İleri yaş kalp kapağı hastalarına ameliyatsız yöntemler umut oluyor… 

Cerrahinin riskli olduğu ileri yaş kalp kapağı hastaları için ameliyatsız yöntemler umut oluyor. Nefes almakta zorlanan, bir odadan diğer odaya dahi geçemeyen hastalara uygulanabilen Mitraclip yöntemi, uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek çok önemli bir yaklaşım özelliğini taşıyor.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kalp kapak hastalıklarının tedavisinde ameliyatsız yöntemlerin tercih edildiğini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi İsmail Ateş, “Ameliyatsız yöntemler, özellikle nefes almakta zorlanan hastaların nefesinin düzelmesini sağladığı gibi hareketlerinin de rahatlamasına yardımcı olur.  Yöntem ayrıca uzun vadede kalbin bozulmasını önleyebilecek çok önemli bir yaklaşım haline geldi.” Dedi.

İleri yaştaki hastalarda cerrahi müdahalenin riskli olabileceğini aktaran Ateş, “Mitral kapaktaki problemler yaş grubu yüksek hastalarda görülür ve bu durumda hastalara cerrahi müdahale yapılması risk taşımaktadır. Evde odadan odaya geçemeyen hastalar düşünün; yani kalp yetmezliği ve kalp kapaklarında sorun var ancak ameliyat olması mümkün değil… Bu gibi cerrahi olarak reddedilmiş hastalara MİTRACLİP yöntemi ile müdahale edebiliyoruz.” Şeklinde konuştu.

 86 YAŞINDAKİ SAADET GÜNER: “MUCİZEVİ BİR AMELİYAT OLDU BENİM İÇİN”

Ankara’da yaşayan kalp kapağı hastası 86 yaşındaki Saadet Güner tedavi sürecini anlatarak,”Birkaç yıldır kalp kapağı hastalığı ile mücadele ediyordum. Mitral kapak tamiri tavsiye ediyorlardı. Ancak yaşımdan dolayı korkuyordum. Amerika’daki doktor ağabeyimin araştırmaları ve tavsiyesi ile Dr. İsmail Ateş beyi buldum. Ameliyat çok güzel geçti. Ağrı duymadım ve işlem sonrası hemen ayağa kalktım. Mucizevi bir ameliyat oldu benim için. Doktoruma çok teşekkür ediyorum.” İfadelerini kullandı.

SMA HASTASI ÇOCUKLAR İÇİN HAZIRLANAN “HAYATA BİRLİKTE TUTUNALIM” PROJE FAALİYETLERİ FRANSA’DA DEVAM EDİYOR

Deprem gibi doğal afetlerde SMA hastaları başta olmak üzere yaşamsal fonksiyonlarını tıbbi cihazlara bağlı olarak devam ettiren bireyler için 'Hayata Birlikte Tutunalım' projesini hayata geçirdiklerini ifade eden proje koordinatörleri Eskişehir İl AFAD Müdürü Recep Bayar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Gürkan Bozan, SMA Hastalığı ile Mücadele Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ece Soyer Demir, Fransa’nın Limoges kentinde yapılan toplantının detaylarını paylaştı: “5 gün süren toplantılarda proje çıktılarının değerlendirilmesinin yanı sıra farklı ülkelerde uygulanan afet ve acil durumlara müdahale yöntemleri, iyi uygulama örnekleri, ilk müdahalenin önemi, tıbbi cihaza bağlı yaşamını sürdüren bireyler ve kullandıkları cihazlar hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu. Ev sahibi Pompiers de l’Urgence Internationale (PUI), toplantı süresince proje ortaklarına tüm imkanları ile destek olmuştur. Gerek eğitim gerek sosyal faaliyetler açısından tüm katılımcıların memnuniyetini kazanmıştır.”

‘Hayata Birlikte Tutunalım’ (Let's Hold on to Life Together) projesi yürütücüleri, proje detayları ve Fransa’da gerçekleşen toplantıya dair önemli açıklamalarda bulundu. 

‘Hayata Birlikte Tutunalım’ (Let's Hold on to Life Together) projesinin Avrupa Birliği Erasmus + Programı Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar (KA202) kapsamında desteklenerek hayata geçirildiğini ifade eden Eskişehir İl AFAD Müdürü Recep Bayar, “Türkiye, İspanya, Fransa ve Letonya’da bulunan kurum-kuruluşun ortaklığı ile hazırlanan proje, 2020 yılı içinde sunulan 239 proje teklifi arasından hibe almaya hak kazanan 30 projeden biri oldu.” diye konuştu.

Projede Spinal Müsküler Atrofi (SMA) hastaları başta olmak üzere yatağa bağımlı olan ve yaşamsal fonksiyonlarını tıbbi cihazlara bağlı olarak devam ettiren tüm kronik bağımlı hastaların yaşam alanlarının afet ve acil durum risklerine karşı güvenli hale getirilmesi ve tahliye sonrası barınma ihtiyaçlarına yönelik standartların belirlenmesinin hedeflendiğini dile getiren Bayar, “Bu hastalara yönelik afet ve acil durumlarda (deprem, yangın ve sel) ilk müdahale yapacak olan AFAD personellerine doğru müdahale ve tahliye yöntemlerinin öğretilmesi de projenin temel amaçlarından birini oluşturuyor.” dedi.

