Kıymetli okuyucularım, bu hafta toplumumuzda geleneksel olduğu kadar ekonomik olarak da büyük önem arz eden bir konuya değineceğim. Düğünlerde takıl

Kıymetli okuyucularım, bu hafta toplumumuzda geleneksel olduğu kadar ekonomik olarak da büyük önem arz eden bir konuya değineceğim. Düğünlerde takılan altınların kime ait olduğunun hukuki boyutuna dair bilgiler sunmaya çalışacağım.

Düğünlerde takılan ve ziynet eşyası olarak adlandırılan altınların kime ait olduğuna dair tartışmalar, boşanma davalarında sıkça gündeme gelmektedir. Toplumda önemli bir yer tutan bu yöndeki ihtilaflar adliyelerde Aile Mahkemelerini de yoğun şekilde meşgul etmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nda çok açık bir düzenleme bulunmadığı için mahkemelerin farklı yönde kararlar verdiği ve boşanma neticesinde ziynet eşyalarının kime ait olacağı hususu ancak Temyiz Mahkemesi olan Yargıtay’ın içtihatlarıyla netlik kazandı.

Toplumdaki gelenek, görenek, örf ve âdet kurallarını da dikkate alan Yargıtay, evlenme sırasında kadına armağan edilen ziynet eşyalarının kadına ait olduğuna hükmetti. Bu şekilde ülkemizde boşanan kadınların birçoğu temyiz incelemesi neticesinde düğünde takılan altınlarını ancak Yargıtay’ın kararıyla kocasından geri alabildi.

Konuyla ilgili emsal bir karara imza atan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılacağını ve düğün merasiminde takılan altınların kadının kişisel malı olarak kabul edildiğini belirtti. Kararda, “Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” ifadelerine yer verildi.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan da düğünde takılan ziynet eşyası ve paraların, hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve âdet kuralı olmadığı takdirde kadına ait sayıldığını ifade etmişti.

Aile hukuku davalarına ait kararların temyiz incelemesini yapan Yargıtay dairelerinin verdiği ve zaman içinde yerleşiklik kazanan kararlara göre düğünde takılan altınlar kadına aittir ve bu takılar, gelinin onayı olmadan hiçbir şekilde kullanılamaz. Evlilik birliği içindeyken dahi kocanın bu takıları kadının rızasını almadan evin ihtiyaçları için kullanması söz konusu olamaz. Yüksek Mahkeme, takıların ev ihtiyaçları için harcanmış olması ihtimalinde bile kadının rızasının olduğunun ispat edilmesini arıyor. Yani altınları ev ihtiyaçları için kullanan koca eşinden izin aldığını ispat edemezse, herhangi bir boşanma durumunda takıları iade etmekle yükümlü oluyor.

Aile Mahkemelerinde bir süredir farklı yönlerde çıkan ve toplumda kafa karışıklığına sebep olan kararlar, Yargıtay’ın ortak içtihadı neticesinde böylece çözümlenmiş olmaktadır.