Cumhurbaşkanı Erdoğan BM Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylamasına ilişkin, "Bu konuda dünya, Amerika'ya çok güzel bir ders verir diye beklentim var, temennim var." dedi.

Ödüle layık görülen isimleri ve onların temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı ödüllerini, milletimizin ve devletimizin kültür sanat imkanlarımıza teşekkürünün, takdirinin bir nişanesi olarak veriyoruz. Her fırsatta ifade ettiğim gibi, bir ülke şayet kültür sanat alanında zirveye çıkamamışsa, diğer alanlardaki başarılarının hiçbirini kalıcı hale getirme, tarihe altın harflerle nakşetme imkanı da yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

"Kendi tarihini başkalarından öğrenen bir milletin mazisi ile atisi arasında güçlü bir köprü kuramayacağını" vurgulayan Erdoğan, ilhamını kendi özünden almadığı sanat, müzik, kültür abideleri üretemeyen bir milletin dünya çapında eserler ortaya koyabilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.

"Görkemli geçmişe layık bir gelecek inşa etmeliyiz"
Erol Güngör'ün "Türkiye'de bugün hala bağımsız bir kültür şahsiyetinden söz ediliyorsa, bunu bizim eski kültürümüzün her türlü hoyratlık karşısında direnecek kadar kuvvetli olmasına borçluyuz." sözüne atıfta bulunan Erdoğan şöyle devam etti:

"Kültür bir yönüyle medeniyetin toplumla buluşmasını da ifade ediyor. Eğer kültürümüzün geleceğini görmek istiyorsak, bakacağımız yer gençlerimizin, çocuklarımızın dünyasıdır. Gençlerin ve çocukların gönül dünyasına, diline, hayallerine erişemeyen bir kültür, müzelerde, kütüphanelerin tozlu raflarında kalmaya mahkumdur. Bunun için zaman zaman siyasi iktidar olmakla, hatta bağımsız bir ülke olmakla kültürel iktidar arasındaki farkı işaret ediyoruz. Her ne kadar birileri bunu kendi kısır siyasetlerinin dar dünyaları içinde yorumluyorsa da aslında biz topyekun milletimizin geleceği konusundaki endişelerimizi dile getiriyoruz.

"Kültür ve sanatı öncelikli hedeflerimizde ilk sıraya taşıyacağız"
Erdoğan, "Görkemli geçmişe layık bir gelecek inşa etmeliyiz" ifadelerini kullanarak, bunun da ancak yeni nesillerin gönlünü, ruhunu ve dimağını doyuracak kültür sanat ürünleri ortaya koyarak yapılabileceğine dikkati çekti.

Kültür ve sanat ile bunların zeminini teşkil eden eğitim öğretime özel önem verdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz 15 yılda bu alanlarda arzu ettiğimiz, hayal ettiğimiz, hedeflediğimiz ilerlemeyi kaydedemediğimiz bir gerçektir. Türkiye'nin ekonomide üç kat büyüdüğü bir dönemde, kültür ve sanat alanında hala bu hayıflanmalar içerisinde olmamızdan da, bir öz eleştiri olarak söylüyorum, üzüntü duyuyorum. İnşallah önümüzdeki dönem, kültürü, sanatı, eğitimi, öncelikli hedeflerimiz arasında ilk sıralara taşıyoruz, taşıyacağız." dedi.

"Öyle de bunlar cahildir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'de, Irak'ta, Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Kafkasya'da, Kuzey Afrika ve diğer coğrafyalarda verdiği mücadelenin anlamının ancak tarihe bakılarak kavranabileceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Fahreddin Paşa'yı ve Medine müdafaasını bilmezsek, işte bir kendini bilmez çıkar, bize 'Erdoğan'ın ecdadı işte böyledir.', adeta 'hırsızdır' diyecek kadar adileşir, alçaklaşır, ileri gider. Bu adam neyin şımarığıdır? Petrolün, elindeki paranın şımarığıdır. Benim ecdadım Medine'yi müdafaa ederken be terbiyesiz, senin ecdadın neredeydi? Sen, önce bunun hesabını bize ver. Üç yıla yakın Fahreddin Paşa orada görev yaptı ve o mukaddes emanetleri biliyordu ki İngilizler gelip orada bir işgal hareketine girerse o zaman oradaki emanetler acaba nereye gider, bunun bilinci içerisinde, ufku o kadar geniş, ne yapıyor, oradan o emanetleri 2 bin civarında askerle İstanbul'a gönderiyor."