Saç Dökülmesini Engellemek İçin 9 Madde

Saç dökülmesi birçok insanın ortak sorunu. Son araştırmalar pandemi sırasında saçında beyaz olmayan insanlarda da bu konuda yoğun bir artış olduğunu ortaya koydu. Bu nedenle saç dolgusu, mezoterapi ve PRP popülaritesi o kadar da şaşırtıcı değil. Bunun yanı sıra saç işlemleri nispeten yüksek bir hasta memnuniyet oranına sahiptir ve doğal görünümlü, uzun süreli sonuçlar sunabilir. 

Saç işlemlerinden sonra saç çıkma süreci kişiden kişiye değişebilir.  Bazı uygulamalar ise bu işlemin doğası gereği belirli bir süre için yasaklanır. Uzm. Dr. Şafak Göktaş'tan saçların kök salması ve en iyi sonuçların alınmasına yardımcı olmak için kaçınılması gereken dokuz kuralı aktardı.

1. Saçınızı kestirmeyin veya boyatmayın

Saç boyasında kullanılan kimyasallar saçınızın canlılığını olumsuz yönde etkileyebileceğinden birkaç hafta boyunca boya veya kimyasal işlemleri yapmayın.

2. Şekillendirici ürünler kullanmayın

Her ikisi de alıcı alanı temiz tutmayı engelleyebileceğinden, saç uzamasını destekleyen topikal ürünler veya ilaçlar kadar şekillendirme ürünlerinden de uzak durun. Kesin zamanlama hastadan hastaya değişse de, genel olarak yaklaşık bir hafta boyunca topikal ürünlerden kaçınmalısınız.

3. Yoğun antrenman yapmayın

Genellikle, işlem sonrası 2 ila 4 gün ağır egzersizden kaçınılmalıdır. Saç dibindeki kıl folikülleri hassas olduğundan ve herhangi bir kaba aktivite ile yerinden çıkabileceğinden, saç işlemlerinden hemen sonraki dönemde nazik olmak gerekebilir. 

4. Güneşte oturmayın

Güneşe çok uzun süre maruz kalan saç kökleri kuruyabilir. Güneşe maruz kalma, iyileşme sırasında saçlar büyüyene kadar (Birkaç ay kadar) hiperpigmentasyona neden olabilir.

5. Dar saç modelleri, peruklar veya örgüler kullanmayın

Sıkı örgüler gibi koruyucu stiller, adından da anlaşılacağı gibi saçı şekillendirme veya ısı hasarından koruyabilir, ancak aynı zamanda peruklar ve dokumalar gibi saç dökülmesine katkıda bulunma ihtimalleri de var. Özellikle saç dökülmesinin arkasındaki suçlu onlarsa, saç ekiminin ardından, mümkünse süresiz olarak bunlardan kaçınmak en iyisidir.

6. Gömme şapka ve saç koruyucu giymeyin

Herhangi bir yara izini veya bandajı gizlemek istiyorsanız ve mecbursanız şapka takabilirsiniz. Sürtünme, saç foliküllerini potansiyel olarak rahatsız edebilir. Bu nedenle, daha sıkı oturan beyzbol şapkaları yerine sarkık, geniş ve bol güneş şapkaları tercih edin.

7. Saçınızı yıkamayın

Saç folikülleri gevşekse, saçınızı çok erken yıkamak dökülmelerine neden olabilir. 

Bu yüzden saçların her gün yerine gün aşırı veya 3-4 günde bir yıkanması önerilir

8. Fön Makinası Kullanmayın

Saçlarınızı kurutmak için fön makinası kullanmayın. Havlu ile sert bir şekilde kurulamak da önerilmez. Bunların yerine spontan kurumaya bırakma en iyi tercihtir.

9. Çok dikkatli olmayın

Aşırı temkinli olmak geri tepebilir. Bazen hastalar saçlarına dokunmaktan çok korkarlar ve bu nedenle talimatları ihmal ederler. Stresin saç dökülmesini tetiklediği de bilinmektedir. Bu sebeple stresten uzak kalmak, saç dökülmesini önleme açısından önemlidir.

Lonjevite’den cilt mucizeleri için geliştirilen temizleyici

En doğal ve iyileştirici cilt temizleyici ile tanışın! 

Cilt serumları ile kült markalardan biri haline gelen Lonjevite, lüks, suyla aktive olan, yeni cilt temizleyicisi “Daily Detox Powder Cleanse” ile cilt bakım ritüelini değiştirmeye geldi. 

Tüm cilt tipleri için yağı, makyajı ve diğer kirleri etkili bir şekilde temizleyen ve daha yumuşak, pürüzsüz ve parlak bir cilt ortaya çıkarmak için nazikçe eksfoliye eden Lonjevite Daily Detox Powder Cleanse, su ile aktive oluyor. 

L’Occitane’ın beklenen ikonik parfümleri geri geliyor! 

Les Classiques de L'Occitane koleksiyonuyla marka, köklerine geri dönüyor ve geçmişten gelen ikonik kokularını yeniden canlandırıyor.

Her biri benzersiz bir dokunuşlarla yapılmış Ambre, Jasmin & Bergamote, Arlesienne, D’Iparie, Pivoine Flora ve dahası. En sevilen, gelmiş geçmiş en özel L’Occitane klasik parfümleri yeni şişelerinde raflara geri dönüyor. Kullanıcılarının özlemle beklediği bu kült parfümleri keşfedip, ardınızda iz bırakabilirsiniz...