2020'ye girişle başlayan Koronavirüs salgını dünyanın çok sayıda ülkesinde çok sayıda kişinin ölümüne neden olurken, binlerce insan karantinada tutuluyor. Tüm dünya virüsle mücadele için çeşitli uygulama ve yöntemlere başvururken, 2010 yılında Yahudi zenginler olarak Rockefeller ailesine ait vakfın virüsü bildiği ortaya çıktı. 'Teknoloji ve Uluslararası Kalkınmanın Geleceği için Senaryolar' adını taşıyan rapor bir süre vakfın internet sitesinde yayımda kalırken, daha sonra bilinmeyen bir nedenler yayımdan kaldırıldı.. 

Global Business Network (GBN) yayımlanan raporda 2030 yılına kadar birçok gelişmeden bahsediyor. Raporda, 'Yıllardır öngörülen küresel salgın geldi. Hızla yayılan virüs, salgınlara en hazırlıklı ülkeleri bile altüst etti' ifadeleri yer alırken, virüsten ilk olarak Çin'in kurtulacağı yazıyor. 

Dünya üzerinde herkesin hemfikir olduğu konulardan biri de dünya düzenini elinde tutan belli başlı insanların olduğudur. Fakat ilginçtir ki bunlar aslında asırlardır ayakta kalan ailelerdir. Bu aile zincirleri yıllar içinde gelişmeye devam etmişler ve neredeyse dünyadaki bütün olaylara parmaklarını karıştırmaktadırlar. Bu ailelerin hemen hepsi gözlerden uzak yaşasa da, haklarında bilinenler, bu iddiaları gerçek yapmaya kadar güçlü. İster İllüminati ister 'Yeni Dünya Düzeni' olarak bilinsin, işte sizlere dünyanın en güçlü  ve bir o kadar da karanlık 13 ailesi. 

1- Astor Ailesi:CFR'nin İngiltere kolu olan RIIA (Royal ınstıtute of internatıonal Affaırs Uluslararası ilişkiler Kraliyet Kurumu) Astor ailesi tarafından kuruldu. Kuruluş kayıtlarda 'hayır kurumu' olarak geçer: fakat zengin tabakanın isteklerinin hükümet politikalarıyla uyuşmasını sağlar. Rounda Table kuruluşu Cecil Rhodes tarafından kurulmuştur ve Associatıon Of Helpers (Yardımseverler Birliği)'le beraber çalışan bir kuruluştur ve Clinton gibi ABD başkanlarına burs vermekle tanınır. Oxford Üniversitesi'nde verilen Rhodes Bursu'nun sağladığı eğitimle tek dünya hikimetinin nasıl kurulacağı öğretilir. Astır ailesi özellikle uyuşturucu ticaretiyle ilgilenir ve CIA,MI5, ve Mossad'dan büyük destek görür. 

2- Bundy Ailesi: 16. yy Amerika'ya göç eden Püriten bir ailedir. 'Skulls and Bones Society' (Kurukafa ve kemik Tarikati)'ye birçok üye veren bu aile, ABD yönetiminde önemli görevler üstlenmişlerdir. Bunlar Harvey Hollıster Bundy, William Putnam Bundy ve McGeorge Bundy'dir. Harvey Hollister Bundy Müsteşar, Hazine Bakanı, Savaş Sekreteri'ydi ve atom bombasının yapımında Manhattan Projesi'nde görev almıştı.

3- Collins Ailesi:New England'tan gelen çok köklü bir ailedir. Saatnist bir klüp olan ‘Heil Fire Club' (Cehennem Ateşi klubü) üyesidirler. Bu klübe üyelik Biritanya hükümeti'nin yüksek çevrelerinde itibarlıdır. Satanist akımları dünyaya yayarak beyin kontrollü köle yaratmak için kullanılmaktadır. Bu klüp üyeleri arasında ABD başkanları, İngiliz bakanlar, lordlar ve prenslerde vardır. Bu klüp üyeleri gizli cinsel ritüelleri yapmaktadırlar. Aile’nin geçmişinde bazı aile mensupları (Jane Collıns,1650’li yıllar) cadılıkla ve büyücülükle suçlanmışlardır. Ailenin  Amerika’daki kolu, Amerika İç savaşı’ndan hemen önce Todd soyadını aldı. Ailenin damatları arasında eski Amerikan başkanları Madison ve Lincoln vardır.