İstanbul'a gönderilen emanetlerin belli bir süre sonra saldırı olması ihtimaline karşı Anadolu'nun bilinmez bir köşesinde koruma altına alındığını aktaran Erdoğan, "Şimdi Topkapı Sarayı'nda, Kutsal Emanetler'in olduğu yerde 24 saat Kuran-ı Kerim tilavet edilmek suretiyle oranın anlamına, manasına uygun bir şekilde bu koruma süreci devam ediyor. Ama bu saygısızlığı, bu hakareti yapan kişi, acaba bu emanetler nedir diye sorsanız inanın bilmez. Öyle de bunlar cahildir." diye konuştu.

"Türkiye'nin demokrasi iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız"
Asırlardır barış ve huzur içinde yaşanılan yerlerde bugün karşılaşılan görüntülerin yürekleri yaraladığının ifade eden Erdoğan, "Kendi meselelerimizin üstesinden gelmek için uğraşırken bu kardeşlerimizin bulunduğu durumu görmezden gelmek bize yakışmaz. Bu sebeple bedel ödeyeceğimizi bilsek de asırlarca birlikte yaşadığımız ortak tarih ve medeniyet geçmişine özellikle sahip olduğumuz kardeşlerimizin haklarını savunmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylamasına değinen Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"ABD'nin başkanı tehdit sallıyor. Nedir bu tehdit? Diyor ki 'Biz yüz binler, yüz milyonlar, milyarlar veriyoruz, bizim düşüncemizin aksine hareket edenler var. Bunların hepsini tek tek kaydediyoruz.' Peki, Amerika'ya ne diyorlar, 'demokrasinin beşiği.' Demokrasinin beşiği, dünyada dolarla satın alınacak iradeler arıyor. Sayın Trump, siz Türkiye'nin demokrasi iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız, bizim kararımız bellidir. Tüm dünyaya da sesleniyorum. Sakın ha, böyle ufak tefek dolarlarla demokrasi mücadelenizde iradenizi birilerine asla satmayın. O dolarlar gelir ama satılan irade bir daha geri gelmez. Onun için duruşunuz çok önemli. Biz bugün Afrika ülkelerinin hepsini dolaşıyoruz ama biz dolarlar geri gelsin diye dolaşmıyoruz. Hepsi kimliğini, kişiliğini bulsun diye dolaşıyoruz.

BM Genel Kurulu'ndaki Kudüs oylaması
BM Genel Kurulu'nda yapılacak Kudüs oylamasını hatırlatan Erdoğan, "Şu yapılanları gördüğümüz zaman, 'Bu nasıl bir demokrasidir' diye kendi kendimizi hesaba çekmek durumundayız. Demokrasi mücadelesi verilecekse böyle kalkıp iradeleri dolarla satın almak suretiyle engelleyerek değil, bırakın, herkes iradesini özgür bir şekilde kullansın, özgür bir şekilde ortaya koysun. Temenni ediyorum ki bugün Amerika oradan beklediği neticeyi alamaz ve bu konuda dünya, Amerika'ya çok güzel bir ders verir diye beklentim var, temennim var." açıklamasında bulundu.

Erdoğan, bu söylenenleri, bugünün dünyasının güç ve imkan sahibi kesimlerinin zaten yaptığını, bunların örnekleriyle de her yerde karşılaşmanın mümkün olduğuna dikkati çekerek, "Aynısını yapmamız gerektiğini ifade ettiğimizde biz niçin eleştiriliyoruz? Kültür ve sanat üretimimizi zenginleştirmek için gereken iklimi oluşturmakta bu derece zorluk çekmemizde eksiklerimiz kadar işte bu buram buram eziklik kokan bu zihniyetin de payı yok mudur? Kendimize güvenmez, kendimizi doğru yerde konumlandırmazsak bu kısır döngüden çıkamayız." dedi.