Dünya Kadınlar Gününe sayılı günler kala aklımdan geçen düşünceleri sizlerle paylaşmak istedim. Biz hangi Dünya Kadınlar gününden bahsediyoruz

Dünya Kadınlar Gününe sayılı günler kala aklımdan geçen düşünceleri sizlerle paylaşmak istedim.
Biz hangi Dünya Kadınlar gününden bahsediyoruz, neyi kutluyoruz? Aklım ve mantığımın birbirine ters düştüğü bir konu dönüp dürüyor düşüncelerimde.
Bilindiğimiz gibi birçok resmi yada sivil aktiviteler ile kutlanacak olan kadınlarımız; sadece senenin bir gününde gördüğü saygı ve ilgi yeter midir sizce?
Her sene olduğu gibi sokaklarda, alışveriş merkezlerinde ellerine tutuşturulan bir karanfil ile kadınlarımız mutlu mesut olurken, kendi haklarının bilincinde olmaktan bihaber yaşayıp gidiyorlar..
Sevgili Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere sunduğu Kadının Hakları ve Özgürlükleri, dünyada birçok bilim adamına tez konusu olmuş, geliştirme fırsatı vermiştir. O günlerde elde edilen haklarımız her geçen gün biraz daha önemini yitirerek günümüze kadar gelmiştir.
Hayatın bütün evrelerinde, üstlerndikleri sorumlulukların bilincinde olan kadınlarımıza haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Her geçen gün kadının daha fazla ezildiği, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığı, eşya mal muamelesi yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz.
Çevremizde yaşadığımız gerçekler varken, her geçen gün kadın cinayeti haberlerde yer alırken bizler neyi kutlama derdine düşüyoruz.
Kadınlarımızın senelerce üzerine titrediği kişiler tarafından darp edilerek, cinayetlere kurban gidiyor.
Birçok kadın sevdiği kişi yada kişiler tarafından ruhunda açılan derin yaraların izlerini taşır. Bu yaralar ise, en yakını tarafından çok sevdiği yada hayatını adadığı eşi hayat arkadaşı tarafından açılmaktadır.
‘Biz hangi Kadınlar Gününü kutluyoruz?’ Diyerek sormak geliyor içimden.
Şu an bu yazıyı okuyan her 3 kadından 1 tanesi mutlaka, fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalmış ya da kalmaya devam etmektedir.
Kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ayrımı yapılmadan her kesimde kadınlara karşı gözle görünür kesin şiddet mevcuttur.
Çalışan üreten kadın, toprağa benzer. Atılan tohumu içinde mutlaka büyütür. Günü geldiğinde filizlenir ya çiçek açar, yada diken verir.
Bir kadına hangi duyguyu yüklerseniz misli ile size geri dönecektir. Sevgi ekerseniz, ekilen o sevgi katlanarak size geri döner. Öfke, nefret tohumlarının ekildiği hiçbir toprak size gül vermez.
Biz kadınlar gününün kutlanmasını değil, verdiğimiz emeğin karşılığını, saygıyı, sevgiyi hak ediyoruz, boy boy mesajlar ile kutlanan bu özel günün gerçek anlamını kaçımız biliyoruz.?
Şimdi soruyorum sizlere biz hangi Kadınlar Gününü kutluyoruz?
Sevgi dolu dünyaya uyanmak ümidimiz hiç bitmesin.
Sevgi ile kalın...