4- DuPont Ailesi:Kimyasal ürünlerin bir numaralı ismi DuPont ailesidir. Bütün dünyada her evde birkaç tane DuPont ürünü kullanılır. Özellikle de barut ve patlayıcılarda tekel oluşturmuşlardır. Amerikanın ilk barut fabrikasını kurmuşlardır. 1799 yılında Amerikaya göç eden Pierre Samuel DuPont illuminatik sistem ile bağlantısı olan ilk DuPont’tu. ABD Başkanı Jefferson’ın yakın arkadaşıydı ve ABD hükümeti ordunun barut ihtiyacının karşılanmasını bu yakın arkadaşına vermişti. DuPont ailesi Freeman, Astor, Rockefeller, Rothschıld ve Russell aileleri gibi uyuşturucu ticaretinden yüklü kazanç elde etmişlerdir. DuPont ailesi II. Dünya Savaşında, Adolf Hitler’e askeri malzeme ve cephane yardımı yapmıştır. 

5- Freeman Ailesi: Bundy ailesi gibi ABD danışmanlarının arasındadırlar. Gaylord Freeman, Roger A. Freeman bir çok başkan ve kongre üyesine tavsiyelerini ya da doğru bir tabirle emirlerini uygulatmıştır ama hiç kimse onların adlarını duymamıştır. Gaylord Freeman, aynı zamanda Sion Tarikatı’nın liderlerindenStephen M. Freeman Amerikan kongresinde etkin bir Yahudi lobisi olan Anti Defamation league (Yahudi Aklam Birliği)’nin Kişi Hakları Bölümünü yürütmektedir. Jame D. Freeman Birlik Okulu denilen ve Hiristiyan Birliği için çalışan bir okula liderlik yapmaktadır.

6- Habsburg Ailesi:Avrupa’nın gizli kralı denilen ve Roma İmparatorluğu’nun İmparatorlarından 5. Charles’in soyundan geldiğini iddia eden, Avusturya İmparatoriçesinin oğlu 98 yaşındaki Otto Von Habsburg, ailenin en yaşlı üyesidir. Habsburg ailesi, Hiristiyanlık inançlarına ters düşen, Hz.İsa’nın karısı ve çocuğuyla birlikte çarmıha gerilmekten kurtularak Fransa’ya kaçtığı ve meşhur Merovengian (meroveni) Hanedanlığıyla karışarak soylarını devam ettirdiğini savunmaktadırlar. Bu sebeple 98 yaşındaki Otto Von Habsburg, Kudüs Kralı olmaya aday olduğunu açıklamıştı. Ayrıca Otto von Habsburg, kurulması planlanan Büyük İsrail Devleti’nde Kudüs kralı olmaya aday olduğunu açıklamıştır. Habsburg ailesinin bir önemli diğer özelliği ise Hz.İsa’nın soyunu korumaya adadıkları bilinen “Sion Manastırı’’ isimli örgütle çok yakın ilişkileri oldukları ve bu örgütü finanse ettikleridir.

7- Lord Ailesi: ABD’ye 16. yy gelen ve bireyleri örgüt için üst düzey görev yapmış köklü bir ailedir. Nathan Lord ve Thomas Lord aileleri, ABD yönetiminde etkin roller üstlenmiştir. “Skulls and Bonnes Society’’ nin üyeleri arasında Franklin Atkıns Lord, William Galey Lord, Oswald Bates Lord, II. Charles Edwıns Lord ve Wınston Lord vardır. Wınston Lord 1977-1985 yılları arasında CFR Yönetim kurulu başkanlığı yapmıştı. Charles Edwın Lord döviz kontrolörlüğü yapmıştır. Wınston Lord örgütün köklü aileden gelen bir üyesiydi. Kendi ailesiyle birlikte ABD’ye 16.yy gelen ve bireyleri örgüt içinde üst düzey görev yapmış olan; Harriman, Bundy, Whıtney, DuPont, Russell, Freeman, Astor, Collıns, Stımson ailelerini temsil ediyordu.

