Milli Piyango Yılbaşı Özel çekilişi için çok az bir süre kalırken, Diyanet bir soruya, "Milli Piyango bileti almak haramdır" cevabını verdi. Diyanet, "taraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybetmesi esasına dayalı bütün şans oyunların haram kılındığını ifade etti. 

İyi de biz inananlar bunu zaten biliyoruz. Biliyoruz bilmesine de şu para hırsımız yok mu? Tüm bildiklerimizi bize unutturuyor, ya da görmezden gelmemizi sağlıyor. 

Sizi bilmem ama ben oldum olası parayı sevemedim.

Asla mübalağa etmiyorum, ciddi anlamda paradan hoşlanmıyorum.

Evet biliyorum parasız yaşanmıyor. Ve evet kahrolası düzen bizi paraya muhtaç bırakıyor. Buna rağmen sevmiyorum.

Her şeyin, ama her şeyin adı para!

Pazarda para, okullarda, hastanelerde, doğarken para, hatta ölürken de para.

İnsanlığa hâkim olmuş bir kere.

Bu meret öylesine güçlüdür ki, trilyonluk iş adamlarından, ekmek almakta zorlanan fakire kadar etkisini aynı hırsta ve ölçüde gösterir. Bir gecede milyarları harcayabilen kodaman, beş kuruşluk alacağı için, bir yoksulun evinden kırık dökük eşyasını icra etmeye çekinmez.

Kimisi ay sonunu nasıl getireceğini düşünür, kimisi parasını, nasıl ikiye katlayacağını düşünür. Herhalıkarda akıllarda para, fikirlerde para.

İnsani değerlerin bile parayla ölçüldüğü bir dönemdeyiz.

Herkes kendince ahkam keser, iyilikten güzellikten bahseder, ancak sıra bir insani değer için biraz paraya kıymaya gelince, kırk mazeret arkasına saklanıp, kenara çekilir. Çünkü tapınılan Allah değil, paradır.

Paranın insanlığa verdiği zarar saymakla bitmez.

Para, en yakını bile uzaklaştırıyor.

Para, kazanmak için yalan söyletiyor.

Para, hayattaki tüm mutlu anların en büyük katili oluyor.

Para, can alıyor. Çocuklara silah doğrultacak kadar canavarlaştırıyor.

Para, nefret ettiriyor.

Para, ailenizden mahrum bırakıyor.

Para, insanı tüketiyor.

Evet tüm bu zararları insanoğlu yaşıyor. Ancak insanlar o kadar aç gözlü varlıklar ki, yaşadıkları felaketler onları daha fazla para istemekten alıkoyamıyor.

Misal, on yıllardır şans oyunları ve Milli Piyango çekilişlerinde bir defa olsun şansını denemeyen yoktur. Bu şans oyunlarının devamlı müdavimleri, hatta hastalık ve bağımlılık derecesinde olanları da vardır.

Şans oyunları, at yarışları, kumar, milli piyango ve iddia oyunlarından elde edilen para, haram olduğu için sahibine mutluluk ve huzur getirmez.

Ne diyorum her zaman? Para eşittir Bela.

Şans oyunları ve Milli piyangodan en büyük ikramiyeyi kazanıp da akıbetleri hüsran olan yüzlerce örnek vardır.

Bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Edirne'den A.Y., Milli Piyangodan büyük ikramiyeyi kazandı. Devlet memurluğundan istifa etti. 6 yılda tüm parasını tüketti. Şimdi eski devlet memurluğuna dönmeye çalışıyor.

Sayısal Lotodan büyük ikramiye kazanan O. K., eşinden ayrıldı. İzmirli bir şarkıcıyla evlendi. Hilton'da o dönemin parasıyla 20 milyar liraya nişan yaptı. Kısa sürede parası bitti. Şarkıcı eş O. K.’yı. terk etti. Eskiden marangoz olan O. K. eski günlerini mumla arıyor.

M. S. 53 yaşında. Milli Piyangodan büyük ikramiye kazandı. Eşinden ayrılmak istedi, eşi ayrılmadı. Para eşime kalmasın diye 150 memur maaşı olan parasını 2 ayda tüketti. Şimdi ayakkabı boyacılığı ile geçimini sağlıyor.

Ordu'dan çaycı H. K. 844 milyar lira kazandı. Tüm parasını 1 yılda bitirdi. Şimdi yine çaycılık yapıyor.

Denizli'nin Sarayköy İlçesinde yaşayan M. S., Milli Piyangodan büyük ikramiye kazandı. Parası kısa sürede bitti. Tekrar köyüne dönen M. S. tek katlı toprak evinde yaşamaya başladı. Yeşil kart sahibi ve yaşlılık aylığı ile yaşayan Milyoner evinde donarak öldü.

Sonuç!

Para mutluluk, huzur getirmiyor.

Para ömrü uzatmıyor.

Para menfaatsiz, gerçek sevgiyi uzaklaştırıyor.

O halde paraya kul köle olmak niye?

Ölümlü bir hayatta bu kadar hırs neden ki?

Sahip olduklarımız neden bize yetmiyor ki?

Neden daha fazlasını istiyoruz ki?

En önemlisi para uğruna neden insanlıktan çıkıyoruz?

Bir yerde okuduğum ve aklımda kalan kısa bir hikaye ile yazımı sonlandırıyorum.

Âdem ile Havva'yı kandırdığı için cezalandırılan iblis de onlarla birlikte cennetten kovulmuş, yeryüzünde yaşamaya başlamışlar. İnsanlar doğuyor, yeryüzünde medeniyetler kuruyorlarmış, Günlerden bir gün İblis hoplayıp zıplıyor neşeyle şarkı söylüyormuş.

Onu böyle keyifli gören melekler dayanamayıp sormuşlar eski hocaları iblise;

Hayırdır, nedendir bu sevincin? Diye.

Verdiği yanıt hayret ettirmiş gökteki meleklere.

Para icat edildi, ondandır bu neşem, size ne!

Melekler ikinci kez sormuşlar İblise:

Olsun bunda ne var ki, bizde bilelim hele?

İblis bunun üzerine,

Müritlerim çoğalacak diye.