OBEZİTELİ BİREYLER EN ÇOK KELİMELERLE YARA ALIYOR”

‘Rolüm Ağır, Peki Senin Rolün Ne?’ projesi başladı. Yapılan çalışmalar ile alanında ilk olma özelliğini taşıyan proje, obezitede ayrımcı davranışlar ve söylemler üzerine farkındalık yaratmayı hedefliyor ve toplumdaki herkese sesleniyor. Türkiye Obezite Araştırma Derneği (TOAD) bünyesinde gerçekleştirilen projenin detaylarını aktaran Prof. Dr. Deniz Sezgin, bu çalışma ile obeziteli bireylerin yaşadığı travmalara, hayal kırıklıklarına, ümitlerine ve hayata tutunma çabalarına dikkat çekmek ve onların sesi olmak istediklerini belirtti. Prof. Dr. Deniz Sezgin, obeziteli bireylerin en çok kelimelerle yaralandığının altını çizerek, kullanılan dil ve davranışlardaki her olumlu değişimin çok büyük etkiler yaratacağını da vurguladı.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Reklamcılık ve Tanıtım Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Deniz Sezgin, 2020 yılında başlattıkları araştırma ile, obezitenin sadece başka sağlık sorunlarına sebep olmadığını, aynı zamanda maruz kalınan damgalayıcı ve ayrımcı yaklaşımlar nedeniyle obeziteli bireylerin hayatlarının oldukça kısıtlandığını ortaya koyduklarını belirtti. Bu yaklaşımların obeziteli bireylerin toplumda zaman zaman ‘gizli engelliler’ olarak yaşamalarına sebep olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sezgin, “Obeziteli hastaların birer birey olarak görmezden gelinmesinin ve yalnızca sayılarla ifade edilmesinin önüne geçmek için toplumu birlikte mücadele etmeye davet eden proje, bu alanda yapılan ilk çalışma özelliğini taşıyor” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Deniz Sezgin, yaptıkları çalışmaların sonucunda ortaya çıkan ‘Rolüm Ağır - Obezitede Ayrımcılık ve Damgalama’ kitabı ile de obeziteli bireylerin yaşadığı bu zorlukları kendi ağızlarından aktardıkları bilgisini de sözlerine ekledi.

Yüze ve göz çevresine altın bakımı

Saf Altın parçacıklarıyla zamana meydan okuyun

Sinoz 2'li Altın Serum Seti

24K Altın Yüz Bakım Serumu ve 24K Altın Göz Çevresi Bakım Serumu'ndan oluşan Sinoz 2'li Altın Serum Seti ile yüzünüzün ve göz çevrenizin ihtiyacı olan bakımı sağlayın.

Kolajen, Hyalüronik Asit ve altından oluşan bileşimiyle yüz ve göz çevresi bakımı için ideal olan Sinoz 2’li Altın Serum Seti’ni kullananlar yüz ve göz çevrelerindeki fark edilir değişimden çok memnun olduklarını belirtiyor.

Ocean Yeşil Çay

Yeşil çay, küçük bir ağaç olan Camellia sinensis yapraklarından elde edilen çaydır. Yeşil çayın miktarca %80’inden fazlası flavonoidlerden oluşmaktadır.İçerisinde yer alan polifenoller arasında epigallokateşin gallat (EGCG) yeşil çayda en bol bulunan kateşin türüdür ve yeşil çayın temel etkinliğini sağlar. Çay olarak tüketildiğinde EGCG’ın biyoyararlanımı düşüktür ve vücuttaki etkinliğini göstermesi için günde 8 ile 16 fincan arası yeşil çay tüketmek gerekir. Bu sebeple yeşil çayın gıda takviyesi olarak tüketilmesi daha avantajlı olacaktır. 

ÜNLÜ ASTROLOG KAMERA KARŞISINA GEÇİYOR

Ünlü astrolog yasemin Türen, oyunculuk dünyasına adım attı. Derya Şen Akademisi'nde oyunculuk derslerine devam etmesine rağmen sinema filmi teklifi alan ünlü astrolog, prensipte el sıkıştı. Farklı bir karakter ile beyaz perde de olacağını dile getiren Yasemin Türen, karakteri çıkarırken asıl mesleğim astrolojiden destek alıyorum ifadesinde bulundu. 

