DİJİTAL OYUN BAĞIMLILIĞI

Klinik psikolog Ceyda Terlemez, Her yaşta ve her cinsiyette görülmekte olan oyun bağımlılığının net olarak bir tanımı bulunmamaktadır diyerek Dijital Oyun Bağımlılığı hakkında akıllarda kalan soruyu cevapladı.

Pandemi döneminde herkesin evinde vakit geçirmesinden kaynaklı olarak dijital oyun bağımlılığı gittikçe artmaktadır. Her yaşta ve her cinsiyette görülmekte olan oyun bağımlılığının net olarak bir tanımı bulunmamaktadır. Ancak tanımlamak gerekirse koyduğunuz süreden daha fazla karşı konulamadan vakit geçirme olarak tanımlayabiliriz.

Oyun bağımlılığı diyebilmemiz için semptomların bir yıl içinde en az 5’inin görülmesi gerekmektedir.

Bu semptomlar nelerdir:

• Oyun oynarken gereğinden fazla vakit geçirme

• Oyun oynamanın mümkün olmadığı zamanlarda üzüntü, endişe, gibi semptomların görülmesi

• Oyun süresini azaltamama ve tolerans geliştirme

• Oyuna karşı koyamayıp, oyundan çıkamama

• Yaşantısında daha önce yaptığı faaliyetleri yapamayıp, aktivitelere karşı ilgi kaybetme

• Etrafında yaşanan sorunlara rağmen oyun oynamaya devam etmek

• Yaşadığı olumsuz ruh hallerini unutmak ya da hafifletmek adına oyun oynamaya devam etmek

Sağlıklı yaşama sahip olan kişilerin oyun oynamasının olumlu etkilerinin olduğu araştırmalar sonucu bulunmuştur. Bireylerde duygusal rahatlama söz konusudur. Ancak bunun yanında kontrol kaybedilince bağımlılık konusundan söz edilebilir.

Dijital oyunların çocuklar üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkenleri vardır.

Olumlu Etkenler

Çocuklar oyun oynarken motor gelişim becerilerinde gelişim gözlemlenmektedir.

Oyun oynarken çocuklar ortak çalışmayı öğrenir ve bunun yanında pratik problem çözme ve karar verme becerileri gelişmektedir.

Bakıldığında çocukların oyun kazanmayla birlikte kendine olan güveni de artmaktadır.

Odaklanma ve plan yapma becerileri gelişmektedir.

Olumsuz Etkenler

Oynanan oyun türleri çocuklar üzerinde etkisi oldukça fazladır. Şiddet içeren oyunlar çocuklar üzerinde öfkeli ve saldırgan davranışlar sergilemektedir.

Tablet/ bilgisayar/ telefon üzerinden oynanan oyunlar çocukların sosyalleşmesini engellemektedir.

Oyun başında geçen zamandan kaynaklanan birçok rahatsızlıklar meydana gelmektedir. Çocukların oyun başında yemek yemesi yemeğin tadının, doyduğunun farkına varmayışıyla ilgili obezite görülmektedir.

Oyun başında geçen zamanlarda çocukların okul başarısında düşüşe neden olup okulu bırakmalarına neden olmaktadır.

Nasıl Önlenir?

Öncelikle çocuğunuzla iletişiminizin kuvvetli olması gerekir. Bilgisayar/ tablet üzerinden oynanan oyunlar yerine beraber yapabileceğiniz aktivitelere yönlendirebilirsiniz.

Herhangi bir olay sonucu çocuğunuzu dijital oyunla ödüllendirmeyin. Ama bunun yanında istemediğiniz bir davranışı sergilediğiniz de cezalandırmayın.

Çocuğunuzun hangi oyunları oynadığı kontrol edebilirsiniz. Kendisine oynaması için ortak karar alarak bir saat dilimi belirleyebilirsiniz.

Çocuğunuza çok fazla oyun oynuyorsun derseniz ve sizde gereğinden fazla telefonda / tablette vakit geçiyorsanız söylediğiniz sözlerin bir önemi kalmayacaktır. O söylediğiniz durumları sizin de yapmamanız gerekmektedir.

Çocuğunuz size bir şey anlatırken onu iyi dinlemelisiniz. Böylelikle sağlıklı bir iletişiminiz olacaktır.

AUTHENTIC BEAUTY CONCEPT’TEN SİZİ “SİZ” YAPAN NOTALARLA VEGAN EAU DE TOILETTE…

Nasıl ki her parmak izi eşsizse, vücudunuzun da kendine özgü, eşsiz bir kokusu var. Özenle seçilmiş saf içeriklerden oluşan vegan saç ürünleri markası AUTHENTIC BEAUTY CONCEPT, şimdi ilk Eau de Toilette'i ile sizi "siz" yapan notaları ön plana çıkartarak eşsiz bir kokuya sahip olmanızı sağlıyor. Markanın ilk vegan saç ve cilt parfümü Eau de Toilette, salon müşterilerine saçın ötesine geçen bir deneyim yaşatıyor ve tüm duyuları unutulmaz bir farkındalık ile birbirine bağlamayı başarıyor.

