Nedir dostluk? Yaşanan her ne varsa sebep ve sonuçlarıyla irdeleme, haklı gerekçeleri görebilme, iyi günde olduğu gibi, kötü, negatif durumlarda da ar

Nedir dostluk? Yaşanan her ne varsa sebep ve sonuçlarıyla irdeleme, haklı gerekçeleri görebilme, iyi günde olduğu gibi, kötü, negatif durumlarda da arkadaşının, sevdiğinin yanında yer alma, yanında olmaya çabalama halidir ki, bu sebeple arkadaşlığın taltif edilmiş, seviye kazanmış halidir dostluk. Dostluk ilişkilerinde süreç sınırı, uzaklık sınırı olmayacağı gibi, içeriğinde menfaat ve kurnazca yaklaşım ve değerlendirmelere de yer verilmez.

..

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği, bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar. Adam çok susamıştı. Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir bahçe kapısı ve onları... karşılayan beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:
"Affedersiniz... Burası neresi?"
Kadın ona gülümsedi:
"Burası Cennet, efendim."
Adam bunun üzerine sevinçle:
"Harika!" dedi. "Peki, bana biraz su verebilir misiniz? Gerçekten çok susadım."
Kadın cevap verdi:
"Tabi efendim, içeri girin... İçeride dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz."
Adam köpeğine döndü:
"Hadi oğlum içeri giriyoruz," diyerek kapıya yürüdü... Ama kadın onu birden durdurdu:
"Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Hayvanları içeri almıyoruz..."
Bunun üzerine adam bir an durdu; düşündü ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde yürümeye koyuldular. Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapıyla, yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı...
Adam sordu:
"Affedersiniz. Bana biraz su verebilir misiniz?"
Dede:
"İçeri gel." dedi. "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."
Adam sordu:
"Peki arkadaşım da benimle gelip oradan içebilir mi?"
Dede:
"Tabii..." dedi. "Çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği bir kâse bulacaksın..."
Bunun üzerine adam kapıdan girdi. Biraz yürüdükten sonra sağ taraftaki çeşmeyi buldu. Adam çeşmeden, köpek de oradaki kâseden kana kana içerek susuzluklarını giderdiler.
Derken adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu:
"Su için çok teşekkür ederim. Peki, burası neresi?"
Dede:
"Burası Cennet." dedi.
Bunu duyan adam şaşırdı:
"Ama nasıl olur? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler."
Dede:
"Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi. "Orası Cehennem."
Adam iyice şaşırmıştı:
"Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye hiç kızmıyor musunuz?"
Dede gülümsedi:
"Kızmıyoruz. Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar."

Dostlarınızı Yarı Yolda Bırakmayın.
Bir dostun derdine herkes üzülebilir, bu çok kolaydır.
Bir dostun başarısına sevinebilmek ise
sağlam bir karakter gerektirir...

..

Tüm insanlar da olması istenen, olmasını istediğimiz, çok defa kendimiz istesek dahi başarılı olamadığımız zaaflarımızın galip geldiği hallerimiz vardır; ego, kibir, yalancılık, ikiyüzlülük, abartıcılık hallerinden kurtulamama, karamsar ve kötümser durumlardan sıyrılamama gibi. Dostluk ki öyle özeldir ki, içten ve samimiyet gerektirir, abartı halleri de, sıradanlaşmayı da barındırmaz içinde, realite ve doğruluk hâkimdir dostluk ruhuna.

Kimlere dost denir? Sorusunu ne sorayım sizlere ne de sizler cevaplamaya yeltenin. Hepimiz soru soracaksak kendimize sormalıyız, dost olabilir miyim diye. İçinde yaşadığımız süreçte, menfaat, çıkar ilişkilerinin nemalandığı günlerimiz de, zor, gerçekten dost olabilmekte, dost bulabilmekte çok zor. Teselli olmak, çıkar bir yol bulmak, çıkar bir yol kurabilmek adına, dost olmaya namzet halimizi var edip, geliştirebilirsek, ne mutlu bizlere.

Mir Murat Demir