabilir.

Genital Bölge Gençleştirme

PRP, mezoterapi, leke tedavisi ve koyu renk giderilmesi ile cildin tazelenmesi ve gençleştirilmesi de mümkündür. Kişinin ihtiyacına göre, dolgu ile birlikte bu işlemler de beraberinde yapılabilir. Kadınlarda genital estetik, kişinin hayat kalitesini ve yaşam konforunu artıran işlemlerdir. Kısa süreli olması ve kişinin kısa sürede günlük yaşantısına dönebilmesi, estetik operasyonlarının avantajları arasındadır. Ancak hangi hastaya hangi genital kozmetik yapılacağına karar vermeden önce hastanın şikâyetleri ve beklentileri iyi sorgulanmalı ve ona göre karar verilmelidir.

KAMPOTU’DAN YÜZDE YÜZ YERLİ SERMAYELİ YENİ TESİSİNDE GÜVENLİ ÜRETİM!

COVİD-19 İLE MÜCADELE KONUSUNDAKİ ÖNLEM VE UYGULAMA KAPSAMINDA GIDA TAKVİYESİ ÜRETİMİNDE TSE GÜVENLİ ÜRETİM BELGESİ

*Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD) tarafından yaptırılan bir anket, koronavirüs sürecinde gıda takviyeleri kullanımının arttığını ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 71'i koronavirüs döneminde bağışıklığını artırmak için gıda takviyesi kullandığını belirtirken, yüzde 37'si bu dönemde gıda takviyelerine daha fazla güvendiğini söyledi. Bu durum tüketicilerin gıda takviyesi üreticilerinin yasa ve yönetmeliklerine olan uygunluğu ve üreticilere olan güveni sorgulamalarına neden oldu. 2012 yılından bu yana insanlara daha sağlıklı ve daha doğal bir yaşam sağlamak amacıyla yola çıkan ve gıda takviyesi sektörünün öncü markalarından biri olan Kampotu; 2020 yılında faaliyete geçirdiği yeni üretim tesisinde %100 yerli sermaye ile üretimlerini gerçekleştirirken son olarak Covid-19 ile mücadele konusundaki önlem ve uygulamaları kapsamında TSE Güvenli Üretim Belgesi’ni de kalite güvence olarak sistemine ekledi.

Koronavirüs döneminde bağışıklığını arttırmak için gıda takviyesine olan ilgi arttı. Bu dönemde bağışıklığını arttırmak için gıda takviyesi kullananlar üreticilerin güvenirliliğini sorgulamaya başladı.

2012 yılında insanlara daha sağlıklı ve doğal bir yaşam sunmak için yola çıkan Kampotu; doğadan aldığı ilhamla tüketicileri için sağlıklı çözümler sunarak ihtiyacı olanları besin takviyeleri ile buluşturuyor. Mart 2020 tarihinde %30’unu üretim alanlarını %10’unu AR-GE çalışmalarının yapıldığı laboratuvarların oluşturduğu toplam 3600 metrekarelik yeni üretim tesisini faaliyete geçiren Kampotu bünyesinde barındırdığı Voonka, Voonka Beauty, Voonka Next ve Doctor Mito markaları ile tüketicilerin her türlü ihtiyacını karşılayan geniş ürün portföyü sunuyor.