Dizi sektörünün en uzun ömürlü dizisi Arka Sokaklar’a katıldın. Karakterinin hikayesinden biraz bahseder misin?

Böyle bir projenin içinde olduğum için çok mutluyum. Arka Sokaklar herkes tarafından bilinen, sevilen ve saygı duyulan bir proje. Karakterimin hikayesi; yine ekibin başına bir takım aksilikler geliyor. Bu komplolardan birinde artık iş çığrından çıkıyor ve bakanlık Ankara’dan bir müfettiş gönderiyor. Bu müfettiş sadece işiyle yaşayan, kendi kuralları olan, adaletli, sert ve güçlü bir karakter… Ben de hep böyle bir karakteri canlandırmak istemiştim. 

Seni uzun bir süre izleyebilecek miyiz?

Şimdilik öyle görünüyor. 

Bu karakter seni heyecanlandırıyor mu?

İnanılmaz heyecanlandırıyor. Her oyuncunun hayalinde, bir gün canlandırmak istediği bir karakterler vardır. İlk olarak; aynı projede iki farklı karakteri oynamaktı. İkinci olarak da bir ajan, komiser, güçlü bir kadını oynamak istiyordum. Bu hayalim gerçekleşmiş oldu. 

Bir röportajında “Küçükken neyi hayal edersem o olmak isterdim” demişsin. Hala bu durum devam ediyorum.

Küçüklüğümden beri her şeye karşı büyük bir hevesle öğrenme ve bilme isteğim vardı. Bu hevesim, bu heyecanım hiç bitmedi. Piyano çaldım, spor yaptım, iyi bir şoförlük olma eğitimleri aldım, çocuk drama hocalığı yapıyorum… Aklımda olan her şeyi deneme isteğim var. Bu heves dilerim ömür boyu geçmez.

Hem günlük dizi, hem haftalık dizi hem film… Neredeyse sektörün her alanında iş yaptın. Mesleğini sorguladığın zamanlar oldu mu?

Mesleğime ara verip, bambaşka işler yaptığım “Ben artık oyunculuk yapmak istemiyorum” dediğim zamanlar oldu. Gerçekten bu işi neden yapıyorum? Bu soru üzerine düşündüm. Ben her seferinde oyunculuğu sevdiğim için geri döndüm. Oyunculuğun getirdiği maddi ve manevi kazançlar var. Getirileri olduğu kadar götürdükleri de çok fazla. Eğer gerçekten oyunculuğu seviyorsan götürdüklerine bakmıyorsun. 

Hiç pişmanlığın olmadı o zaman?

Kendimi sorguladığım zamanlar oldu, ama asla oyunculuktan pişman olmadım. “Ben şimdi ne istiyorum, ben şimdi ne hissediyorum?” sorularına çok önem veren bir insandım. 

Hep mi böyleydin?

Evet, ama çocuk gelişimi eğitimi aldıktan sonra bir insanın hayatında duyguların ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Aslında hepimiz o duygularla varız, ama büyüdükçe bir şekilde duygularımıza ket vuruyoruz. Bu aralar duygularımın sesine kulak verdiğim zaman. 

Seni oyunculuğa bu kadar bağlayan duygunun adı nedir?

Oyunculuk sürekli öğrenmeye ve yeni bir şeyler üretmeye açık bir alan hediye ediyor. Bendeki öğrenme hevesi, o heyecan oyunculukla doyuyorum. Her yeni projede yeni şeyler öğreniyorum. Benim en büyük tutkum bu. 

Oynayacağın karaktere kendini nasıl hazırlıyorsun?

“Gerçekten ben bu kadın olsam ne tepki veririm?” sorusunu önce soruyorum. Bir yandan da o karakterden kendimi uzaklaştırmam gerekiyor. Her rolü kendimiz gibi oynarsak o zaman hep aynı oyunculuğu yapmış oluruz. Ben o karakteri nasıl öne çıkarmalıyım? Çünkü hepimiz bir şeyimizle öne çıkıyoruz. Herkesin bizi diğerinden ayıran bir özelliği vardır. İşte ben o özelliği bulmaya çalışıyorum. 

Çocukları çok seviyorsun. Hatta oyuncu olmasaydım anaokulu öğretmeni olurdum diye bir cümlen var. Peki, anne olmak istiyor musun?

Şuan değil, çok ileride. Benim şuan çok çocuğum var. Bir çocuk eğitmeninin ne kadar önemli ve ne kadar zor olduğunu öğrenmiş oldum. 

Pandemi koşullarından sonra herkes yeni bir düzenin içine yerleşmeye başlıyor. Sen kendi hayatının içinde bu düzeni nasıl bulabildin?

Bütün düzenimi değiştirdim. Pandemi bizi bağladı. Bazılarımızı eve, bazılarımızı odaya, bazılarımızı hastaneye bağladı. Bunun bir insanı ne kadar körelttiğini fark ettim. Bir ağaç gibi yıllarca tek bir yere kök salmam gerekmiyor. Ben bir ağacım, ama hangi hava bana iyi gelecekse ben oralara çiçek açmak istiyorum. Kök salmak değil. 

Ne kadar süredir eğitmenlik yapıyorsun?

Pandemiden önce başladım. İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’ne başlamıştım. 1 sene okuyup, dondurduktan sonra Osman Yağmurdereli Akademi’de bir dönem çocuk drama eğitmenliği yaptım. Yağmur Yapım da oyuncu koçluğu yaptım. Şimdi tekrar başlayacağım. 

Öğretmenlik gözüyle baktığında neler düşünüyorsun?

Öğretmenlik çok saygı duyduğum bir meslekti. Hele bu işe başladıktan sonra daha çok saygı duymaya başladım. Hayatım boyunca herkesle bildiklerimi paylaştım. Paylaşmayı çok severim. Şunu fark ettim ki, artık çocuklar bağıramıyorlar. Biz sokakta oynarken körebeyi bağırarak oynardık. Ben derse başlarken çocukların seslerini çıkartabilmeleri için bağırmalarını sağlıyorum. Çocukların bir şekilde seslerini çıkarmaları lazım. 

Hayatta keşkelerin mi yoksa iyikilerin mi ağır basar?

Önceden keşkelerim ağır basardı. Bir senedir iyikilerim ağır basıyor. Eskiden korkularım vardı. artık hayata karşı korkmamam gerektiğini öğrendim. Hiç adım atmamaktansa, attığım adımdan öğrendiğim tecrübenin beni bir adım daha ileri götürdüğünü öğrendim. Hayata sıfırdan başlamıyorum, tecrübelerimden başlıyorum. 

2022’ye girmemize çok kısa bir zaman kaldı. Gerçekleştirebileceğin tek bir dilek hakkın olsa ne dilerdin?

Çevremdeki insanlara biraz daha fazla yardım etmeyi dilerdim. Kendime kullandığım cesaretin biraz daha artmasını ve bu cesaretin herkese yayılmasını isterim.