Yeni Eau de Toilette, AUTHENTIC BEAUTY CONCEPT’in şekillendirme serilerinde bulunan imza kokusunu baz alıyor. Beyaz çiçeklerin, mor menekşenin ve temizlik notalarının büyüleyici kokusunu harmanlayarak duyuları harekete geçiriyor. Bu saf ve ferah parfüm, şıklığı ve baskın karakteri net, feminen bir görünümle dengeliyor.

PANDEMİ DÖNEMİNDE DOĞUM YAPMAK

Dünyanın en kutsal mesleği ANALIK….

Ataşehir Florence Nightingale Hastanesi’nden, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Yasemin Yakut anne adaylarının yaşadığı süreçlere dikkat çekiyor;

Kadın gebe kaldığı andan itibaren gebelik hormonları aktif olarak hakim olduğu için analık duygusu anında başlıyor!

Anne adayını adet gecikmesi olunca bir heyecan sarıyor ve bu heyecan inanın başlangıçtan bebeği kucağına alıncaya kadar hiç bitmeden ve hatta duygu giderek çoşarak,  artarak devam ediyor. Gebelik kesesinin görüldüğü mucize an, kese içinde embiryo ve kalp atışı görülünce taçlanıyor. Ultrason da embiryo dediğimiz bebeğin ilk hali bildiğiniz fasulye tanesi kadar. Kalp atışının görülmesi ve sesinin duyulması anılarda özel bir yer alıyor.

Zaman içinde bebek büyüyor ve ultrason da eli, ayağı, başı, gövdesi görülebilir anne baba tarafından daha anlaşılır hale gelince bu sefer bebeğe özlem başlıyor. Bir sonraki muayene iple çekiliyor hatta zamanından önce gelmek için dilekler başlıyor ve gerçekten çok özledik sözcükleri dökülüyor. Bebeğin gelişimi sağlıkla tamamlanırken bebeğin anne karnın da ki hareketi o ana kadar yaşanmamış bir duygu olarak ifade ediliyor ve anne bebek arasında ki bağ daha da güçleniyor.

MEME KÜÇÜLTME AMELİYATI ESTETİK Mİ SAĞLIK MI?

Meme küçültme ameliyatı hakkında Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Eser Aydoğdu’dan bilgi aldık.

En sık yapılan meme estetiklerinden biri olan meme küçültme ameliyatı ihtiyacı olan kadınlar için bu konudaki sıkıntılardan büyük bir kurtuluş yoludur. Vücut orantısına göre büyük memeler  en çok bel ve sırt ağrıları, sürtünme nedeniyle oluşan tahriş ve pişikler, kıyafet seçememe, ağırlık nedeni ile sütyen askısı izleri oluşması, çok ileri vakalarda dolaşım bozukluklarına sebep olmaktadır. Sağlık dışında da kıyafet seçememe ve görüntü olarak da kişiyi mutsuz eder.

Meme ameliyatları vücut gelişiminin tamamlanmasından itibaren yapılabilir. Öncesinde doktorun tercihine göre meme ultrasonu veya mamografi çekilmesi ileriki yıllarda değerlendirme açısından sağlıklı olur. Ameliyat öncesi değerlendirmede kişinin vücut ölçüleri ve isteğine göre meme değerlendirilir. Daha sonra yapılacak teknik belirlenir. Ameliyat ters T ve lolipop şeklinde olmak üzere 2 şekilde yapılır. Ters T tekniği meme altı kesisi ve meme başından ucuna uzanan tek bir çizgi kesisi ile olur. Lollipop tekniği ise meme ucunun halka şeklinde kesilmesi ve meme altına uzanan tek bir çizgi hattı ile yapılır. Her iki teknikte de fazla cilt ve meme dokusu çıkarılarak istenilen büyüklüğe ulaşmak hedeflenir. Ameliyatta amaç meme ucu sinirleri ve süt kanallarını korumak olsa da bazen meme büyüklüğü nedeni ile bu bölgeler operasyondan etkilenebilir. Ameliyatın tekniğine göre memede izler görülür. Eğer yara iyileşme sorunu yoksa, hasta sigara kullanmıyorsa ve ameliyattan sonra yara izi için kremlerine zamanında başlayıp düzenli kullandıysa yaklaşık 1 sene sonra ince ve şeffaf izler kalır.

