İSTANBUL (DHA) - Her şeyin büyük bir hızla değiştiği günümüzde eğitim anlayışı da ihtiyaçlara istinaden değişime uğruyor. Artık yalnızca diploma almayı değil; mesleki yeterliliğe,  öğrenmeyi öğrenmeye, düşünme ve fikir üretme yetisi kazandırmaya ve sürekli gelişim bilincine ve isteğine de ulaşmayı hedefleyen bu yeni sistem, Eğitim 5.0 olarak adlandırılıyor. Eğitim sistemindeki bu yenilenme ile birlikte teknolojik gücü doğru yönetecek akıllı toplum felsefesine ulaşma amaçlanıyor. Öte yandan disiplinler arası eğitimi teşvik etmek, eğitim yelpazesini geliştirerek bireylerin farklı alanların uzmanı olarak iş yaşamına katılmasını sağlayacak bir alt yapı oluşturmayı da amaçladığı ifade ediliyor.

Bu yeni sistem hakkında açıklamalarda bulunan Nişantaşı Üniversitesi Kurucusu Levent Uysal; bu çağda teknolojinin toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil, yardımcı olarak algılanması gerektiğini ifade etti.  Uysal, “Bizler şimdi yapay zekadan, teknolojinin gelebileceği noktadan korkuyor olabiliriz. Bunun en önemli sebebi, bilmiyor oluşumuz. Oysa, Eğitim 5.0 ile birlikte öğrencileri değişime hazırlamanın ve ihtiyaçları yönetecek yetilerle donatmanın gerekliliği reddedilemez” diye konuştu.

ÖĞRENCİLER AKTİF ÖĞRENME SÜRECİNE DAHİL OLMALI

Öğrencinin, aktif olarak öğrenmenin tüm süreçlerine dahil olduğu bir eğitim sisteminin gerekliliğinin altını çizen Uysal, “Öğrencinin, okul ve sınıf ortamından bağımsız, dinamik ve sürekli bir öğrenme gerçekleştirdiği; öğrenmeyi, düşünmeyi, fikir üretmeyi, araştırmayı, bilgiyle ne yapması gerektiğini öğrendiği; öğretmenin de öğrenci olduğu, öğrencilerle birlikte öğrenme sürecine katıldığı, destekleyici ve rehber görevi yürüttüğü bir sisteme doğru reform gerçekleşmeli. Ne yazık ki eğitim; bireyleri, okul sonrası yaşamlarına, geleceğe ve gelişime hazırlayamıyor. Müfredatlar da, öğrenme biçimleri de tek düze ve sıkıcı kalıyor, bireylerin farklılığını gözetmek yerine, tek tipleşmeye götürüyor” ifadelerini kullandı.

Uysal, Eğitim 5.0’ın temelini, kişiselleştirilmiş eğitim, öğrenim esnekliği, sürekli gelişim, eleştirel düşünme ve problem çözme, veri yorumlama, öğrenci katılımlı müfredat, proje bazlı öğrenme ve teknoloji ve eğitim birlikteliği dinamiklerine dayanan geleceğin eğitim modeli olarak tanımladı.

İNSANSIZ TEKNOLOJİYE AYAK UYDURMAK ZORUNDAYIZ

İnsanların yapay zekadan, teknolojinin gelebileceği noktadan korktuğunu söyleyen Uysal, çağa ayak uydurmanın önemini vurguladı.

Korkunun önemli sebebinin, bu gibi yeni teknolojileri bilmiyor oluşumuzdan kaynaklı olduğuna dikkat çeken Uysal, “Bu teknolojinin nereye gideceğini, neler yapabileceğini bilmiyoruz. Yapay zeka bizim yaratımımızın bir ürünü ve kod diziliminden ibaret. Bu sebeple yapmamız gereken, ondan korkmak değil, onu öğrenmek, onu geliştirmek, bir yardımcı haline getirmek ve insanoğlu olarak daha ileriye, daha iyiye gitmemiz için bir araç olarak kullanmak” dedi.

Uysal, insansız teknolojilerin hayatımızın içinde ve sürekli gelişmekte olduğunun altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İster özel sektörde, ister bireysel hayatımızda, yapay zeka; insanlık gelişiminin doğal ve kaçınılmaz bir gerçeği. İnsansız teknolojilerin var olduğu bir düzende, insan da yepyeni bilgilerle ve yetilerle donanmak zorunda. Geleceğin dünyası, yenilikçi beyinler tarafından şekillenecek.”

GENÇLER GELECEĞİN SORUNLARA EĞİTİM 5.0 İLE CEVAP VERECEK

Eğitim 5.0 ile geleceğin ihtiyaçlarına ve sorunlarına cevap verilebileceğini ifade eden Uysal,  modelin gençlere sağlayacağı avantajları sıraladı.

Uysal, “Öğrenmeye açık, ileri görüşlü ve yenilikçi bireyler yetiştirebilecek. Bireylere, merak ve yaratıcılık duygularını taze tutabilecek ve bunları geliştirebilecekleri ortam sağlanabilecek. Kendi öğrenme biçimlerini, ilgilendikleri konuyu ve yeteneklerini keşfedecekleri alan ve destek verilebilecek. Değişime uyum sağlayabilecek, hatta yönetebilecek deneyim, bireylere verilebilecek. Bireylerin farklılıkları gözetilebilecek ve bu farklılıklarının temel alınacağı bir öğrenim sistemi sunulabilecek. Kendi hızlarında çalışabilme, bireysel ihtiyaçlarını ifade edebilme, kişisel sınırlarını genişletme, öğrenmenin yanında öğretebilme ve sorumluluk alma fırsatını elde edebilecek. Yüzyılın en önemli yeterlilik alanlarından biri olan eleştirel düşünme ve problem çözme temelli olan bir müfredat hazırlanabilecek” ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilisim