Saç kraliçesi Songül Alcı’dan televizyon projesi geliyor…

Türkiye’de saç ekimi ve estetik sektörünün köklü isimlerinden İş İnsanı ve Sağlık Yönetimi Uzmanı Songül Alcı yeni yıla yeni bir proje ile giriş yaptı. ATV Avrupa kanalında sağlık programı yapmaya hazırlanan Alcı, 2022 yılında bomba projeler geliştirdiklerini ifade etti.

21 yıllık Sağlık Yönetimi kariyerinde uluslararası pek çok başarıya imza atan, “Saç Ekimi Yöneticisi” alanında da 3 ödülü bulunan Songül Alcı 2022 yılına yeni projelerle giriş yaptı. Önümüzdeki ay ATV Avrupa kanalında sağlık programı yapmaya hazırlanan Alcı, aynı anda birkaç kişilik iş yapmayı sevdiğini söyleyerek, ”Mesleğimi seviyorum. Çok girdili çok alanla muhatap, çok uzmanlık isteyen ve en muntazam olması gereken bir işi yapıyorum; Sağlık Turizmi, uçak biletleri, oteller turlar, gruplar, geziler, hastanede ameliyat organizasyonu, saç ekimi koordinatörlüğü, ameliyat organizasyonları, ameliyatlara girmek, hasta bilgilendirme ve işlem sonu takipleri. Yine klinik yönetimi, sağlık personeli, tercümanlar, işleyiş, pazarlama ve sosyal medya yönetimi, her bir birimin başında yetkilisi var ise de ben fazla mükemmeliyetçi olduğumdan her yerde olmayı severim. Ayrıca uluslararası alanda tanınan Trawellmed sağlık turizmi şirketinin de kurucusuyum. Hep 5 kişilik iş yapmayı sevmişimdir. Duramam, biyonik kadın derler bana. Medyayla uzun yıllardır hep iç içeyiz. Pek çok gazete, haber sitesi ve televizyonda alanımızda ilgili önemli demeçler verdim. Manşetteyiz’de köşe yazıyorum. Saç ekimi, estetik ve sağlık konularında düzenli olarak bilgilendirici içerikler üretiyorum. Bu bilgilendirmeleri bu yıl televizyona taşıyacağım. Bu yıl için de harika planlarım var. Bunlardan biri televizyon programıydı. Yeni yıla televizyonla start veriyorum.” dedi.


Bilinçsizce kullanılan takviyeler kalp yetersizliğine sebep olabilir

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak uyarıyor:  A, D, E, K vitaminlerinin fazlası vücutta depolanabilir ve hipervitaminozus’a sebep olur. Takviye için kullanılan bitkisel ilaçların içindeki sodyum, potasyum gibi elementlerin fazlası kalp yetmezliğini ağırlaştırabilir

Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Çaynak, artan vakalar ve kalp hastalarının dikkat etmesi gerekenler ile ilgili en çok merak edilen soruları yanıtladı…

Bu sıralarda yeni varyantı ile Covid virüsü olduğu kadar ciddi bir influenza salgını var. Kalp hastaları ne yapmalı?

Öncelikle hangi hastalığın olduğu Covid sürüntü testi ile tespit edilmeli. Hastane ortamında alınan PCR testi en güvenlisi olmakla beraber, evde kendinizin yapabileceği hızlı testler (Lateral flow) ile bu ayrımı yapmak mümkün. Covid olanlar mutlaka doktor kontrolünde tedavi olmalılar ancak bu süre boyunca kullandıkları kalp ilaçlarını aksatmamalıdırlar. Influenza da viral bir enfeksiyon olmakla birlikte yıllardır bilip tanıdığımız gribal hastalıktır. İyi tedavi edilmemiş ve altta yatan bir akciğer hastalığı olan kişilerde bakteriyel zatürreye (pnömoni) dönerek hayati bir hal alabilir. Özellikle kalp yetmezliği olan kişiler her iki viral hastalık için de yüksek risk altındadırlar.

Kalp yetmezliği daha önceden geçirilmiş kalp krizine bağlı olabileceği gibi, kalp kapaklarındaki bozukluklara bağlı da olabilir. Bu kişiler akciğerler ödemine yatkındır ve enfeksiyona hazır bir zemin vardır. Uzun süre sigara kullananlarda akciğerleri adeta bir süpürge gibi temizleyip öksürerek atmanızı sağlayan hücrelerin fonksiyonu bozulur, o nedenle enfeksiyona açıktırlar. By-pass olan, stent takılmış veya kapak ameliyatı olmuş kişiler özellikle mevcut kan sulandırıcılarını aksatmadan kullanmalıdırlar.

KAN SULANDIRICI SİZİ COVİD’DEN KORUMAZ!

Covid döneminde çoğu kişi gereksiz yere kan sulandırıcı kullandı. Bu konuda ne gibi uyarılarınız olur?

Enfeksiyon geçirmemek için, enfeksiyon olup tedavi olurken veya aşı sonrası yaygın bir kan sulandırıcı kullanımı oldu. Eğer Covid olmuşsanız aspirin kullanmak tavsiye edilmekle birlikte, doktorunuz gerek görürse cilt altına yapılan kan sulandırıcılara da başlayabilir. Bu hastalığı ne ağırlıkta geçirdiğinize bağlı olarak değişir. Ancak kan sulandırıcılar sizi hastalıktan korumaz veya aşı sonrası ek bir faydaları yoktur. Fakat bütün bu süreçler öncesi kalbiniz için başlanmış kan sulandırıcıları aynen kullanmalısınız. Kalp veya diğer damarlarında darlık durumu gösterilmiş kişiler, by-pass veya stent olmuşlar mutlaka kan sulandırıcı kullanmalıdır.

MİNİ BY-PASS İLE BİR HAFTADA İŞİNİZE DÖNEBİLİRSİNİZ

Covid zamanında kalp krizleri arttı. Bunun sebepleri nedir?

Evet, kalp krizleri ve bu hastalara uygulanan stent, by-pass gibi tedaviler arttı. Bu hastalar Covid geçirmeden önce kalp damarlarında belli darlıkları olan fakat farkında olmayan kişilerdi. Covid’le beraber pıhtılaşmanın artması ve akciğerlerin kalbi zorlaması sonucu kalp krizi ile hastanelere başvurdular. Covid anında kalp krizini geçirmek hayati tehlikeyi beraberinde getirdi. Bir grup hasta da Covid’i atlatıp by-pass ameliyatı olması gerekenler. Covid özellikle geçtiğimiz dönemin varyantlarında hastaların birçoğunda kalıcı akciğer hasarı yarattı. Bu hastalar klasik olarak göğüs kemiği açılarak ameliyat olursa akciğerler daha fazla yıpranıyor. Ayrıca kemik kesiği ve ağrı nedeniyle çabuk hareketlenip, akciğer fizyoterapilerini yapamadıkları için solunum problemleri yaşıyorlar. Mini by-pass dediğim; göğüs kemiğini açmadan sol kaburgalar arası 4cm’lik bir yerden by-pass ameliyatını gerçekleştirince bütün bu süreç hızlı ve problemsiz yaşanıyor. By-pass ameliyatı olması gereken bütün hastalar bu teknikle olabilirler. Covid geçirmiş, diyabetik, KOAH hastası, kilolu kişilere özellikle öneriyorum. Malum Covid finansal olarak her birimizi etkiledi. Genç, aktif, çalışma hayatının içinde, projeleri devam eden kişiler by-pass ameliyatından ve özellikle de toparlanma döneminin uzunluğundan çekiniyorlar. Mini by-pass sonrası 4. gün arabanızı kullanarak taburcu olabilir, 7-10 gün içinde işinize dönebilirsiniz.

AKTİF DESTEK HAREKETİNE İKİ ÖDÜL

Pharmactive İlaç’ın öncülüğünde hayata geçirilen ve çeşitli sektörlerden çok sayıda markanın destek verdiği Aktif Destek Hareketi ile kamu hastanelerinde beş “Aktif Oda” açıldı. Proje kapsamında ilaç sektörü dışında farklı sektörlerden 12 marka bir araya gelerek güçlerini birleştirdi. Aktif Destek Hareketi, 2 ayrı ödüle layık görüldü. 

Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile kahramanca mücadele eden sağlık çalışanları için “Aktif Destek Hareketi” isimli proje, Türkiye’nin önde gelen ilaç şirketlerinden Pharmactive öncülüğünde, geçtiğimiz yıl hayata geçirildi. Proje kapsamında ilaç sektörü dışında, farklı sektörlerden 12 marka bir araya gelerek güçlerini birleştirdi.

İLK ÖDÜL ATUDER’DEN

Sağlık çalışanlarına moral ve destek vermeyi amaçlayan hareket, kapsamında konforlu ve motive edici bir atmosfer oluşturmak amacıyla, 5 kamu hastanesinde “Aktif Oda” isimli odalar kullanıma sunuldu.

Aktif Destek Hareketi projesi, ilk olarak Türkiye genelinden yaklaşık 1000 acil hekiminin katıldığı 14-17 Ekim 2021 tarihinde Antalya’da gerçekleşen 17.Ulusal Acil Tıp Kongresi’nde Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) tarafından özel ödüle layık görüldü.

AKILLI BAKIM İLE SAĞLIKLI VE CANLI BİR CİLT

Cilt sağlığı ve güzelliği genel sağlığımızın en önemli göstergelerinden biri. Güzel ve sağlıklı bir cilt görünümüne sahip olmak hem güzellik hem de ruh ve beden sağlığı açısından oldukça önemlidir. Cildimizin her zaman pürüzsüz ve sağlıklı görünmesini isteriz.

Yaş almayı durdurmak imkansız olsa da artık ameliyatsız medikal estetik uygulamaları ile daha sağlıklı bir cilde sahip olmak daha canlı ve fresh görünmek mümkün. Yeni nesil el değmeden uygulanan ‘Akıllı Bakım’ da son dönemin popüler uygulamalarından. Kaliteli Yaşam Kliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Yasemin Savaş, ciltteki tüm yaşlanma belirtilerini geri çevirebileceğimiz, cilde canlılık, ışıltı ve sağlık katan yeni nesil ‘Akıllı Bakım’ ı önererek daha canlı ve sağlıklı bir cilde sahip olmanın sırrını paylaşıyor.
 

Akıllı Cilt Bakımı Nedir?

Klasik cilt bakımı anlayışının aksine ‘akıllı cilt bakımı’, cilde el değmeden, cihazda yer alankişiye özel uçlarla yapılır. Temelinde AHA ve BHA solüsyonları ile hidra dermabrazyona

dayalıdır. Kişinin cilt ihtiyacına göre, çeşitli solüsyonlar kullanılır ve peeling işlemi yapılır.

Cihazın içerisinde bulunan multipolar radyofrekans, bipolar radyofrekans ve soğuk başlık teknolojisi sayesinde cildin sedasyonu, gözeneklerin küçültülmesi, besinlerin cilde verimli bir şekilde iletilmesi sağlanır.

Akıllı Bakım Teknolojisi Nedir? Nasıl Çalışır?

Cilde uygulanan yoğun nem ile cilt daha kısa sürede canlı, nemli ve sağlıklı hale gelir. Bunların yanı sıra, kimyasal ve mekanik biçimde uygulanan peeling işlemlerini aynı aşamada gerçekleştiren bir konsepttir.

Farklı tasarlanan iki uçtan mat uç, normal ciltler içindir; ölü derinin temizlenmesinde kullanılır. Pürüzsüz uç ise hassas ciltler içindir; kızarıklığı giderir. Kişinin ihtiyacına göre seçilen solüsyonlar farklı tedavilerde uygulanır. Solüsyon, spreyleme şeklinde kullanılır. Solüsyon artığı ise kenarlardan içeriye doğru absorbe edilir ve konteyner içerisinde toplanır.

Cihazda bulunan multipolar radyofrekans ve bipolar radyofrekanslar, ciltte gençleştirme etkisi için kan dolaşımını hızlandırmayı sağlar. Ayrıca epidermisi soğutarak koruyan bir tedavi gerçekleştirir. Daha çok kolajen üretimi, kırışıklıkların düzeltilmesi, cilt kalitesinin iyileştirilmesi ve ciltte sıkılaşma / gerdirme sağlamak için dermal tabaka 45 – 60 dereceye kadar ısıtılabilir.

​​​​​​​

KARACİĞER YAĞLANMASI

''SON YILLARIN POPÜLER SAĞLIK SORUNU''

Medipol Üniversitesi Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof.Dr.Vedat Göral Karaciğer yağlanması, toplumda, son zamanlarda, çok sık rastlanan bir durum olup, her 4-5 kişiden birinde bulunabilmektedir dedi.

Hastalık, 20'li yaşlarda bile ortaya çıkabilmektedir. Çoğu zaman kilosu fazla, göbekli, bel çevresi geniş, kan şekeri (özellikle tokluk şekeri) yüksek veya insülin direnci bulunan, yeterince hareket ve spor yapmayan, kan yağları değişken, özellikle trigliserid seviyeleri yüksek olan kişilerde görülmektedir. Hastalığın, genetik yatkınlığı ile ilgili olması mümkün olabilmektedir.

Günümüzde sık rastladığımız karaciğer yağlanmasının çoğu, alkolle ilişkili olmayıp, beslenme yanlışları ile ilişkilidir. Bunun pek çok sebebi vardır. En önemlisi, toplumda refah seviyesinin artması, yanlış beslenme, fast-food ve asitli, enerjisi yüksek içecek ve gıdalarla aşırı beslenme, hareket azlığı, spor yapmama, kilo fazlalığı ve obezite sorununun yaygınlaşmasıdır. Basit, sıradan kilo almaların yanında insülin direnci tablosunun varlığı, şeker hastalığı, kanda trigliserid olarak bilinen yağların artışının da, karaciğer yağlanması oluşmasında önemli payı vardır. Aşırı kalori alınımı, yanlış ve dengesiz beslenme, şeker ve enerjisi yüksek gıda tüketimindeki korkunç artış, yağ ve karbonhidrat tüketimi çılgınlığı, rafine atıştırma ürünleri ve tabii ki hareketsiz bir yaşam, bu tabloların oluşmasında ana rolü oynamaktadır.

Normal sağlıklı bir insanda karaciğer hücrelerinde az miktarda yağ bulunabilir ve bu herhangi bir soruna neden olmaz. Karaciğer yağlanması; karaciğer hücrelerinde normalden fazla, hatta bazen aşırı derecede yağ ve özellikle trigliserid toplanması nedeniyle meydana gelen tıbbi bir durumdur. Karaciğerde yağlanma aşırı miktarda olduğunda, karaciğer hücrelerinde birtakım yapısal ve fonksiyonel hasarlara yol açar.

Yağlanmaya iltihap eşlik ederse, bu durum önce karaciğer hücre harabiyetine, sonra karaciğerde bağ dokusu artışına ve daha sonra da NASH dediğimizi kronik bir hastalığa ve karaciğerde siroza ilerler.