HyperFocal: 0

[caption id="attachment_199063" align="aligncenter" width="252"] HyperFocal: 0[/caption]

24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanı Seçimi ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimine iki haftadan az bir süre kaldı. Geçmiş yıllardaki seçimlerin de her biri bir sebeple önemli idi. Ancak bu seçim gerçekten de çok farklı bir seçim olacaktır.


Bizim milletimizin en ufak bir olumsuzluk sebebiyle hükûmeti suçlama ve tecrübeli idarecileri değiştirme gibi geçmişten gelen bir itiyadı vardır. Şu anda da muhalefet partilerinin “Artık tamam!”, “Değiştir!” gibi sloganlarında bu eğilim kendini göstermektedir.


Erdoğan muhaliflerinin bütün bu partizanca bakış açısıyla kötüleme kampanyalarına rağmen son 15 yılda hemen her konuda ilerleme kaydettiğimiz bir gerçektir. Elini vicdanına koyan her aklıselim sahibi vatandaş bunu teslim eder. Bu demek değildir ki bu süre içinde hiç hata yapılmadı. Ama değerlendirme yapılırken nihai karar, doğruların yanlışlardan fazla olup olmadığına bakılarak verilmelidir.


GÜNÜMÜZÜN EN GÜÇLÜ DEVLETLERİ


Günümüzde Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na kayıtlı üye devlet sayısı 193’tür. Bu devletleri çok çeşitli kriterlere göre sıralamak mümkündür. Ancak en sıhhatli sıralama kriteri, cari fiyatlarla yani nominal Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) değeridir. Zaten bu kıstasa göre sıralanmış ülkelerden sekizi (ABD, Japonya, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Kanada ve Rusya), G8 olarak bir forum oluşturmuş olup dünya nüfusunun yaklaşık %14’ünü teşkil ederler. Buna karşılık dünya ekonomisinin yaklaşık %65’ine hükmederler. 8-9 Haziran 2018 günlerinde, Kanada’nın Quebec şehri yakınlarındaki Charlevoix kasabasında 44. defa toplanan, ekonomisi en gelişmiş 8 ülkenin bulunduğu bu grup, 2014’te Ukrayna-Kırım krizi gerekçe gösterilerek Rusya’nın üyeliğinin askıya alınması sonucu G8’ken G7 olmuştu.


G20 grubu ülkeleri ise, G8 ülkelerine ilaveten Arjantin, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Meksika, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği’nden meydana geliyor. G20 ülkeleri, GSYH bakımından dünya ekonomisinin %80’ini oluştururken, dünya ticaretinin de dörtte üçünü gerçekleştiriyor. G20 ülkelerinin nüfusu ise dünya nüfusunun üçte ikisine denk geliyor.


Dünya Bankası’nın 2017 yılı GSYH büyüklüklerine göre yaptığı son sıralama -rakamlar devletlerin küresel ekonomideki payını göstermektedir- ise şöyle:


1- Amerika Birleşik Devletleri %24,32, 2- Çin %14,84, 3- Japonya %5,91, 4- Almanya %4,54, 5- Birleşik Krallık %3,85, 6- Fransa %3,26, 7- Hindistan %2,83, 8- İtalya %2,46, 9- Brezilya %2,39, 10- Kanada %2,09, 11- Güney Kore %1,86, 12- Avustralya %1,81, 13- Rusya %1,8, 14- İspanya %1,62, 15- Meksika %1,54, 16- Endonezya %1,16, 17- Hollanda %1,01, 18- Türkiye %0,97, 19- İsviçre %0,9, 20- Suudi Arabistan %0,87.


AKLA ZARAR ENGELLEMELER


Başka değişik kıstaslara göre 17. hatta 13. sırada olduğumuz listeler var. Her halükârda ilk 20’de olduğumuz kesindir. 15 yılda yakaladığımız pozitif yöndeki ivme pek çok engelle karşılaşsa da 2002’de 236 milyar dolar olan GSYH rakamımız, bugün 850 milyar doları aşmış bulunmaktadır. Bu engellerin vahametini, ne yazık ki gereği gibi takdir edemiyor, başımıza gelenleri çok çabuk unutuyoruz. Bir solukta sayabileceğimiz 17 Mayıs 2006 Danıştay saldırısı, 2007’deki Cumhuriyet mitingleri, yine 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 krizi, 27 Nisan 2007 e-muhtıra, 2008’de iktidar partisini kapatma davası, 7 Şubat 2012 MİT krizi, 2013’teki Gezi Parkı olayları, 17-25 Aralık 2013 darbe girişimi ve nihayet 15 Temmuz 2016 askerî darbe kalkışması küçümsenecek engellemeler midir?