COVID-19 Döneminde Aşısız Hamilelik Büyük Risk Taşıyor! 

Konser, tiyatro ve sinema gibi kalabalık faaliyetler ve şehirlerarası toplu taşıma araçlarına biniş öncesi aşısız veya aşısı tamamlanmamış kişiler için PCR testi zorunluluğu uygulaması 6 Eylül Pazartesi itibariyle yürürlüğe girdi.  Sadece 18 yaşının altındaki kişilerin muaf olduğu bu uygulamaya hamileler de dahil olmak üzere herkesin uyması bekleniyor. Bu durum hamile olduğu için aşı olmaktan kaçınan birçok anne adayı tarafından eleştiriliyor ancak uzmanlar hamilelikte aşı olmanın öneminin altını çiziyor. Academic Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum, Perinatoloji (Riskli Gebelik) Uzmanı Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak anne adaylarına önemli uyarılarda bulundu: 

“En başından beri söylüyorum hamilelikte COVID-19 ve bu virüse bağlı enfeksiyonlar çok daha ağır seyrediyor. Hamilelikte bağışıklık sisteminin zayıflaması, kan pıhtılaşmasına doğru bir eğilimin olması, bu tür faktörler nedeniyle özellikle hamileliğin son aylarında, doğuma yakın dönemde COVID-19'a yakalanan hamile kadınlar bu hastalığı daha ağır geçirdiğini net bir şekilde görüyoruz. Hepimiz Diyarbakır’dan gelen üzücü haberleri aldık.  2 Temmuz - 1 Eylül tarihleri arasında yaşları 26 - 35 arasında değişen 9 anne adayı tedavi gördüğü hastanede COVID-19 nedeniyle yaşamını kaybetmiş. Bu gebeliklerin hemen hemen hepsinin üçüncü trimesterde olduğunu görüyoruz. Çünkü gebeliklerinin 30 hafta ve üzerinde olduğu belirtilmiş. Sadece bu vahim tablo bile aşı olmayı reddeden hamilelerimize ders niteliğindedir. Nasıl yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite COVID-19 için bir risk faktörü oluşturuyorsa hamilelik de COVID-19 için bir risk faktörü oluşturmaktadır. Bu nedenle anne adayları hiç düşünmeden aşı olmalıdır.”

“Asılsız iddialara inanmayın”

Ne yazık ki Covid-19 aşılarının gebeliğe zarar verdiği ve düşük yapmaya neden olduğuna dair asılsız iddiaların hala daha internette dolaştığını ve anne adaylarının kendi arasında tartıştığını görüyoruz.  COVID-19 aşısı gebeliğe zarar vermez ve düşüğe neden olmaz asıl COVID-19 erken doğum riskini tetiklemektedir. Bu tarz endişeler taşıyan anne adayları sadece uzmanların açıklamalarıyla hareket etsinler.  

“Aşı olmaktan kaçınmayın”

Şu an için yapılmış olan çalışmalardan yola çıkarak aşıların hamileler için ölçümlenmiş bir olumsuzluk yaratmadığını belirten Prof. Dr. Kavak merak edilen konuya şu sözleriyle açıklama getirdi:

“Bilimsel veriler ışığında mRNA aşısının hamileler için olumsuz etkilerinin olmadığını söyleyebiliyoruz.  Hamilelere aşı uygulaması ilk olarak İsrail’de mRNA aşısı 2. ve 3. trimesterda uygulanarak başlanmıştı artık ülkemizde ve tüm dünyada hamilelere güvenle uygulanıyor. Çin aşısına gelince ise şahsi fikrim; cansız virüs aşısı olduğu için nasıl ki grip aşısını hamilelere yapıyoruz bu aşıyı da erken doğumları engellemek için uygulamak mümkün. Çünkü COVID-19’a bağlı erken doğum sık görülüyor. Anne adaylarını ve bebeklerini en çok kaybettiğimiz dönem olan 2. ve 3. trimesterde aşı yapılmasının bir problem olmadığı görüşündeyim. Hamileler tüm dünyada uygulanan ve Sağlık Bakanlığımızın da uygun gördüğü programda aşılarını olmaktan kaçınmamalıdır.”