8- Morgan Ailesi:Rothschıld ailesinin ABD’deki, Rockefeller ile beraber en büyük ortaklarındandır. Kurucu aile üyesi J. P. Morgan (John Pierpont), Rockeffeller Hanedanlığı’nın kurucusu John Davıdson Rockefeller ile 1800’lü yıllarda ABD’nın para politikasını yönlendirmek üzere planlar yapmışlardır.

J.P.Morgan babası Junıus Spencer Moorgan, İngiltereye iş seyehatlaeri yaparlardı. George Peabody adlı bir yatırımcıyla ortak daha sonra adı “Morgan&Company” olarak değişecek olan bir finans şirketi kurmuşlardı. Rothschıld ailesinin Amerika ayağı olarak beraber çalışmaya başladılar ve Rothschıld ailesiyle Morgan ailesinin Avrupa yatırımlarını kontrol ediyorlardı. Morgan ailesi 1900’lü yılların başında Rothschıld’lerden sonra dünyanın en büyük bankacılık devlerinden biri oldu. Amerika İç savaşı sırasında Amerika Devleti’ni dolandırmaktan suçlanan Morgan ailesi, mahkemeye verilmiş ama her nasılsa beraat etmişler, üstünede yüklü tazminat almışlardı. Genç Morgan, ABD iç savaşı sırasında ordunun bozuk diye tanesi 3,5 dolara sattığı 5000 adet tüfeği bir aracıyla satın almış, daha sonra bozuk denilen bu tüfekleri tanesi 22,5 dolardan silaha ihtiyacı olan bir ordu komutanına satmıştı. Tüfeklerin bozuk olduğunu görünce, komutan parayı ödememek istemiş ama mahkeme,tüfeklerin parasıyla birlikte tazminat ödenmesine hüküm vermiştir. J. P. Morgan Yale Üniversitesi’nin kurucularından biridir ve “Skulls and Bones Socıety’’yi finanse eder. Skull and Bones, Masonik ve Illüminist görüşlerden oldukça etkilenerek kurulmuş ve çalışmalarını bu doğrultuda sürüdürmüş bir topluluktur. Morgan ailesi, ABD’nin çok uluslu dev şirketlerinden General Electirics,U.S Steell Corporatıon, Internatıonal Harvester Company ve kredi notu dağıtan kuruluşların sahibi olan “Morgan&Stanley’’ isimli dev finans şirketini yönetirler.

9- Oppenheimer Ailesi:Nıcholas Oppenheımer, Şeytani İllumınati sisteminin Güney Afrikalı üyesidir. Elmas Kralı babası Harry Oppenheımer’dan büyük bir miras devralmıştır. Dünyadaki elmas yataklarının %95’ine ve diğer altın, platin gibi değerli taş ve maden yataklarının çoğunluk hisselerine sahiptir. Rothschıld ailesinin desteğiyle Cecıl Rhodes’un sahibi olduğu, Güney Afrika’daki en büyük maden şirketi DeBeers Consolidated Mines Şirketi’nin kontrolünü elinde tutar. Dünya’nın en büyük Yahudi Tapınağı olan Johannesburg’da inşa edilen tapınağın baş finansörüdür. MOSSAD’la yakın ilişkisi vardır.

10- Rockefeiler Ailesi:Bu aile, Rothschıld ile piramidin en tepesinde, Lucıfer (iblis)’in emirlerini yerine getiren ailedir. Ailenin kurucusu petrol baronu John Davıdson Rockefeller’dir. Chemıcal ve Chase Manhattan Bbank’ı 1955 yılında ticari bir evlilikle birleştirip bankacılık sektörüne adım attılar. Diğer bankacılık devi şeytani aile Rothschıld’ın desteği ile ABD’nın mali piyasasında önemli söz sahibi oldular. Görünürde ekonomik faaliyetler için kurulmuş trilateral Komısyonu’nu 1973 yılında Rockefeller ailesinden Davıd Rockefeller’dir. ABD’nın tanınmış zengınlerinden olan Davıd Rockefeller her zaman başkanların sağ kolu olarak hemen yanındaki iki koltuktan biri olmuştur. Dünyanın en büyük bankalarından Chase Manhattan Bnak, Cıtıbank ve Standart Oıl, Mobil gibi dünyanın petrol pazarını elinde tutan dev şirketlerin en büyük hissedarıtdı. Şirketin cirosu dünyadaki pek çok devletin yıllık gelirinden daha fazlayıdı. Birleşmiş Milletler binasının bulunduğu Eaıt Rıver’daki çok değerli arsayı Birleşmiş Milletler Konsorsıyumuna hibe etmişlerdir.

11- Rothschıld Ailesi: Rothschıld ailesi, ataları Mayer Amschel Rothschıld tarafından 18. yy Almanya’nın Frankfurt kentinde Yahudi gettolarında ceketinin yakasına astığı sarı siyon yıldızıyla dükkan olarak kullandığı küçük bir evde, eski elbise ve antika madeni para satarak karanlık güçlerle ticarete başlamıştır. Warburg, Schıff, Loeb, Goldman, Kuhn, Cohen gibi diğer Yahudi ailelerle karşılıklı dayanışma içinde yürüttükleri ticari ve ailevi ilişkiler ile zamanımızda bütün dünya piyasalarını kontrol eden finans şirketlerinden ve avrupadaki çeşitli ülkelerde en büyük bankaların sahibi olan dev bir imparatorluğun varislerinden Heınrıch Heıne, şöyle demiştir: “Para, zamanımızın Tanrısı; Rothschıld ise peygamberidir’’ Başkanın sol kolu olarak diğer bir koltuk sahibi Avrupada’ki toplantıları yöneten en yaşlı ve ihtiraslı üyesi Baron Guy de Rothschıld idi. Rothschıld atası Mayer Amschel tarafından, 18. yy Almanyanın Frankfurt kentinin Yahudi gettolarında, ceketinin yakasına astığı sarı Yahudi yıldızıyla aynı zamanda dükkan olarak kullandığı küçük bir evde eski elbise ve antika maden para satarak kurulan ve şimdi dünya piyasalarını kontrol eden finans şirketlerinden ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki en büyük bankalarından oluşan dev bir imparatorluğun varislerınden biriydi. Bir asırlık bir zaman zarfında Rothschıld ailesi Alman, İngiliz ve Fransız borsalarını ve daha sonra bu ülkelerin ve diğer ülkelerin borsa ve merkez bankalarını ele geçirmiş, Avrupa’da krallara ve devletlere kredi açabilecek kadar varlıklı bankaların ve finans şirketlerin sahibi olmuştu.

12- Russeil Ailesi:Bu ailenin geçmişi uyuşturucu ve köle ticaretine dayanmaktadır. Ayrıca “Skulls & Bones Socıety’’ ve “Yehova Şahitleri’’nin kurucularındandır. Tarikatların kurucularından olmadan önce, Generall Russell, İllumınati ile bağlantı kurmuş ve örgütün fikirlerinden etkilenmişti, Russell ailesinin Pıttsburgh’ta özel bir mezarlığı vardır. Ayinlerini ve gizli ritüellerini burada yapmaktadırlar. Russell Vakfı “Skulls and Bones Socıety’’nın gizli finansörüdürler.

13- Warburg Ailesi:Rothschıld ailesinin ortakları ve geçmişi, bu aileyle aynıdır. İspanya’ya kaçan Sımon Von Kessel, burada zamanla Warburg şehrine yerleşerek soyadını değiştirmiştir. Sımon Von Kessel’ın torunu Marcus Gumprıch Warburg tefecılık ve tüccarlıkla Hamburg’a yerleşti ve bankacılık alanında yoğunlaştı. M.M Warburg, bankasını kuran Marcus’un oğulları, Rothschıld ailesiyle ilişkilerini yoğunlaştırdılar ve bütün Avrupanın finans piyasasını tekellerıne aldılar, Almanya’nın başbakanlarıyla ve prenslerle Max Warburg yakın ilişkiler içindeydi ve kraliyet saraylarına mali danışmanlık yapıyordu. Günümüz dünyasındada bu ailelerin devamı olan kişiler ülkelerinin ve dünyanın yönetilmesinde gerçek ve yetkin söz sahibi olmaya devam etmektedirler. Bilgi ve iletişim çağında coğrafyaların yakınlaşması ve istihbarat ve muhabere teknolojısının artması bu şahıs ve sahip olduğu şirketlerin gücüne güç katmış ve daha doğru kararlar almalarını sağlamıştır.