Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. Yılı kapsamında İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Barış Zirvesi'nde, Türkiye ve İstanbul'a gelen yabancı konukları "Hoşgeldiniz'' diyerek selamladı. Erdoğan, Çanakkale Kara Savaşları'nın 100. yılı vesilesiyle düzenlenen anma törenlerine katılma davetini kabul ettikleri için konuklara teşekkür etti.

Çanakkale Savaşı'nın detaylarını, farklı ihtimallerin tartışmalarını tarihçilere bıraktığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bizim yöneticiler olarak üzerinde durmamız gereken husus, ülkelerimizi yeniden bu tür yıkımlara sürüklemekten nasıl kurtarabileceğimiz olmalıdır. Tarih bu konuda önümüze çok acı örnekler, çok acı dersler getiriyor. 100 yıl önce bir Anzak'ı vatanından binlerce kilometre ötede bir Osmanlı askeriyle Çanakkale önünde karşı karşıya getiren dünya sistemi, bugün çok daha karmaşık, çok daha iç içe hale geldi. Günümüzün küresel sistemi içinde hiçbir ülkenin, diğerinin yaşadığı sıkıntılardan kendini tümüyle tecrit etme imkanı yoktur."

"İşbirliği zorunlu hale dönüştü"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın herhangi bir köşesinde tutuşan ateşin, eninde sonunda başka yerlere de sıçradığına işaret etti.

Kriz bölgelerinde başlayan nüfus hareketlerinin, önce komşu ülkelere ardından tüm dünyaya yayıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Huzurun, istikrarın ve refahın tüm dünyaya hakim olması için iş birliği içinde hareket etmemiz, artık bir tercih olmaktan çıkıp, zorluluk haline dönüştü. Sadece ülkelere değil, uluslararası örgütlere de bu bakımdan büyük sorumluluk düşüyor. Bizim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin işleyişine ve yapısına getirdiğimiz eleştirilerin gerisinde, işte bu tespitler var. Onun için 'Dünya 5'ten büyüktür' diyorum.''

"Ermeni iddiaları mesnetsizdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1915 olayları konusundaki Ermeni iddialarına ilişkin, "1915 olayları konusundaki Ermeni iddialarının, öne sürülen rakamlar başta olmak üzere hepsi de dayanaksızdır, mesnetsizdir" dedi.

AB'nin, Türkiye'nin arşivlerini açmasına yönelik telkinlerde bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi AB'ye tekrar hitap etmek istiyorum. Türkiye'nin arşivlerini açmasını bize nasihat ediyor. Buradan cevap veriyorum; Ey AB, 12 yıl başbakanlık yaptım. Bir yıla yakındır da cumhurbaşkanıyım. Her gittiğim uluslararası toplantıda ve ülkemdeki her toplantıda arşivlerimizi açmaya hazır olduğumuzu, bir milyona yakın belge ve bilginin olduğunu her zaman söylüyorum. Ve diyorum ki; Ermenistan'ın arşivlerinde de varsa onlar da açsın. Üçüncü ülkelerde de varsa onlar da açsın. Hatta daha da ileri gidiyorum, biz askeri arşivlerimizi de açmaya hazırız diyorum."

"Ecdadımız zulmetmemiştir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu noktada endişeleri ve korkuları olmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Biz inanıyoruz ve biliyoruz ki ecdadımız zulmetmemiştir. Şu anda bizim ülkemizde 80 bin civarında Ermeni var. Bunların yarısı vatandaşımızdır. Yarısı ise Ermenistan'dan yoksulluk sebebiyle kaçarak ülkemize gelmiştir. Ama biz onları tekrar ülkelerine göndermedik. Şu anda ülkemizde yaşıyorlar ve misafirimiz bunlar. 40 bini de vatandaşımız. 40 bin vatandaşımız olan Ermenilere sorsun Ermeni diasporası, 'Size Türkiye'de zulüm var mı?' Beraber yaşıyoruz. Van'da Akdamar Adası'nda, Ermeni Ortodoks Kilisesi'ni başbakanlığım döneminde hazinenin parasıyla bizzat yaptıran biziz. Her yıl orada Ermeni vatandaşlarımız, dünyanın değişik yerlerinden gelen Ermeniler ibadetlerini yapıyor. Her şey açık ortada, bizim çekinmemize gerek yok. Çok basit bazı şeyler uydurmak suretiyle ülkemize ve milletimize yöneltilen saldırılar kesinlikle art niyetlidir. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Biz yaşanan hiçbir acıyı yok saymadığımız gibi acıların yarıştırılmasına da rıza göstermeyiz. Balkanlar'dan, Kafkasya'dan ve çevremizdeki tüm bölgelerden Anadolu'ya göçler sırasında ölen 4 milyonu aşkın Müslüman için ne kadar üzüntü yaşamışsak, hayatlarını kaybeden Ermeniler için de o derece üzüntülüyüz."

"Her ülke dünyanın sorunlarına duyarlı olmalı"

Suriye'de ölen 300 bini aşkın insanın sorumluluğunu, hiçbir ülkenin ve hiçbir toplumun daha fazla kaldıramayacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ama Akdeniz'de, Ege'de botlarla kaçanlar, o denizlerde boğuluyor. Ne diyorlar, 'Varsın boğulsun, varsın ölsün'. Bunlar insan değil mi? Nerede kaldı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi? Niçin bunları kurtarmak için gayret etmiyoruz? Burada hepimizin ortak bir sorumluluğu var. Biz boğulmalarını istemiyoruz. Sahil güvenlik botlarımız gider, kurtarır, alır, bakarız, besleriz, ondan sonra da ülkesine göndeririz. Bizim yaptığımız bu."

"İsrail-Filistin ihtilafı Ortadoğu'da barışa engel"

Erdoğan, İsrail ile Filistin arasındaki ihtilafın, Ortadoğu'da kalıcı barış ile huzurun sağlanması önündeki en büyük engel olduğunu belirterek, "Filistin topraklarının işgali sona erdirilene ve 1967 öncesi sınırlara kadar dönmesi halinde bizler buraya desteğimizi sürdüreceğiz. Başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulana kadar bu sorunun çözümü mümkün değildir" dedi.
Editör: TE Bilisim