“Gereksiz risklerden korunun”

Yürürlüğe yeni giren uygulamanın hamileleri kapsadığını belirten Prof. Dr. Kavak hamilelere tavsiyelerde bulundu; “Gebeler, kendilerini koruma konusunda çok daha dikkatliler. Tabii bebeklerini düşündükleri için tedbirlere çok daha iyi uyduklarını söyleyebilirim. Bu nedenle kalabalık ortamlardan bulunmaktan kaçınıyorlar. Bu durumda yürürlüğe yeni giren aşı kartı ve PCR zorunluluğu uygulamasının kendilerini çok etkilemeyeceklerini düşünüyor olabilirler. Ancak olası bir durumda aşı olmadığı için PCR testi vermek için hastaneye gitmek zorunda kalarak ekstra efor sarf edecekler ve her dışarıya çıktığımızda artan bulaş riskine gereksiz yere maruz kalacaklar. Ayrıca ilk gebeliğini yaşamayan birçok hamile var. Yüz yüze eğitimin başladığı bu dönemde evde okul çağında bir çocuğun olması da bir risk faktörüdür. Bu nedenle anne adayları aşılanarak gereksiz risk faktörlerinden korunacaklardır.”

“Aşının yanında D vitamini şart”

Son zamanlarda D vitaminin de COVID-19’a karşı destekleyici bir etkisi olduğu yönünde birçok görüş ortaya konuldu. Anne adayları aşı olmanın yanında bu dönemde sağlıklı bir hamilelik geçirmek adına D vitamini konusunda hassas davranabilirler.  Eskiden biz D vitaminini hamilelikte taramazdık. Hamilelikte taranan rutin testler arasında değildi. Bugün artık gebe kalmayı planlayan kadınlarda hamileliğin ilk üç ayında kandaki Vitamin D seviyesine baktırmak şart. Çünkü yaşadığımız ülke güneşli bir ülke olmasına rağmen maalesef Türk toplumunda özellikle D vitamini seviyesi çok düşük. Bu yüzden hamilelik planlanılıyorsa D vitaminine özellikle baktırılmalı. Hamilelik boyunca da Vitamin D takviyesi alıp 50’nin üzerine çıkarmakta büyük fayda var. D vitaminini özellikle K vitaminiyle kombine olarak kullanmak daha doğru ve yararlı. Hamilelikte de bu şekilde kullanmakta hiçbir problem yok. Bu nedenle D vitaminini birinci sıraya koyuyoruz. Tüm bilimsel yayınların desteklediği gibi COVID-19’a karşı etkili. Diğer vitaminlerden ise C vitamini ve çinko öneriyoruz, zaten tüm hamileliğin ilk 12 haftasında 400 mikrogram kullanımı şart olan folik asit veriyoruz. Bunların haricinde propolis, çörek otu yağı gibi maddelerin viral enfeksiyonlara karşı kısmen bağışıklığı artırdığı yönünde yayınlar var ama hiçbiri COVID-19’a karşı spesifik etkili değil.

RADYO ALATURKA’DA CAN SAĞLIĞI PROGRAMI SAĞLIK, SOHBET VE MÜZİK BİR ARADA

Türk Müziğinin vazgeçilmez radyosu Radyo Alaturka dinleyicilerine kesintisiz müzik ziyafeti sunmanın yanı sıra her Cuma 16:00-17:00 saatleri arasında yayınlanan Can Sağlığı programı ile müziğe sağlık ve sohbeti de ekleyerek, dinleyenler için keyifli ve unutulmaz bir saat sunuyor.

Programda, Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aydın Arslan her hafta bir konu başlığı ile dinleyicilerin sağlık soru ve sorunlarına cevap veriyor. Üsküdar Musiki Cemiyeti kökenli olan Aydın Arslan, seçtiği repertuarı eşliğinde kendi uduyla çaldığı şarkılarla dinleyicilerden tam not alıyor.

Programa her hafta İstanbul Üniversitesi Itrı Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Öğretmeni Emre Işık da gitarı ve şarkıları ile eşlik ederken, aynı zamanda programın moderatörlüğü üstlenen Radyo Alaturka Genel Yayın Yönetmeni Beyza Koç da düetler yapıyor.