Merkezi Londra’da bulunan ve dünyanın en büyük mali denetleme şirketlerinden olan PricewaterhouseCoopers (PwC), Türkiye’nin 2050 yılında 5.184 trilyon dolar ile dünyanın en büyük 11. ekonomisine sahip olacağını bildirmektedir. PwC tarafından hazırlanan diğer bir rapora göre ise E7 olarak adlandırılan Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Meksika, Endonezya ve Türkiye ekonomileri 2020 yılında, şu andaki G7 ekonomilerinden daha büyük olacak.


LİDERLER ATLASI


Şimdi de bu 20 ülkenin hükûmet başkanlarını, yaşlarına ve devlet yönetimindeki tecrübelerine göre irdeleyelim.


1- Amerika Birleşik Devletleri: Başkan Donald Trump, 14 Haziran 1946 doğumlu, 20 Ocak 2017’de seçildi.


2- Çin: Başbakan Li Keqiang, 1 Temmuz 1955 doğumlu,16 Mart 2013’den beri görevde.


3- Japonya: Başbakan Shinzo Abe, 21 Eylül 1954 doğumlu, 26 Eylül 2006’de seçildi.


4- Almanya: Şansölye Angela Merkel, 17 Temmuz 1954 doğumlu, 22 Kasım 2005’ten beri görevde.


5- Birleşik Krallık: Başbakan Theresa May, 1 Ekim 1956 doğumlu, 13 Temmuz 2016’dan beri görevde.


6- Fransa: Başkan Emmanuel Macron, 21 Aralık 1977 doğumlu, 14 Mayıs 2017’de seçildi.


7- Hindistan: Başbakan Narendra Modi, 17 Eylül 1950 doğumlu, 26 Mayıs 2014’te seçildi.


8- İtalya: Başbakan Giuseppe Conte, 8 Ağustos 1964 doğumlu, 1 Haziran 2018’den beri görevde.


9- Brezilya: Başkan Michel Temer, 23 Eylül 1940 doğumlu, 31 Ağustos 2016’da seçildi.


10- Kanada: Başbakan Justin Trudeau, 25 Aralık 1971 doğumlu, 4 Kasım 2015’ten beri görevde.


11- Güney Kore: Başbakan Lee Nak-yeon, 20 Aralık 1951 doğumlu, 1 Haziran 2017’den beri görevde.


12- Avustralya: Başbakan Malcolm Turnbull, 24 Ekim 1954 doğumlu, 15 Eylül 2015’ten beri görevde.


13- Rusya: Başkan Vladimir Putin, 7 Ekim 1952 doğumlu, 31 Aralık 1999’dan beri başkan veya başbakan.


14- İspanya: Başbakan Pedro Sanchez, 29 Şubat 1972 doğumlu, 2 Haziran 2018’den beri görevde.


15- Meksika: Başkan Enrique Pena Nieto, 20 Temmuz 1966 doğumlu, 1 Aralık 2012’de seçildi.


16- Endonezya: Başkan Joko Widodo, 21 Haziran 1961 doğumlu, 20 Ekim 2014’de seçildi.


17- Hollanda: Başbakan Mark Rutte, 14 Şubat 1967 doğumlu, 14 Ekim 2010’dan beri görevde.


18- Türkiye: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 26 Şubat 1954 doğumlu, 14 Mart 2003’ten beri başbakan ve cumhurbaşkanı.


19- İsviçre: Başkan Alain Berset, 9 Nisan 1972 doğumlu, 1 Ocak 2018’den beri görevde.


20- Suudi Arabistan: Kral Selman bin Abdülaziz, 31 Aralık 1935 doğumlu, 23 Ocak 2015’de tahta geçti.


Liste incelendiğinde en genç hükûmet başkanının 40 yaşındaki Macron, en yaşlı olanın ise 82 yaşındaki Kral Selman bin Abdülaziz olduğu görülür. Erdoğan 64 yaşındadır. Hükûmet başkanlığı süresi bakımından ise bu 20 lider arasında Putin’in ardından Erdoğan gelmektedir. Onları, hükûmet başkanlığında 13. senesini süren Merkel takip etmektedir.


Devlet yönetiminde böyle bir tecrübeyi, kişisel çıkarlar veya partizanca düşüncelerle gözden çıkarmayı düşünmek, her şeyden önce akla aykırıdır. Şunu unutmamalıdır ki tamamen kusursuz lider bulmak imkansızdır. 15 yıldır gözümüzün önünde olan ve ne yapıp ne yapmadığını bildiğimiz, her türlü badireden geçmiş, dünyanın en tecrübeli bir liderine bu defa tam yetkiyle görev vermek dururken sonu belirsiz bir maceraya atılmak, herhâlde en son düşünülecek hareket tarzı olmalıdır. 24 Haziran seçimlerinin, milletimize ve memleketimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.