Ameliyat sonrası dönemi genelde ağrısız ve rahat geçer. Doktorun verdiği ilaçlar ağrıyı rahatlıkla baskılar. Operasyondan yaklaşık 1 hafta sonra kişi rahatlıkla işe dönebilir. Kişinin yaşam kalitesi operasyon sonrasında hızla yükselir.

Çocukların korkuları normal mi?

Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Çocuğunuzun korkularından endişe ediyor ve korkusunun normal olup olmadığını merak ediyorsanız o halde bilmelisiniz ki; çocuklar her yaş döneminde farklı korkular yaşar.

Örneğin; 1 yaşlarındaki bir bebek yabancılardan korkar. 2 yaşlarındaki bir çocuk yüksek sesten, 5 yaşlarındaki bir çocuk karanlıktan ve hırsızlardan korkar. 7 yaşlarındaki bir çocuk da hayali varlıklardan korkmaya başlar. Ergenliğe erişen çocuğun korkuları ise daha çok başkalarının kendisi hakkında düşünceleri ile ilgili korkulara yöneliktir.

Korkular gelişimseldir ancak çocuğun içinde bulunduğu duruma göre değişkenlik gösterir. Ailenin ve yakınların çocuğa olan yaklaşımı, çocuğun gelişimsel korkularını pekiştirerek kaygılara dönüşmesine neden olabilir.

Korku ve kaygı genellikle birbirine karıştırılır. Korku, şimdiki zaman içinde yer alır ve karşılaştığımız tehdit veya tehlike anında hissettiğimiz ve nesneye karşı olan duygudur. Kaygı ise gelecekteki ihtimallerden yani nesnesi olmayan ve kaynağı belirsiz olan süreğen hissettiğimiz korkudur.

Korku da diğer duygularımız gibi sağlıklıdır ve çocuğu da geliştirir. Korku duygusu çocuğa problemlerle baş etmeyi öğretir, çevre ile uyumunu kolaylaştırır ve tehlikelerden korur.

DÜNYA BÖBREK GÜNÜ’NDE COVİD-19 UYARISI!

PANDEMİ SONRASI SON DÖNEM KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ ARTIŞI KAPIDA!

Covid-19’un ilk görülmeye başlandığı günden bu yana bulaş durumu, tedavi protokolleri, aşı ve sonrasında mutasyon ile varyasyona kadar uzanan birçok gündem maddesi, tüm dünyayı meşgul etti ve etmeye devam ediyor. Tüm bu gündem maddelerinin gölgesinde ise sıklıkla olası organ hasarları yer aldı.

Tüm dünyada her yıl Mart ayının ikinci Perşembe günü,  çeşitli etkinliklerle ele alınan Dünya Böbrek Günü için, Türk Böbrek Vakfı’nın 2021 yılı gündemi ‘Covid-19 ilişkili Kronik Böbrek Yetmezliği’ oldu.

Geçtiğimiz yıllarda kalabalıklar içerisinde böbrek sağlığının korunmasına yönelik sayısız etkinlik ve çalışmayı hayata geçiren Türk Böbrek Vakfı, pandemi sonrası son dönem kronik böbrek yetmezliği artışının endişe verici boyutlara ulaşabileceğine ve alınabilecek önlemlere dikkat çekmeyi amaçlıyor.

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Covid-19’un farklı organlarda sekel bırakabileceği tıp camiasında zaman zaman dile getirildi. Vakfımızın nefrologlardan oluşan tıp üyelerinin yaptığı gözlemler ve dünyada yapılan farklı bilimsel çalışmalar, Covid geçirmiş, akut böbrek hasarı yaşamış kişilerin, pandemi sonrasında diyaliz hastası adayı olabileceğine işaret ediyor. Bazı vakalarda bu durumun böbrek nakline kadar gidebileceğini söyleyebiliriz. Bu ciddi risk tablosundan dolayı tüm sağlıklı bireylerin kişisel hijyenlerine dikkat etmeleri, maske ve mesafe kurallarına uymaları, bu hastalığa yakalanmamaları konusunda uyarıyoruz.  Hiç kimse ‘aman etkisi azaldı, grip gibi 15 gün yatarım hayatıma devam ederim’ demesin. Hastalığın uzun vadede yaratacağı kronik hastalıklar önlemleri elden bırakmamayı gerektiriyor” dedi.

Erk; “Covid’in tedavi süreci içinde ve sonrasında sıklıkla görülebilen akut böbrek yetersizliği, son dönem kronik böbrek yetersizliğinin önemli nedenlerinden biri. Bu tabloda, hastalığın uzun vadede kronik böbrek yetersizliği ve diyaliz hastası sayısında önemli artışa neden olacağını söyleyebiliriz.  Böbrekler üzerine dolaylı olabilecek bu etki, ancak önümüzdeki yıllarda rakamsal verilerle ortaya konulabilecektir” dedi.